ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
öğrenci evindeki çay kaşığı
-
24 ayar çay kaplamadır.
ali koç
-
doğum sırasında hastanede karıştı galiba bebekken.
commandante ali koç'un yeni açıklaması;
"eşitsizliği gönüllü düzeltmezsek, emin olun birileri zorla düzeltir"
http://www.cumhuriyet.com.tr/…i_zorla_duzeltir.html
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: asosyal itiraf.
entry1: hiçbir zaman birinci olamadım.
entry2: milyonlarca sperm arasından birinci olmuşsun daha ne?
entyr3: ikizim var.
debedit: bu inci sözlük entarisi değil, yeni açılan asosyal sözlük entarisi imiş.
çocuğuna kendi mesleğinden isim vermek
-
meslek: öğretim üyesi
erkek: maka (neden olmasın. mevcut isimlerin hepsi bundan çok mu daha anlamlı sanki)
kız: makale
3. çocuk: makalele
anne babanın mesleğini soran öğretmen
-
dünyanın en asap bozucu şeylerinden biri. ilk sorulduğunda babamın mesleğini söyleme gafletinde bulunmuştum "pikocu" diye. sonra muhabbet "pikocu ne?", "nasıl yani terzi mi?", "overlokçu mu oluyor o?", "hele bir anlat şunu" diye öyle uzamış ve ben anlatmayı başaramadıkça o kadar canımı sıkmış, beni sınıfta öyle rahatsız edici derecede ilgi odağı haline getirmişti ki sonraki senelerde "emekli", "serbest meslek" diye geçiştirmeye başlamıştım. onlarda bile öğretmen tatmin olmazsa "nasıl serbest meslek? öyle geziyo mu yani?" diye dalga geçebiliyordu. sonunda bir sene "bilmiyorum" bile dedim artık dayanamayıp. "bilmiyor musun? babanın yaptığı işi bilmiyor musun?" raddesine gelmişti ama o kadar sıkılmıştım ki gönül rahatlığıyla "bilmiyorum" demeye başlamıştım. o beni rahatlatmıştı.
işin ironik tarafı 14 yıldır ekşi sözlük'te pikoyu ve pikoculuğu anlatan yegane entry'ler bana ait.
edit: "terzi diyeydin ya" demişler. terzi demeyi denedim, "terzi gibi" dediğim oldu ama düz "terzi" diye sallamayı içime sindiremedim. veteriner babayı doktor diye tarif etmek gibi olacaktı. sanki babamın mesleğinden utanıyormuşum da yalan söylemeye ihtiyacım varmış gibi hissedecektim. o yüzden "terzi" demedim "terzi gibi" dedim ama o daha çok probleme yol açtı.
3 ağustos 2022 ösym başkanının görevden alınması
-
olayı twitter ve ekşiden gündeme taşıyanlar olmasa bu skandal kapanıp gidecekti. insanlar toplanıp isyan edince seçim korkusundan adam görevden almaya başladılar.
örgütlü olmanın önemi budur işte.
yunan basınındaki 23 nisan haberi
deniz baykal'ın istifa etmesi
-
messi'yi gören nesil, deniz baykal'ın istifasını da görmüştür. resmen gıpta ile bakılacak bir nesiliz.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
ilkokul veya ortaokuldayım sanırım, babam maaşı almış, alışverişe gitmişiz. o zamanlar alışveriş ayda bir yapılırdı; bisküvi olsun, sarelle olsun, sucuk, muz vs., o zamanki bütçemize göre lüks olan ne varsa alışverişi izleyen bir kaç günde, olmadı bir haftada tüketilir, yeni alışverişlerin yolu gözlenirdi. alışverişten döndüğümüzde, annemle babam poşetleri bırakıp, karşı komşuya uğrarlar, annem aldıklarımızı dolaba yerleştirmemi tembihler. tabi yerleştirirken sarelleyi görürüm. sarelle dediysem, teknik olarak sarelle bile değil aslında, en küçük boyundan şokomigo diye sikimsonik bir şey. annemler dönmeden çay kaşığıyla dalarım çikolataya, fark edilmesin diye üstünü düzlemeye çalışırım. bakarım ki olacak gibi değil, ortada delil bırakmamak adına birkaç kaşık daha alıp bitiririm şokomigoyu. ambalajı da bir poşetin içine koyup çöpe atarım. bir süre sonra annemler gelir, dolabı açıp bakar, sarelleyi nereye koydun diye sorar. nutella dolaba konulmaz muhabbetleri yok tabi o zamanlar. kem küm ederim, gerçek ortaya çıkar. babam der ki, tek başına sarelleyi yediğin için hepimizden özür dileyeceksin. gariban olduğumuzu düşündüğümden değil, gerçekten ablamın, annemin, babamın hakkını yediğimi düşündüğüm için suçluluk duyarım, boğazım düğümlenir, özür dilerim. o günden bu güne unutamam; o günden bugüne de sarelleymiş, nutellaymış pek yemem.
19.07'de fenerbahçe'nin açıklayacağı müjde
-
6. yıldız mı geliyor yoksa.
heyecanla beklediğimiz açıklama.
teselli etmeyen teselliler
-
arkadaş takside ağlıyor, ama salya sümük, taksici sonunda dayanamadı:
- yav ama neden bu kadar ağlıyorsun? nerelisin sen?
+ sivas :((((((((((
- bak, ben de orduluyum, ağlama.
teselli artık neyi değiştirir ki, arkadaşlar?
kazuo işiguro
-
(bkz: kazuo ishiguro)
işiguro nedir başlık neden böyle açılmış anlamadım. donald trump'a danıld tramp diye mi başlık açıyoruz. türkçeye çevrilmiş tüm kitaplarına bakın ishiguro yazar kapakta. yani sözlüğün uydurmasıdır bu ş olayı.
japonya doğumlu ingiliz yazar. 5 yaşında ingiltereye yerleşmiş. romanlarını ingilizce yazar. hiçbir yerde japon yazar diye geçmez, british novelist diye geçer. "sahte bir isim koysanız ve resmimi değiştirseniz, japon yazarlarıyla bir benzerlik kuramazsınız kitaplarımdan" diyor. yani japon kültürü ve edebiyatıyla bağlantısı zayıftır kitaplarının. japoncası da kötüdür "ailemle evde japonca konuşuruz, ama kötü bir japonca, 5 yaşındaki çocuğun japoncası".