ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
12 nisan 2024 tff yabancı var hakemi açıklaması
-
ya bu yabancılar daha dürüsttür algısını kim oturttu zihnimize. her yerde sahtekar düzenbaz adam çıkar. ama medeni toplumlarda kurallar o kadar iyi uygulanır ki bu adamlara fırsat verilmez.
türkiye'de siyanürle altın çıkaran kanadalı firma ne kadar sahtekar, çevre düşmanı ve kötü değil mi? peki bunu kanada'da yapabilir mi ? hayır.
yani işin özü bizim kurallarımız ve sistemimiz iyi olmadıkça, en doğru ülkeden en doğru insanları getirin onlar da yozlaşır.
23 temmuz 2015 nasa basın açıklaması
-
parmak arası terliklerimi bavuluma yerleştirip beklediğim açıklama. kobay olarak göndersinler beni
fox tv'nin türkiye'de bir ilk olacak olan dizisi
-
başrollerinde kerem bursin ve hande erçel’in olacağı, hande hanım’ın fakir bir çiçekçiyi kerem bey’in bir holding patronunun varisi rolünde olacağı deneysel dizi. daha önce yapılmamış olan zengin oğlan fakir kız konusu gerçekten renk katacak ekranlara. bu tür farklı projeler topluma ayna tutacaktır muhakkak.
https://twitter.com/…tatus/1238532412608581632?s=21
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
taksimde ağa caminin sokağında, kol saati satan afrikalı bir zenci ile yöre esnafı arasında geçmekte, esnaf uzaktan bağırıyor:
- gözün aydın, sizinkisi başkan seçilmiş!!! ehehe
- sijinki?
- hadi yine iyisin, hadiii... hehehe
bahçeli'nin dik duruşunu çekemeyen itler
jenerik marka
-
yeni çalışmaya başlamış bir arkadaş, işini anlatmaya çalışıyor..
-ne yani, ne yapıyorsunuz tam olarak?
-işte pencerelere böyle, soğuğu geçirmesin diye..
-panjur gibi mi?
-ya yok, değişik türleri var, hani görmüşsündür.. amaaan bildiğin pimapen işte.
-e desene şunu kızım.
-ya marka başka bizim. pimapen deyince de patron fena kızıyor.
otobüste yan koltukta oturanın yer değiştirmesi
-
hadi simdi sorarim size, hanginiz bu hüznü yasamadiniz?
otobuste bir kac bos yer vardir, yaniniza biri gelip oturmustur. fakat bir sure sonra gozu baska koltuga kayar, kalkar gider oraya oturur. iciniz o anda ciz eder, "neden ama neden?" seklinde bir anlik dusunursunuz. hatta soyle caktirmadan -arkada baska bir seye bakiyormuscasina- bakarsiniz kalkip giden kisiye ve onun gozlerindeki "aslinda sorun sen degilsin bebegim inan, burasi daha rahat, senin yanini daha fazla hakedecek biri de cikacaktir karsina bir gun" diyen ifadeyi gorursunuz, kabullenirsiniz bu klise iliski cumlesini.. ne de olsa hayatinizda daha once de duymussunuzdur bu lafi, tebessum eder donersiniz tekrar. ama icinizi bir huzun kaplar, hele ki bir baska kisi de yaniniza oturmayip pas gecmisse, bazi seyleri kendinizde aramaya baslarsiniz. hayatinizi sorgularsiniz, neden ben iliskilerde yapamiyorum dersiniz. yan tarafta sizle birlikte isiklarda durmus diger otobusteki birbirini tanimayan ama o yolculuk icin bile olsa sinerji yaratmis ciftleri gorursunuz. gozunuzden bir yas suzulur ve belli belirsiz bir laf dokulur agzinizdan;
-bir daha kahvaltida pastirma yersem iki olsun!
evde bir günlüğüne rte gibi davranmak
-
bazen sudoku çözmek yerine gerçekleştirilebilecek eylem, beyin fırtınası, eğlencelik. evde recep tayyip erdoğan olsam, ne gibi şeyler, söyler, ister, nelere ne gibi tepkiler gösterilirdi diye düşünürüm.
mesela ben şu anda açım. hanım uyansa da kahvaltı hazırlasa diye bekliyorum. şunu derdim herhalde:
- 11:30'da kahvaltı hazırlamayan bedelini ağır öder...
(bkz: eylül'de huzursuzluk çıkaran bedelini ağır öder)
hanım kalkmazsa da,
- biz iki yumurta kırmasını da iyi biliriz.
(ara: *iyi biliriz)
evde sitcom tiplemesi gibi oluyor, komikçene ama dışarda başbakan olunca ay ay...