ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gürses opel olayının perde arkası
-
müşterinin aracı ile 100+ km yol yapmak, gece alemlere akmak sonra sağa sola çarpıp bunu da müşteriden saklamaya çalışmak, yani bana kalırsa rezaletin esas tarafı gene "ya olmuş işte" diyerek es geçilerek piyasa değeri ıvır zıvır muhabbetleri yapılarak işi goygoya dönüştürme çabası. senin elemanların benim aracımı gezmek tozmak içmek ve ehliyetsiz halde terör yaratma amaçlı kullanıyor, senin bundan günler günler sonra tamamen şans eseri haberin oluyor ve hala utanmadan, sıkılmadan, yüzün kızarmadan piyasa değeri muhabbeti yapabiliyorsan o senin insafın.
başlıktaki yorumları beğenmedim diyerek ayrı başlık açma fikri ise şahaneymiş. gideyim de yazdığım film başlıklarına bakayım genelde beğenilmeyen bir filmi beğendiysem "oradaki yorumlar filmi kötülüyor yea" diyerek başka başlık açarım.
miss germany 2024
-
ama bu hdp şırnak milletvekili
1 gramı 62 trilyon dolar olan madde
evden 2 tane tasoyla çıkıp bir cep tasoyla dönmek
-
tam tersini yaşamış biri olarak imrendiğim şeydir. bir gün taso oynuyoruz neyse bi arkadaş geldi "ben de oynicam ama tasom yok bana satar mısın?" dedi. benim cepler de dolu. tasodan para kazanacam falan. sonra çocuk: "ama yanımda para yok annemden alınca veririm" dedi. kabul edip 4 tanesi 250 bin liraya anlaştık. neyse oynuyoruz bu çocuk 4 tane tasoyla benim elimdekilerin hepsini tabiri caizse üttü. anasının dini demeyin gerçekten öyle oldu. sonra "hani ben senden 4 tane borç almıştım al onları veriyorum" dedi. bir daha oynadık o 4 taneyi de üttü. kaldık öyle s.k gibi ortalıkta. böyle bir talihsizlik yaşamışımdır hiç unutmam.
5 şubat 2015 beşiktaş jk açıklaması
-
bir fenerbahçeli olarak teşekkür ettiğim açıklamadır.
bu söylem, seviyelerine inmiyoruz demekten çok;
-" 100 yılı aşmış dostluğumuz bulunan fenerbahçe camiasına yakışmayan bir açıklama ile karşı karşıya kaldık" cümlesiyle gerçek fenerbahçe bu değil ve beyler yakışmıyor demektir.
-beşiktaş'ın ve yöneticilerinin camia ile bir problemi olmadığını, kişilerle problemi olduğunun göstergesidir.
-sportif bir rekabet varsa sahada halledelim demektir.
-kişisel probleminiz varsa da bunu, camianın arkasına saklanmadan halledin mesajıdır.
-çocuklaşmayın, basitleşmeyin mesajıdır.
-100 yıldan fazla tarihi olan camialar böyle yönetilmez demektir.
tabii ki anlayana.
ben bir fenerbahçeli olarak, beşiktaş yönetimine son dönemdeki, taraftarlar arasındaki barış ve dostluk ortamını* koruma çabalarından dolayı teşekkür ederim.
ülke olarak, gerginlikten ve kavgalardan, ayrımcılıktan nemalanan insanlardan bir an önce kurtulmamız dileğiyle.
schindler's list'teki kırmızı ceketli kız
-
her ne kadar spielberg bu kızı filme katarken gerçek bir karakterden esinlenmese de schindler's list gösterime girdiğinde roma ligocka adında bir kadın o tarihlerde toplama kampında olduğunu ve üzerinde de her zaman kırmızı bir manto bulunduğunu söylemiş, çeşitli tanıklarca da olay doğrulanınca the girl in the red coat: a memoir adlı kitabı yazmıştır. kitap türkçeye de çevrilmiş ve kirmizi mantolu küçük kiz adıyla altın yayınlarından çıkmıştır.
kalbinde insanlık için yeterince yer olanlar hem kırmızı mantolu küçük kızlara hem filistinli ya da lübnanlı çocuklara üzülebilir. ne de olsa savaşları onlar çıkarmıyor.
ne gavura kızar oruç bozarım ne de bu saatten sonra sağa sola gamalı haç çizer heil hitler diye bağırırım.
dünün en beğenilen entry'leri
-
artık bir ekşi sözlük klasiği olan aramaya inanmadan yazma ve ciddiyetsiz şukelalarla debe 2. olan entrymiz
#48580665
ardından başlıkta 'limit' kelimesini arayınca daha öncesinde bu bilginin tam olarak 152 kere yazılmış olduğu ortaya çıkıyor.
hiç unutmam 4 yıl önce zamanın meşhur bir esprisini aynı başlıkta 2. kez yazdığım için (trabzon'da 2 kişilik uçak mezarlığa düşmüş, kurtarma çalışmaları sonucunda 40 ceset çıkarılmış) sözlükte geçen haftanın en kötülenmiş entry'lerine girmiştim. şimdi ise 152. kez yazınca debe'de 2. olabiliyorsun.
burası ekşi sözlük, burada artık kalite yok!
hayattan bugüne kadar öğrenilen en önemli şey
-
bundan 50 yıl önce de, 100 yıl önce de, 1000 yıl önce de, tıpkı bizim gibi insanlar hemen hemen bizimkine benzer bir hayat yaşadılar ve ölüp gittiler.
onlar da hiç ölmeyecekmiş gibi para ve güç kavgası yapıyorlar, envai çeşit siyasi entrikalar çeviriyorlardı.
milyonluk kitlelerin yarı tanrı addedip önünde diz çöktüğü imparatorlar vardı.
hepsinin aileleri, akrabaları, çevreleri vardı.
şimdi neredeler?
hepsi toprak olup gittiler.
bütün bunlardan bana kalan, veysel karani'den öğrendiğim şu ders oldu:
-allah'ı biliyor musunuz?
-evet
-başkalarını bilmeseniz de olur.
-allah sizi biliyor mu?
-evet
-başkaları bilmese de olur.
madem dünyada her şey zamana yenik düşecek, her şeyi yel alıp gidecek, dünyaya lüzumundan fazla batmak anlamsızdır.
ahiret hayatımız ve oradaki refahımız ise iman ve marifetullah derecesincedir.
emrah serbes
-
bugün gördüğüm bir röportajında şöyle demiş:
" - kitapta yer alan metinlerin ortak bir teması yok; adı gibi paramparça... ama ortak bir duygusu var, o da melankoli. neden?
" + kitap olsun diye yazılmadıkları için parça parçalar. her parça kendini ayakta tutmaya çalışıyor. diğerlerine de destek olmaya çalışıyor biraz. ben tabii bunu bilerek yapmadım, az önce bahsettiğim şartlardan ötürü böyle oldu. ortak duyguya gelince onu tek sözcükle özetleyip melankoli diyebilir miyiz emin değilim. melankoli güzel bir sözcük, güzel bir tınısı var ama sözcüklere o kadar güvenmiyorum.
" - siz melankolik misiniz?
" + ben beşiktaşlıyım. "
mars'ta top bulunması
-
sabrinin şutlarından birinin sonucu olması çok muhtemeldir.
tv yarışmalarında verilmiş ilginç yanıtlar
-
seyirciye telefonla çok kolay soruların sorulduğu yarışmalardan biri:
-içinde bulunduğumuz mübarek ayın adı nedir?
-mart.
-....
türklere sorulan salak sorular
-
katolik yasli teyze, ben ve arkadasima hitaben
- siz hangi camiye baglisiniz?
(bkz: sultanahmet camii)