hesabın var mı? giriş yap

  • cam filmi kullandığınızda trafikte yiyeceğiniz ceza açıklamasında 30/1-b yazar. bu madde araçta kesici, sivri eşyalar taşınmasını yasaklayan güvenlikle ilgili maddedir. bu madde gereği cam filmine verilen cezalara yapılmış itirazlar var ve kabul da edildi, yani emsal dava bile var.

    hepsinden öte, böylesine "zararlı" bir şey ile bütün metrobüslerin camlarını kapladılar.
    tiyatro gibi ülke; şahsi aracına takarsan "kaza anında zarar verir" diyerek yasaklıyorlar, ancak yüze yakın insanın bindiği metrobüste "zarar" vermiyor.

    yani tek tutarsızlık yasanın yürürlüğe girmeden iptal olması değil. size cezayı yazan polis memurunun da hem görev amaçlı kullandığı hem de şahsi aracında kesinlikle cam filmi bulunur.
    bazen al tutarsızlığını g*tüne sok diye isyan edesi geliyor insanın ama hepimiz bunun laciverdiyiz işte.

    gelen mesajlar üzerine ekleme:

    -arkadaşlar valla yasaları ben koymuyorum.
    -"milli güvenlik gerekçesiyle yasaklanmıştır" diyen var: maddede böyle bir şey yok, olsaydı karartmalı cam da yasaklanırdı.
    -"öndeki aracın arkasındaki cam filmi bir öndeki aracı görmeyi engellediği için yasaklanmıştır" diyen var. arap sen sürme bokunu çıkarıyorsun. arkadaşım link verdik okuyun diye maddeleri, yok öyle bir şey. (yine kendinden karartmalı serbest diyorum ve susuyorum).

  • evet arkadaş, öylesine bir saptama işte. bana göre biraz mantıksız, başkasına göre de belki çok mantıklı.

    aga, şimdi bir ev düşünün, 800 tl kirası var aylık. oturuyorum ben bunda, sat dedim ev sahibine, 300.000 tl istiyor.

    hesap yapalım, 800*12 = 9600 tl/yıl.

    300.000/9600 = 31,25 sene ediyor.

    kredi alsam 330, 340 bin tl olacak , 5 sene de oradan.

    lan ben zaten 43 yaşındayım, kim sker 80 yaşında sahip olunan evi, hem ev de ömrününü doldurur 40 senede. zaten ölürüm o zamana kadar. he çocuklara falan kalacaksa da ben mi düşünecem onları, babam mı düşünmüş beni bugüne kadar? hayır.

  • çekimlerinin çoğu basmane'de gerçekleştiren sağlam bir zeki demirkubuz filmi. bir sahnesi çok komiktir. derya alabora haluk bilginere der ki:
    "-işim var şu çocuğa bak biraz..."
    haluk bilginer der ki:"tamaammm.."
    derya alabora haluk bilginer'i uyarır:"sakın kaybetme ha. dalgınsındır sen."
    bunun üzerine haluk bilginer der ki:"çakmak mı lan bu?"
    işte bu ufak diyalog yönetmenin ne kadar iyi bi gözlemci olduğunun minik ve mizahi bir kanıtıdır.
    (bkz: en sık kaybedilen şeyler)

    bunun yanı sıra fimde bir kır sahnesi vardır ki, haluk bilginer'in 7 dakikayı aşan tiradıyla unutulmazlar arasındaki yerini almıştır. bekir* bir yandan cigaralağını çeker, bir yandan hastalıklı bir aşkın ve hayatın geride bıraktığı 20 seneyi anlatır yusuf'a *. olağanüstüdür... tek kelimeyle olağanüstü...

  • yanlışı doğrusu bir kenara itilirse. 9. cumhurbaşkanı süleyman demirel’in eşi nazmiye hanım alzheimer hastasıydı. uzun süre hastanede yattı. süleyman bey de sık sık ziyaret ediyordu. doktorlar süleyman bey’e “efendim sizi tanımıyor, gelmenize gerek yok” demişler. demirel “olsun ben onu tanıyorum” demiş. son zamanlar için bu olabilir dedirten durum.

  • türkiye'de "komşum indirmiş", "kuzenim yazmış" kanunen suç teşkil eden bir eylem için kesinlikle bahane olmuyor. savcılar, hakimler bu açıklamayı zerre kale almıyor. başka birisi itiraf etmedikçe abone her daim sorumlu. haliyle wifi paylaşmak, paylaşımını övmek türkiye sınırları içerisinde felakete davet çıkartmak. aslında bu zaafiyeti kullanarak zarar vermek istediğin birinin hesabından bu tarz paylaşımlarda bulunmak bir saldırı yöntemi olarak bile uygulanabilir.

    o yüzden türkiye'de wifi paylaşımı tavsiye etmeyin. bu önerilen savuşturma yollarını uygulayın. immanuel'i dinlemeyin. o ne dediğini bilmiyor.

  • önüne 3-5 kuruş attığı itleri, kendisinden bahsedildiğini anladığında aşağılık ve aciz bir refleks olarak hemen atatürk'e saldırmaya kalkarlar.

  • resmi gazetede yayınlanan karara göre, türkiye'deki gazzeli üniversite öğrencilerinin lisans ve önlisans parasını devlet karşılayacak.

    görsel

    türkiye'de en zor şey türk olmak