hesabın var mı? giriş yap

  • öyle bir videodur ki, çok büyük bir gerçeği yüzümüze vurur.

    "yol yabdı" diye övdüğü partinin yaptırdığı yolun projesini çizen mühendisler,
    "togg yabdı" diye övdüğü partinin "yaptırdığı" aracın üretiminde çalışan mühendisler,
    "hürkuş, mmu, vs. uçak yaptı" diye övünülen uçakların üretiminde çalışan mühendisler,
    ve hatta bayraktar'ın da çok iyi bildiği gibi, baykar'da çalışan mühendislerin çok büyük kısmının verdiği oy belli.

    akp mitingine gidip bu çocukların fotoğrafını göstersen, size oy vermeyecekmiş desen "bunlar vadan hayini yavvv" diyecek tiplere göre bunların tamamını yine akp seçmeni yapmıştır.

    15 mayıs'ta bu aydın gençler-yüzler kalkıp dese ki "madem biz vatan hainiyiz, kovun bizi videonun tamamında osmanlı mosmanlı diye öten dayıları getirin. onlar yapsın bunları." değil uçak yapmak, yapılmış uçağı bozmadan tozunu alamayacak tiplerin sürekli halkın akıllı kesmine bu lafları etmesine sebep olanlar da gün yüzü görmesin.

  • beceriksiz siyasilerin, ekonomiden anlamadan ülke yönetmeleri sonucu "sıcak para nerden buluruz amk" sorusuna buldukları yanıt...

    kıdem tazminatının tüm kontrolü devlete geçecek ve dolayısı ile çalışanlar kıdem tazminatlarını taaa emekli olduklarında anca alabilecekler. yani işveren işçiyi çıkarsa dahi kıdem tazminatını ödemeyecek işçiye, o hakkın bizde saklı merak etme diyecek devlet ve o parayı işverende değil kendinde biriktirecek.
    yasanın çıkmasıyla beraber tüm kıdem tazminatlarının tamamı ya da kısım kısım bir şekilde kendine ödenmesini sağlayacak.
    böylece sıcak para gelecek ki krizi öteleyebilsinler.

    kriz kapıda değil artık, kriz başladı ve krizin deliği büyümesin diye önlem almaya çalışıyorlar.
    iç güvenlik paketi olsun kıdem tazminatı kaldırılması olsun.
    hep bunlar kritik planlar.
    hele olur da kriz çıkarsa diye suçlanacak adam da hazır. faizi düşürmeyen erdem başçı.

    ülkeyi belediye başkanı yönetirse daha çok şeyler göreceğiz.
    dini inanışlarının kurbanı olan türk halkı bazı şeylerin farkına varır mı merak ediyorum ama gün geçtikçe şemsiye daha derinlere doğru ileriyor ve korkuyorum ki mutlaka açılacak...

  • lisede bir arkadaşımın ismiydi *. anlamının "yanlışlıkla" olduğunu öğrendiğimde bir anne babanın nasıl bu kadar açıksözlü olabileceğine aklım ermemişti.

  • var olmayanı hayal edemezsin. onu tanıtamaz veya üretemezsin. sesler baya baya erkek ve kadın sesleridir.

    edit: cok ileri seviye bilgilerle dolu onlarca ozel mesaj aldigim icin editleme geregi duydum.

    arkadaslarin buyuk bir kismi kamerayi cep telefonunu falan ornek gostererek "onlar yuz yil once yoktu yea, demek ki birileri hayal etmis ve olmus" gibisinden mesajlar atiyorlar.

    bir tanesi de cinsiyeti olmayan bir sesi, selfie cubugu ile bir tutarak "demek ki yapiliyor" yazmis.

    bakin teknolojik bir tasarimdan yada elfler, cuceler gibi hayal urununden bahsetmiyorum. burada yokluktan, hiclikten bahsediyorum. ornekte gosteremiyorum cunku ornegi yok.

  • diyalektik materyalist felsefede insanin dogayla iliskisini kuran, insani insan yapan surectir.

    insanoglu yeryuzune ayakbastigi anda dogayla belirli ve kacinilmaz bir iliskiye girer. hayatta kalmak icin ya toplayacak, ya avlanacak ya da dogayi daha buyuk capta donusturerek hayvan evcillestirip tarimsal aktivitede bulunacaktir. bu ekonomik aktivitelere girmeden hayatta kalmasi mumkun degildir. bu anlamda insan emek uzerinden hayatta kalma bicimlerini uretir. sadece bununla da sinirli kalmaz. emek zorunlu olarak hammadesini dogadan alir onu donusturur ve kullanim degeri olusturur. bu surec icerisinde hem kullanim degerini, hem kendisini, hem de dogayi uretir. bu su demektir ki insanin nasil bir insan olacagini emek sureci belirler.

    avci-toplayici toplumlarin genelde esitlikci yapida olmalarinin sebebi dogayla girdikleri belirli bir iliski yuzundendir. onu buyuk capta donusturmez, sadece ondan besin toplarlar. bu anlamda emekle arti deger uretmezler, dolayisiyla zenginlik birikimi ya yoktur, ya da cok sinirlidir. bu belirli emek surecinin sonunda genelde, kollektif olarak toplayan veya avlanan insan gruplari, bu surecin meyvelerini de kollektif olarak tuketirler.

    gelgelelim arti deger uretiminin mumkun oldugu tarim toplumuna 12000 sene evvel gecmemizle beraber bu defa dogayla farkli bir iliskiye girilir. insan bu kez dogayi daha genis capta donusturmeye baslar. besin kaynagini kendisinin uretmesiyle beraber, arti-deger uretimi mumkun olmus, bu arti degerin kullanilis bicimi de degisik toplumsal yapilara yol vermistir. bahse konu olan donusum de tamamen emek uzerinden gerceklesir. ornegin insan ozel mulkiyeti sivri zakasinda aniden beliren bir ampulle degil, tarimsal uretim biciminin icinde belirli bir zorunluluk sonucu akil etmistir. toprak islenecekse, belirli bir surecte ona "bakmayi" da gerektirir, dolayisiyla insan surekli dolanmak yerine kicini koymayi daha uygun bulmustur.

    emegin diyalektik materyalist felsefede anahtar oneme sahip olmasinin temeli de budur. emek sosyal bir kavramdir ve bir surece tekabul eder. bu surecte insan nasil bir insan olacagini, ve nasil bir dogada yasayacagini belirler.

    antropolojik bir ornek vermek gerekirse, insan emegiyle hayvani avlar, besinini ureterek hayatta kalir, yine emegiyle postundan giysi ureterek kendisini soguktan korur. bu uzun surecin sonuna bakildiginda insanin vucut tuylerinin buyuk kismini ardinda biraktigi gorulur. insan artik ayni insan degildir, kendisini emegi uzerinden farkli bir bicimde uretmistir. dolayisiyla biyolojiye ve "insan dogasi"na atfedilen bir cok ozellik de emek surecinde sosyal olarak uretilmistir.

    peki insan emegiyle hayatta kalma bicimlerini, kendisini ve toplumsal yapisini uretirken doga el degmemis bicimde hayatina devam mi eder? iste burda doganin uretilmesi tezi devreye girer. emek sureci sadece insani toplumsal yapiyi ve hayatta kalma bicimlerini uretmekle kalmaz, dogayi da uretir. bu da kisaca su demektir ki, farkli uretim bicimleri ve iliskileri surec icerisinde dogayi da degisik bicimlerde uretirler. her ekonomik uretimin hammadesi dogadan gelmek zorunda oldugu icin her uretim dogayi icerir. ister agactan elma toplansin, ister genis capli tarim yapilsin, ister nukleer santral kurulsun, bu uretim bicimlerinin belirledigi emek surecinin sonunda doga artik ayni doga degildir, yeniden uretilmistir.

    (bkz: production of nature)

    marx'in derdinin imaninin emek olmasinin sebebi de budur.

    emek en basit anlamiyla dogayla kurulan insan iliskisinin mumkunluk kosulu ve zeminidir.

  • linç hayallerinizi yıkmak istemem ama deve tüyü kelimesi ceketin rengini tanımlamak için kullanılmıştır.