hesabın var mı? giriş yap

  • "bu dizilerde valiz hazırlarken neden don ve çorap koymuyorlar? halbuki ne kadar önemli don ve çorap.."

    tabi lan?

  • son yıllarda beşiktaşımıza gelen en efektif futbolcu olduğu yetmezmiş gibi tam bir karakter abidesi de olan topçumuzdur. seneye tolga'nın durumu ne olur bilinmez ama eğer kalırsa kaptanlık bandını da kendisine takmamız lazım. ayrıca bildiği diller sayesinde takımda en fazla futbolcuyla anlaşıp iletişim kurabilen oyuncu da mario gomezdir muhtemelen. ana dili almanca olan almancılarımız ve vatandaşı beck malum zaten, geri kalan yabancılarımızdan kanadalı-arjantinli-brezilyalı-portekizli-ispanyol olanlarla da zaten ikinci dili olan ispanyolca ve advance ingilizcesiyle (maç sonu röportajlarını inigilizce veriyor zaten) çok rahat iletişim kuruyordur. geriye bir tek mustafa pektemek falan kalıyor, onla da muhatap olmasın zaten, ne gerek var, pektemek gitsin almanca öğrensin peşinde gezsin gomez'in.

  • yer akmerkez:

    altmışlı yaşlarda kodaman bir dayı avmye gelir girişte çantasını xray cihazına bırakır. çanta geçerken güvenlik tedirgin olur. tehlikeli birşey görmüştür çünkü. efendi bir ses tonuyla dayıya sorar:

    -beyefendi silahınızın ruhsatı var mı?
    -var

    der dayı ve çantasını alıp yoluna devam eder. arkadan güvenlik koşturur beyefendi ruhsatınızı görebilir miyim acaba diye. ancak dayı hiç tınlamaz yürümeye devam eder. güvenlikte fazla bulaşmak istemediğinden olsa gerek geri döner. o sırada dayı arkasını döner ve gitmekte olan güvenliğe seslenir:

    -hey niye geri dönüyon
    -ruhsatı göstermediniz efendim
    -göstermediysem senin görevin beni buraya sokmamak değil mi?
    -ama efendim:((

    dayı hemen çantasını açar ve silahı alıp güvenliğe doğrultur. güvenlik korkudan altına yapacakken dayı tetiğe basar çaattttt.

    silahın ucundan bir alev çıkmıştır. dayı:

    silah değil bu yeğenim çakmak çakmak.

  • - en kotu ozelliginiz?
    + hmm; asiri mukemmelliyetci olmam. bir de sanirim fazla fedakarim.
    - peki, biz sizi arariz.

    su seride hakkinda ne dusunmem gerektigini bilmedigim tek insan bu tip sanirim. yani bu kadar muhtesem bir evren ve derinlemesine karakterler yaratan birinin (bana gore) gerceklikten bu kadar uzak bir ana karakter yaratmasi cok ilginc. yani albus dumbledore'un bile bir cok insani tarafini gorebiliyorken harry icin duygusal baglarinin disinda hic bir sey gormuyoruz. korku yok, pismanlik yok, yikilmislik vazgecmislik yok, herhangi bir konuda kendini gucsuz hissedip geri basmak yok; lan hepsini gectim sasirmiyor bile amk.

    anne babasi olmus, yillarca manyak bir ailenin yaninda resmen istismar edilerek yasamis ve bu sure zarfinda kendini bok gibi ezik hissettirilmemis tek bir gun bile yokken bir anda cocuga "cadi ve buyuculuk okulundan" davetiye yagiyor. o yasta cocugun verdigi tepki ise "aaa hasiktir lan :)"'dan fazlasi degil.

    ailesinin katlini ogreniyor ve ustune voldemort'un gucu, efsanesi ve amacini anlatiyorlar; o yastaki bir cocugun uzuntu, nefret ve korku kombosuyla mide kasilmasi yasamasi gerekirken sanki okula saglik gorevlisi asicilar gelmis gibi bir tedirginlik yasayip akabinde "getirin o burunsuzu bana!" modunu aciyor bizimkisi. bu sirada gece gorsen yolunu degistirecegin hocasinin okul koridorlarinda pedofili ve sadist bir manyak gibi attigi bakislara bitch face ile karsilik vermeyi de ihmal etmiyor.

    tabii ki butun olaylarda superman gibi en onde. hermione kac kere gotunu kurtardi, dementor'lar 5 km oteden sirazesini emmukluyor ama cocuk yasak orman'dan, sirlar odasi'na cerrahpasa'yi basan polat gibi dalabiliyor. ya ikinci sinifa giderken basilisk indirdi velet! yani gryffindor kilici, anka kusunun yardimlari vs. bunu normallestirmiyor maalesef.

    chosen one olmasi bunlari aciklamak icin yeterli degil. zira yanlis bilmiyorsam buradaki chosen'lik kehanetteki cocuk olmaktan geliyor. yani oyle anakin skywalker gibi godmode'luk bir secilmislik yok. ancak kendisi hangi kafayi yasiyorsa babam ve oglum'daki gibi "benim yuzumdeeeeen!" diye her boka atliyor. "hagrid kovuldu; benim yuzumden", "vaftiz babam oldu, benim yuzumden", "weasley'ler evsiz kaldi; benim yuzumden", "neville kamyonu devirmis; benim yuzumden"; lan bir dur amk, dunya yaniyor, millet zaten caninin derdinde, bir de senin hiyar gibi her firsatta kendini feda etmenle mi ugrasacak. neyse ron gerekli ayari en sonunda vermisti lavuga "lan bi sus amk" minvalinde.

    tamam yasadiklari kolay seyler degil eger insan psikolojisinden yola cikacaksak; ama o zaman da biraz daha normal tepkiler ve insani bir kirilganlik bekliyor insan karakterden; rocky'i bile 3. filmde yere serdiler yahu. sanirim harry'nin de aldigi en buyuk darbeler sirius black ve dumbledore'un olumleriydi. yalan yok, ikisi de cok buyuk olaylardi ve ozellikle sirius'da baya yamulur gibi oldu. ancak bir sure sonra yine her seyi fazlasiyla rayina oturtmayi basardi. sadece bellatrix'i kovalarken bir sinir patlamasi yasadigini gorduk yanlis hatirlamiyorsam. onun icin de pek sasirmadim zira aptalca tehlikenin icine atlamalari zaten sinir bozucu derecede fazlaydi.

    yani özetle harry potter serisi, harry potter'a rağmen çok güzel bir seriydi benim için.

  • 39 derece ateşle yatan 6 yaşındaki yeğenim dedesiyle konuşmaktadır:

    dede:
    -gel kızım sana bir okuyayım da, allah şifa versin benim güzel kızımaa.

    dede içinden duasını okur bitirir. torun sorar:
    -okudun mu dede?
    -okudum kızım.
    -ne yazıyormuş?

  • bu ülkenin insanının keyif aldığı her şeyi mahvetmeyi kendine görev edinmiş tiplerin, son şahaseridir..

    yurt dışına son 4 senede giden oyuncu sayısı, 50 senedir gidenden fazla. neden? çünkü türkiye'de kalsa 4 katı maaş alamayacağını biliyorlar artık. üstüne de yeteneksiz türkler yerine, çok daha uygun fiyata çok daha iyi oyuncular izliyoruz. haliyle de anadolu takımları bu sayede aşırı güçlendi. sonuç? lig, hiç olmadığı kadar çekişmeli geçiyor son yıllarda..

    peki, ne yapmak lazım? hemen bunun önüne geçmek lazım. zira allah muhafaza memlekete faydalı bir işiniz dokunur..

    allah'ınızdan bulun, allah belanızı versin falan derdim ama artık ona da inancım kalmadı. biliyorum ki hiçbir şey olmayacak, yaptıklarınızın tamamı yanınıza kalacak.. yine de insan demeden edemiyor..

    çok basit bir örnek verelim mesela bu durumun neye yol açacağına dair; normal şartlarda beşiktaş, genç kalecisi ersin ve genç sol beki rıdvan'ı satmayı planlıyordu. peki, şimdi ne olacak? bu sene en az 3, 3 sene sonra ise en az 5 türk'ün her maç ilk 11'de olması lazımken, hangi yönetici bu riske girip bu adamları satabilir?

    hadi onu da geçtim. siz 20 yaşında bir genç olsanız, doğup büyüdüğünüz yerde 5 lira alırken, hiç bilmediğiniz bir yerde 2 lira verildiğinde gider misiniz? hadi diyelim siz gidersiniz, peki siz totalin yüzde kaçına denk geliyorsunuz?

    sözün özü; yıllar yılı kulüplerin iliğini sömüren utanmaz tiplere yine gün doğdu. zira mecburiyetten dolayı her takım en az 10 tane türk futbolcuya ederinin 4 katı para verecek ve o oyuncuların bir çoğu da bundan dolayı bir daha kendini geliştirmek için en ufak bir çaba sarf etmeyecektir..

    tekrar söylüyorum, allah belanızı versin..

    yaklaşık 25 dakika önceye kadar, salih uçan'a beşiktaş'ın teklifi yıllık 7 milyon tl deniyordu son 15 gündür. siz salih uçan olsanız, gidip 7 milyona imza atar mısınız şu saatten sonra? ağanın eli tutulmaz deyip kırdır 3 büyükleri birbirine, sonrası allah kerim. 15 olur 20 olur, allah bin bereket versin..

    ya da sözleşmesi yenilenmeyecek ve futbolu bırakacak denilen genç yetenek gökhan gönül olduğunuzu varsayın bir an için. 3 senelik kontrat istersiniz bu saatten sonra..

    buradan gerek şu anki yayıncıya gerekse de yeni ihaleye girmeyi düşünen diğer yayıncılara sesleniyorum. bu karar geri alınmazsa, bu ligi izlemek için 1 lira bile vermem bu saatten sonra. bunu bilin, ona göre fiyat verin bu lig için! benimle aynı fikirde olduğunu bildiğimiz milyonlar olduğunu da unutmayın!

    iyi yabancıların olduğu maçları izlemeye son 4-5 senedir alışmışken, neden gideyim de zaten 30 sene boyunca bize kan kusturan utanmaz ve vurdumduymaz oyuncuların at koşturacağı bir lige para vereyim? hadi eskiden güzelini bilmiyorduk, el mecbur katlanıyorduk. ama artık öyle değil. bu ülkenin futbolseverleri artık iyi maçları izlemeye alıştı. 5 senelik kontratları alıp sonra da mangalcı göbeğiyle maça çıkan ahlaksızlıkları bu saatten sonra kimseye izletemezsiniz!

    bir kez daha söylemeden bitirmek istemedim; allah belanızı versin!

  • saçma sapan şekilde 9 tane lahmacun yediğim gün mide ağırları çekmeye başlamıştım. babam geldi ve anneme sordu;

    + ne oldu buna yahu!
    - lahmacun yemiş çok
    +kaç tane yemiş?
    -9!
    +bırakın ölsün allahın belası...

  • izlerken inanamadığım durumdur. üst üste beş haber oldu, akp'yi öven hiçbir cümle olmadığı gibi ince ince sürekli eleştiriyorlar.
    bir örnek vereyim, soylu'nun "kendinize gelin ayıp yahu" dediği kadına şiddet olayları haberlerini verdikten hemen sonra kadın spiker "kendinize gelin demek kolay elbette" dedi ve bu haberin ardından üst üste iki tane kadın cinayeti haberi verdiler. şu anda da kadın cinayeti sayıları üzerine konuşuyor spiker. ilginç bir durum.