hesabın var mı? giriş yap

  • her ne kadar minibüsçüleri gerçekten sevmesem de haksız bir dayaktır. çocuk yola o kadar kontrolsüz çıkıyor ki orada kim araba kullanıyor olsa o çocuğa çarpardı.

    şoför yine de tecrübeliymiş bence. çocuk tam doğal seçilime kurban gidecekken minibüsçü sayesinde kurtulmuş.

  • (bkz: zorba)
    (bkz: insan olmak)

    edit: depresyondan hemen çıkmak istiyorsaniz cioran ve diğer pesimist yazarlar da önerilebilir aslında.çürümenin kitabını 20 sayfa okuduğumda ''sen ne zırvalıyon amk evladı ve bunlardan bana ne" diyip kitabı kapatıp bime buono çikolata almaya gitmiştim.

  • kaan'a çektiği şut için kızmak futbol cehaletidir. tüm takım neredeyse 18 içinde kalmış ve kaptırılacak top kontraya sebep olur. böyle pozisyonlarda atak sonlardırma tercih edilir ve bu yüzden de gol olursa süper gol olsun, olmazsa da dışarı çıksın vurusu tercih edilir. buna altyapı eğitimi deniyor.

  • seneler önce bir furya vardı hani, "ünlülerin maç izleyişleri" diye, sanırsam zamane televolesi (ki o zamanlar spor ağırlıklıydı) önemli maçlarda ünlüleri evlerinde, cafelerde vs. maçı seyrederken çekip yayınlardı. böyle boş, böyle anlamsız bir konseptti.

    yine bu tür programlardan biri, kameraya alınan kişi ise bu sefer "müslüm gürses"... 3 büyüklerden biri avrupa takımının tekine karşı oynuyor, bir kahvehane dolusu insanla beraber maçı tüm dinginliğiyle müslüm gürses de izliyor.

    bizim takım bir noktada atağa kalkıyor, tüm kahvehane ahalisinde heyecan dorukta -müslüm baba sakinliğini koruyor-. atak devam ediyor, millet ayaklanıyor...ve en sonunda gol oluyor.
    ...herkes çığlık çığlığa, ayakta, birbirine sarılıyor, tezahuratlardı, haralasıydı, güreleseydi... lakin müslüm gürses hala oturuyor.?

    neden sonra, golden yaklaşık 1 dakika geçmişken, millet sakinleşip yerine oturmaya başlıyor, ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle müslüm gürses o efsanevi repliğini sarfediyor:

    "evet, gol..."

  • bunların kol uzunluğu dirseklere kadar olanlarından giyniyorum, cebine de erik doldurup kütür kütür yiyorum vallahi. ardından düğmesini boynuma kadar ilikleyip çorabıma sıkıştırdığım marlboro'yu içerken kahvede okey oynayanlara yancılık yapıyorum. hayat bana güzel hacı.

    bu arada derdinize sokayım...

  • bayansanız kesinlikle ama kesinlikle üzgün bir ses tonu ile ;

    - ticaretini yapmıyorum ki ben bu işin , ihtiyacım olmasa satar mıyım hiç güzelim arabamı.

  • yıl 2001: stajyer maaşıyla her hafta sonu geziyorum, yiyorum içiyorum
    yıl 2005: yeni mezun maaşıyla her akşam işten sonra arkadaşlarımla çıkıp bir iki bir şey içiyorum, yemek yiyorum, geç kalırsam ciddi mesafeleri taksiyle dönüyorum. yine de ailemle yaşadığım için kenara para koyabiliyorum.
    yıl 2010: proje şefi maaşıyla kenara para koyuyorum, yılın 9 ayı yoğun çalışıyor, 12 ayı her yere gidip her şeyi kaygısızca (görgüsüzce değil) yapabiliyorum. bayağı bir ülke de görüyorum bu arada hey gidi...
    yıl 2020: 2010-2019 arası kenara koyduğum parayı yiyorum, aylık mutfak masrafım 2005 yılındaki maaşımdan fazla.

    sürünerek emeğini ve hayatını ziyan ettirmeye fit olan arkadaşlar için ise sadece üzülüyorum. en azından ben gençliğimde güzel, keyifli yaşadım. kültürden, eğlenceden, bilgiden geri kalmadım. emeğimin hep bir karşılığı oldu. sizin neslin hayatının bile bedeli yok neredeyse.

    edit: bir 2022 güncellenmesi istendi entryde. deniyorum, ama ne kadar anlamlı olacak bilemiyorum çünkü entrynin varsaydigi tüm standartlar (yaşam, geçim, ekonomi) yerle yeksan olmuş durumda. 2020 yılına kadar kendi işimizi yaparak mütevazı biçimde yaşamımızı sürdürürken, aynı çalışma sistemi ile geçinmek 2022 yılında sürdürülebilir olmaktan çıktı. haftada 60+ saat çalışarak sıfıra sıfır ayı gecirebiliyoruz. ilave masraflar çıkması halinde (örneğin son iki ay ortaya çıkan sağlık masrafları) basbayağı içeri giriyoruz ve bu içeri girenler nasıl çıkacak bilemiyoruz. bayağı kayaya çarpmış durumdayız. kurduğumuz düzen alt üst olmuş durumda. emeği geçenlerin allah belasını versin gerçekten.

  • muhalif değil, iktidar yanlısıdır. kendisi zaten o x kişisi aday olsa bile muhtemelen oy vermeyecektir. amacı algı yapıp muhalif seçmenin muhalefete oy vermesini engelleyerek iktidarın kazanmasını sağlamaktır..

  • yıllarca "lider sultası", "parti içi demokrasi" kavramını ağzına sakız edenlerin nedense tek bir olumlu yorumla bile bahsetmediği seçim. eksikler olabilir, düzeltilmesi gereken hususlar olabilir. bu tecrübeden sonra bir dahaki seçimde daha da iyisi yapılır.

    kimse kusura bakmasın da türkiye'nin mevcut şartlarında, bunu takdir etmeyen aydın, demokrat falan değildir.

    tahminlere göre meclise girecek chp milletvekilerinin yaklaşık yüzde 80'i önseçimlerde gelmişlerden oluşacak.

    bu ne demek biliyor musunuz? seçilmek için, yerinde kalabilmek için genel başkana, parti üst yönetimine yalakalık yapmak zorunda kalmayacak milletvekilleri. ilk başta chp üyelerine yani halka karşı sorumlu olacaklar.

    işte bunu yapan adam da kendine güvenen ve gerçek bir demokratlık örneği gösteren kemal kılıçdaroğlu'dur.

  • arkadaş bir tek benim başıma mı geliyor bilmiyorum ama internetten hangi sıkıntımı araştırırsam araştırayım muhakkak bir şekilde kansere bağlanıyor.

    örneğin kolumda kırmızı iki üç nokta görüyorum araştırıyorum:
    ... kırmızı lekeler gibi birçok belirti cilt kanserinin habercisi olabilir.

    arkadaşım "ağzımda aft çıktı" diyor beraber bakıyoruz:
    ... aft görünümlü yaralar ağız kanserinden iyi ayırt edilmediği takdirde tedavi için çok geç kalınmış olabilir.

    iş yerinde belim çok ağrıyor, bel ağrısına bakıyorum:
    ... uzmanlar bel ağrısının kanser habercisi olduğunu söyledi

    herkes felaket tellalı olmuş çıkmış...