hesabın var mı? giriş yap

  • köpek mi bu amk, parka kaz gezdirmeye gelmişler.

    skandal açıklamadır.

    edit: şu anki rejim yüzünden emniyet müdürlüğünün düştüğü duruma bak. komik hatta trajikomik. gerçekten yazık.

  • hakan akkaya: karamanın koyunu sonra çıkar oyunu diyoruz
    uğurkan erez: burdan karaman'a sevgilerimi yolluyorum ?!?!?!!

  • benim neslim o kadar uzunca bir süre orijinal oyun alamamanın sorunlarıyla boğuştu ki şu anda gerek olsun olmasın, oyunu sevsin sevmesin steam indirim dönemlerinde varını yoğunu koyuyor ortaya.

    crack denilen o allahsız kitapsız dünyanın kahrını hayatımda bir tek sefer daha çekecek tahammülüm yok güzel insanlar. oynamayacak da olsam alırım, exe dosyasına bakar bakar eğlenirim.

    yapanın edenin yedi sülalesine dua ediyorum. büyük karanlıklardan kurtardılar insanlığı. hele son senelerde o cracklerin geldiği hali düşündükçe hepten aklım almıyor. dosyayı kopyala, interneti kopar, kod yaz, bilgisayarın saatini değiştir, balkon penceresini aç, tütsü yak.

    oyun mu oynayacağız, banka mı soyuyoruz.

    beni ve tüm sevdiklerimi bu beladan kurtardı ya yumurta satsın steam üzerinden alırım. kimse korsan ürün kullanmaz aslında şu sistemi her medya için yaygınlaştırsalar. güncel ürünü istediğin fiyattan sat, zaman geçtikçe fiyatı indir, paket yap, kampanya sun, arşiv hizmeti sağla vur gitsin.

    hırsız değiliz lan biz, sadece paramızın karşılığını istiyoruz.

  • tek doz aşı olanlar aşı olmamış gibi dikkat etsin demenin neresi felaket tellallığı akılsızlar.

    çok doğru hatta salgın esnasında insanlar iki doz aşı olsa da toplumun kalanı aşılanana kadar dikkat etmeli zira siz aşılıyken asemptomatik geçirebilir ama bir aşısıza bulaştırabilirsiniz ayrıca da salgın üst noktadayken aşı uygulaması virus varyantlarında bir seçilim baskısı yaratarak mutasyona sebep oluyor.

    bilmediğiniz konularda ahkam kesmeye ne kadar da meraklısınız.

    %100 doğru açıklama.

    sizin bu saçma tavırlarınız ve konuyu ısrarla anlamamaya çalışmanızdan bu hale geldi.

    edit: basligi alevlendiren dangalak hangi aşıdan bahsedildigini bile bilmiyor ama hocaya akil veriyor bir de link paylasmis. ulan cehalet sana lanet olsun ya. turkiye'de %95 oraninda su ana kadar sinovac asisi kullanildi onun da ilk dozunun yeterince etkin olmadigi soyleniyora adam amerikanin sesi linki vermiş.

  • tek başına yaşayanlar için:
    herşeyden önce bir köpeğe asla tek kişi bakamaz. o yüzden alacağınız yardım ve desteği baştan planlayın.
    büyük sorumluluk sizde olacak ama bir seyahate çıktığınızda, akşam plan yaptığınızda, acil durumlarda ve benzeri hallerde köpeğe kim bakacak bunu baştan düşünmelisiniz. bu kişiler bir ücret karşılığı veya sadece size yardımcı olmak amaçlı olabilir. ama mutlaka birileri olmalı...

    şimdi diğer öneriler:
    1) ilk köpek için seçeceğiniz ırkı herşeyden önce sizin tecrübesizliğinizden etkilenmeyecek bir ırk olmasına dikkat etmelisiniz. burada yine labrador ve golden retriever öne çıkıyor tüm ırklar arasında. bu kadar tutulmalarının sebebi de bu. okumadıysanız: (bkz: #30746354) karakterlerindeki pervasızlık, yalnız kalmak da dahil herhangi bir travmaya karşı psikolojik bir kalkan oluşturuyor denebilir.

    2) evde yaşamakla köpeğin cüssesi arasında ilişki kuran çoktur. kanımca bundan daha ziyade köpeğin enerji potansiyeli önemli. örneğin küçük bir ırk olmasına rağmen bir jack russell evde yalnız kalmaya çok daha az müsait bir ırk.

    3) küçük bir ırk seçecek olursanız hiç sahip olmadım ama gözlemlediğim kadarıyla fransız buldoğu veya minyatür schnauzer çok sakin ırklar. ve almanya'da çok güzel schnauzer'ler bulmak mümkün olur sanıyorum. (sizin yerinize olsam ciddiyetle değerlendirirdim bu ırkı)

    4) bütün köpek ırkları hususunda çok iyi bir rehber olarak http://www.dogbreedinfo.com/'yu tek tutarım.

    5) hangi ırkı seçerseniz seçin olası sağlık problemlerini ciddiyetle gözden geçirin, yaşadıklarımdan sonra köpek alırken herşeyden önce göz önüne alnıması gereken en öncelikli hususun bu olduğunu ne kadar tekrar etsem azdır. safkan bir köpekte genetik hastalık riski her zaman vardır. bunu da unutmayın. başta gelen hastalıklar:
    - kalça çıkığı başta olmak üzere ortopedik kusurlar (küçük ırklarda daha az risk var)
    - epilepsi
    - sağırlık
    - göz kusurları
    - kanser
    bütün bunlara karşı alınabilecek en iyi önlem de üreticiyi iyi seçmek ve köpeğin seceresini güzellikten önce sağlık açısından değerlendirecek dürüst bir üretici ile çalışmaktır.

    6) hangi ırk alırsanız alın 2.5 - 3.5 ay arası bir yavru tercih edin ki geçmişine ait bilinmeyenlerim yarattığı davranış bozuklukarı ile başa çıkmaya uğraşmayasınız.

    7) herşeye rağmaen evde bırakmaya kıyamam derseniz "sokaktan kurtarılmış" bir yavru almayı düşünebilirsiniz. bu sayede sokakta ölmek yerine ona bir yaşam şansı vermiş olmanın vicdani rahatlığı evinizde kapalı kalmasının vicdan azabı vermesini engelleyebilir.

    8) ama şunu unutmayın buradan olsun, geçek yaşamdan olsun köpek sahibi olmaya hazır olduğunu teyid ettiğim pek çok kişi şu ya da bu şekilde çok büyük umutlarla aldıkları köpeklerini, yapılan planlar işin pratiğine gelince ters teptiğinden evden göndermek zorunda kaldılar. yani ne olursa olsun ne tavsiye verilirse verilsin yürümeme ihtimali yine de vardır. ama iyi karar verin falan da demek büyük hata olur. benim tek söylemeye çalıştığım şu aşamadan olacakları öngörmek imkansız. köpekle yaşam ancak bizzat yaşayarak anlaşılabilecek bir tecrübe.

    sonuç olarak hele ilk köpek olacak ise sakin bir ırk seçmeye çalışın ama bunun kadar önemli olan uğrayabileceği travmalardan en az etkilenecek bir ırk olması. unutmayın yavru köpek her yere çişini kakasını yapan, önüne geleni çiğneyip, parçalayası olan potansiyel bir baş belasıdır. ama birlikte yaşayarak ve birbirinizi tanıyarak o vahşi yaratıktan pek çok insandan daha sosyal uyumu olan bir canlı çıkarabilirsiniz. ilgi ve bilinçle herşey her gün daha iyiye gideceketir.

    iyi şanslar!

  • çarşamba günü sol köprücük kemiğime platin takılırken yaşadığım şey. narkozu verdikten sonra gittiğimi hissettim, sonra bir anda doktorların konuşmalarını ve vücuduma dokunmalarını hissetmeye başladım. kolumu kaldırdılar ve temizlemek amacı ile bir şey sürdüler, o sırada 'sürdükleri şey soğuk, soğuğu hissediyorum umarım acı hissetmem' diye dusundum. doktor kırık kemiğime dışarıdan dokunduğunda ise acı da geldi ve o anda her şeyi hissedeceğimi anladım. kolumu bacağımı kımıldatmaya çalıştım ama nafile, hiç bir şey yapamıyorum. sonra doktorum kalem istedi, kalem ile omzumun kesilecek yerini işaretlediler, kalemin soğukluğunu da hissettim. sonra cıızz diye bir ses ve acı, derim kesilirken her anını hissettim, tek dusundugum 'su anda yapabilecek bir şey yok dayanacaksın' idi. zaten acıyor olmasına rağmen ne ses çıkarmak ne de acıdan kaçmak mümkün değil. sonra kemiğimi törpülemeleri, yerine oturtmaları, doktorların 'bu hasta da ne şanssızmış' (ameliyatı biraz fazla bekledim ve takılacak platin biraz büyük geldi) dediklerini duydum. diğer doktor 'hocam elimizle bükelim biraz plakayı' dedi. bir süre sonra 'tamam hocam ben böyle tutayım' sozunu duydum, sonra matkap sesleri, kemiğime çakılan vidalar...

    umarım kimse yaşamaz...