hesabın var mı? giriş yap

  • anasinin karninda 9 ay durup da hiz tumsegine gelindiginde kisilik bozuklugu gosterenlere inat ozellikle yapilmasi gereken eylemdir. gerekirse geri vitese takip heyecan yaratmak da bir alternatiftir. arabada yasli, hasta, bebek vs olabilir. ayrica o hiz tumseginin konma amaci yayaya yol da verilebiliyor olabilir. ama memlekette hiyar bol.

  • + önceki işinizden ayrılma sebebiniz?
    - patronun köpeği ile kavga ettim...
    +ehem! köpeği derken?
    -gerçek köpeği canım böyle kuyruğu falan var. mecazen değil.
    +nasıl oldu bu çok merak ettim?
    -patronun odasında duruyor bu. bir tek bana hırlıyor. benim de zoruma gitti...
    +eeeeeeee?
    - sekreterin masasından dev zımbayı kaptığım gibi üstüne yürüdüm. o da karşılık verdi...olaylar gelişti tabi.

  • bir görme özürlü adam vardır maltepe pazarının girişine yakın yara bandı satan...

    bir karton kutusu vardır, onun üzerine oturur, yanında getirdiği küçük siyah çantasından 10lu yara bandı paketlerini çıkarır, ve çekine çekine duyurmaya başlar işini:

    "10 adet yara bandı 1 milyon lira..."

    yandan akıp giden kalabalığın yarısı adamın görme özürlü olduğuna inanmaz, birazı duygu sömürüsü yapıyor zanneder, bir kısmı değecek birşey olsa sattığı kandırmanın hesaplarını yapar... çok azımız farkederiz adamın hakikaten namusuyla para kazanma çabasında olduğunu...

    1 milyon uzatır, kendi kendinize iyilik yapmaya niyetlenir "bana 2 tane ver, yeter" dersiniz...
    "olmaz abi, 10 tanesini satıyorum 1 milyona" der...
    ısrar edersiniz, inatla kabul etmez, "abi, haketmediğimi almam ben" cümlesini duyarsınız...
    "ben helal ediyorum" demeniz birşey ifade etmez, o daha keskin "bakıyordur" duruma, daha fazla uzatmaz, 10 yara bandını alır gidersiniz...

    iş biter, dönüşte sizin yaptığınız konuşmanın neredeyse aynısı iki genç kızla onun arasında yapılıyordur.
    kızlar sizden ısrarcı çıkınca başka bir çözüm önerir adam;
    "abla, o zaman ben sizin almadığınız bu artanları sizden sonraki müşterime veriyorum, ama helal edin..."

    konuşmanın ardından ne olacağını görmek için beklemeye başlarsınız...

    biri gelir birkaç dakika içinde, verir 1 milyonu alır 10 tane yara bandını, tam gidecekken bizimki "pardon abla," diye başlar anlatmaya, ve ısrarla ona verir elinde önceki seferden kalan 8 tane yara bandını...

    az üzülür, biraz burulursunuz,
    az önce 50 yara bandı parasına yediğiniz döner ekmek düğümlenir boğazınızda...

    bir görme özürlü adam vardır maltepe pazarının girişine yakın yara bandı satan,
    bakmanın ötesinde görmeyi öğretiyordur insana yanından her geçildiğinde...

    malum,
    10 adet yara bandı 1 milyon değerinde...

  • allah görevde yer alan askerleri korurken, bireysel çıkarları ve beceriksiz politikaları yüzünden bu gereksiz savaşa bizi sokan tüm siyasilerin de başına gökten kurşunlar yağdırsın.

    amin.

  • sac kurutma makinasiyla saclar kurutulurken ev arkadasinin surunerek sizi korkutmasi. sac kurutma makinasinin tabanca formundan dolayi ev arkadasini kurutarak oldurmeye kalkismak.

  • taktir ettiğim insan davranışı, özendim de ayrıca.
    rölantiye alınmış bünye, hayata daha duru daha sağlıklı bakacaktır. günün birinde yine koşuşturmaca içine girmeyi düşünürse "ne isteyip, neyi istemediğini" daha iyi tartmış olacaktır.

    kendisine tavsiyem bolca hobi edinsin. vakit bolken bile çarçur etmesin :) hep aktif olsun.

    düzenli periodlarla da buraya yazsın ki biz de özenenler olarak gidişatı takip edebilelim.

  • beyazid meydanındaki ıvır zıvırcıların orada bir saat tamircisinde şahit olmuştum :

    müşteri: -abi bu olmamış ki?
    tamirci : -nasıl olmamış o' lum şahane çalışıyor saat.
    müşteri: -e akrep yok?
    tamirci : -akrep ne lan?
    m: - abi yelkovan var akrep yok, dakika belli de saati nasıl anlıycaz?
    t: - e sen güneş tepedeyken saat acaba altı mı yoksa dokuz mu diye merak edecek kadar salaksan ben ne yapayım?" kaç geçiyo"lar önemli o' lum, saat 2 mi 4 mü bi şekilde anlıyor zaten insan.

  • hepsiburada, trendyol gibi sitelerin yaptığı efsane cuma, kestane cuma, muhteşem cuma vb. indirim dönemlerinde gösterilen tepkilerden dolayı bu entry'i girme gereği duydum. toplum olarak malesef internet alışverişi konusunda yeterince bilinçli değiliz. etrafımda hala bazı ürünleri görünce "şu fiyattan şu fiyata inmiş, müthiş indirim değil mi ?" diye heyecanlanan insanlar var. o yüzden nacizane birkaç öneride bulunmak istiyorum internet alışverişi ile ilgili, umarım bazı arkadaşlara faydalı olur ;

    1) hiçbir sitede hiçbir zaman üstü çizilen fiyata aldanmayın hatta bakmayın bile. muhtemelen daha önce o ürün o fiyata hiç satılmadı. tamamen şişirme rakamlardan ibaret üstü çizili olanlar. mesela aylardır 50 liraya satılan logitech mouse , hb'nin efsane cuma indirimlerinde 300 liradan 50 liraya inmiş gibi gösterilmişti.

    2) bir ürünün fiyatının uygun olup olmadığını , diğer sitelerle karşılaştırarak değerlendirin. ürünün marka model ve hatta mümkünse ürün kodunu(özellikle kıyafetlerde geçerli bu) google alışveriş'lerde aratın, n11, amazon, trendyol, hepsiburada vb güvenilir denebilecek sitelerin tamamında, giyim alışverişlerinde de ayrıca markanın kendi sitesinden fiyat araştırması yapın ve ona göre alın.

    3) telefon, elektonik, beyaz eşya, araba lastiği vb. gibi yüksek fiyatlı ürünleri almadan önce, çok acil değilse biraz bekleyin. indirim dönemlerini takip edin, indirim dönemine girmeden önce fiyatları not alın ve indirim dönemindekiyle kıyaslayın.

    4) internetten alışveriş çeki, indirim kodu vb. şeyler alıp , satın alacağınız ürünleri daha uygun fiyata alabilirsiniz. bazı sitelerde cüzi rakamlara alışveriş çekli hesaplar satılmakta.