ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ssg'nin yurt dışına taşınması
-
bizi kanzuk'un kucağına, boynu bükük bi dürüm gibi atıp gitmiştir.
kötü günlerde kişiye güç veren sözler
-
"her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! çünkü orası kaderinin değişeceği yerdir.." mevlana
3 temmuz 2014 ekmeleddin ihsanoğlu özel yayını
-
türkiye'de seçilemez çünkü:
-ayı değil
-eğitimsiz değil
-cahil değil
-kibirli değil
-diktacı değil
-"ben ben ve bennn"cil değil
-sataşmacı, kavgacı değil
-nabza göre şerbetçi değil
-yalancı değil
bülent kayabaş
-
bülent kayabaş'ın anılarından...
'pendik tiyatrosu' adlı bir girişimde bulunmuştuk genç arkadaşlarla beraber. 1967'de, kemal'le ilk kez orada tanışıp samimi olduk.
paramız yoktu beş kuruşsuz dönemlerimizdi. geceleri yemek yedikten sonra, parasızlıktan çay bahçesine filan da gidemiyoruz. sabahı bekliyoruz fırınlar açılsın diye. fırından ekmek alıyoruz. o zamanlar ortalık o kadar sakin ki; manav domatesini biberini yerinde bırakıp gidiyor geceleri. biz de o domateslerden alıp tuza banarak yiyoruz. öyle geçiyor günler.
provalar oldu, oyunlar başladı derken biz hâlâ, devamlı domates alıyoruz aynı tezgâhtan; ama bayağı alıyoruz yani. "alıyoruz" dediğim, düpedüz çalıyoruz! yıllar sonra o kemal sunal, ben bülent kayabaş olduktan sonra, bu anıyı anlattık birbirimize. çok güldük, hüzünlendik, derken düştük kemal'le pendik yollarına, domateslerini çaldığımız o adamı bulmaya. bulduk da. tabii bu arada bayağı ünlü olmuşuz artık.
"vaaay!" dedi adam, "ne arıyorsunuz siz burada?"
"yahu mehmet amca" dedik, "biz böyle böyle, aşağı yukarı iki günde bir senin kasalarından domatesleri çalar, tuza banar yerdik."
adam durdu durdu, bir ağlamaya başladı ki sorma. "ne oldu amca?" dedik. "siz," dedi. "nasıl bana söylemezsiniz? siz bana neden gelmezsiniz? ben size ne domatesi, her gün yemek verirdim!" diye ağlıyor. biz ağlıyoruz, adam ağlıyor.
o zamanki insanların değeri, havanın, suyun, deniz kenarının tadı, her şey bir başkaydı. beş kuruşsuz da olsak, başka hiçbir sorun aklımızda yer etmezdi o dönemlerde.
garanti protestosunda 40 milyon tl çıkış olması
-
şu dakika itibariyle 40 milyon + 250 tl lik bir çıkış olmuştur.
edit: yanlış anlaşılmış, ben 40 milyonu çektim.
thy'nin başarısız plüton trollemesi
-
dondurma isteyen cocuguna "evde karpuz var soguk soguk" diyen anne cagrisimi yapmistir.
vw golf'ün rotring kalemden az yakması
-
rotring rapid
faber castell super fine
kalem-uç işbirliğinde 27cm'lik 31 çizgi çizildiğinde 0,5cm uç tüketiliyor.
27x31=837 cm,837 santimetrelik kullanımda 0.5 cm uç tüketiliyor.
1674 santimetrelik kullanımda 1cm uç tüketilir.
bunu 1km çizime oranlarsak;
60cm uzunluğunda uç tüketilir.
bir kutu faber castell super fine (24lük) 24 adet 7.5cm uzunluğunda uç içermekte.
24x7,5=180
kutudaki tüm uçları uç uca koyarsak 180cm eder.
bu hesaplara göre 1 kutu uç ile 3km çizilebiliyor.
100km'de 34(aslında 33 küsür) kutu uç tüketilir.
söz konusu ucun tanesi 1tl.
100km uzunluğunda yazı yazmak veya çizgi çizmek isteyen bir rotring rapid kullanıcısının uç maliyeti 34 lira olacaktır.
40 yapmıyor malesef:(
not:uç kırılmaları ihmal edilmiştir.
vw golf'ün sitedeki teknik verilere göre genel yakıt tüketimi 5lt/100km.
benzine 5tl kabul edersek;
golf'ün yakıt maliyeti 25tl.
sonuç:vw golf,kalemden bile az yakıyor.
(bkz: swh)
debe editi:
(bkz: larende anadolu lisesine kitap topluyoruz)
(bkz: antalya'daki yoksul aileye yardım kampanyası)
bilgisayarına sürekli virüs giren orta yaşlı adam
-
o linke tıklayınca amatör webcam kızlarının kendisiyle sohbete girmeyeceğini artık öğrenmesi gerekendir.
ilk maaşla yapılanlar
-
anneme bulaşık makinası almıştım ahdım vardı, sonra pek bişi kalmamıştı maaştan, ama olsun, sevinçten ağlatmıştım ya o yeter, 12 senedir hala kullanıyor.