hesabın var mı? giriş yap

  • "bir gün evlenirsem üç çocuk falan yapmam abi. istatistiklere göre her üç çocuktan biri çinliymiş, nasıl bakarım, huyunu bilmem suyunu bilmem"

  • bir arkadaşı mete gazoz'a soruyor.

    işte o soru ve cevap
    -zehirli bir ok'un olsa kime atmak isterdin?

    -atmak isterdim birisine de. birisi diyelim. şeklinde verdiği cevaptır.

    benim tahminim kardeşimiz o dönem kör kütük aşıktı ve o kıza atmak istiyordu oku ben öyle anladım. yoksa hepimizin aklına gelen kişi de olabilir mi acaba? kim olduğunu bilirsin sen.

  • bu olay kadınlara default olarak geliyor sanırım. nasıl bir erkek olursanız olun bir kadın, karşısındaki erkeği çıldırtmayı çok iyi biliyor. siz çileden çıkıp böyle aşkın ızdırabını demeye başladığınız anda da yapıştırıyor cevabı işte gerçek yüzün. tamamen ince düşünen ve detaycı oluşunuzdan mütevellit bir şey söylersiniz ama onlar bunu evirir çevirir öyle çok başka yerlere getirirki allahta benim belamı versin dersiniz (bkz: ben bir turizm katiliyim allah benim belamı versin). kısacası ne söylerseniz söyleyin yada ne yaparsanız yapın karşınızda resmen çileden çıkarmaya programlanmış biri olduğunu unutmayın.

    kadın : canım çok beklettim mi?
    erkek : önemli değil aşkım, ben de gazetemi okudum.
    kadın : merak etmedin mi?
    erkek : neyi?
    kadın : tam bir saat geç kaldım ve sen beni merak etmedin öyle mi?
    erkek : aslında merak ettim, hem de çok.
    kadın : o yüzden mi oturup gazeteni okudun? ölüm ilanımı falan mı görmeyi umuyordun?
    erkek : ne yapsaydım, seni beklerken tırnaklarımı mı yiyecektim?
    kadın : tabii. bir telefon etmek aklına gelmedi değil mi? öldüm mü, kaldım mi, tinerciler mi saldırdı?
    erkek : tinerciler falan saldırmamış işte.
    kadın : pek bir kinayeli söyledin. keşke saldırsalarmış der gibi.
    erkek : şimdi benim anlamadığım, geç kalan sensin ama suçlu nasıl ben olabildim?
    kadın : şöyle ki; sen beni merak etmedin, arayıp sormadın. aynen böyle oldu.
    erkek : benim bildiğim geç kalacak olan arar, haber verir.
    kadın : ıyi ki de aramamışım. beyefendinin gazete keyfini bölecekmişim baksana.
    erkek : gazete okumasaydım ne saçmalayacaktın merak ettim şimdi.
    kadın : o zaman kesin arardım.
    erkek : yuh! iyice saçma sapan konuşmaya başladın sen.
    kadın : işinne gelmedi galiba.
    erkek : bak garson geliyor, ne içersin?
    kadın : canım bir şey istemiyor.
    erkek : çay?
    kadın : istemiyorum.
    erkek : ıhlamur?
    kadın : istemiyorum dedim ya.
    erkek : kök?
    kadın : ne kökü?
    erkek : zıkkımın kökü.

    edit: taze naftalin geldi uyardı. bu dialog yılmaz erdoğanın "haybeden gerçeküstü konuşmalar" kitabından bir alıntıdır.

  • kotu kaleci oldugunu soyleyenler var. ben kendimi mal zannederdim amina koyim. benden mallari da varmis. rahatladim neyse...

  • sevgili oldugundan süphelendigim bir çift.
    kiz, son derece masum bir soru soruyor:

    - sen spider man 2'yi görmüs müydün? ben çok etkilenmistim.
    - etkilenmis olabilirsin de... söylemen biraz ayip olmuyo mu?
    - niye?
    - e spider man'in çüküne bakmissin, daha ne olsun?
    - ay manyak misin yaa?
    - ya spider man'inkine bayildim demedin mi?
    - ahahah, spider man'inki degil... spider man 2.
    - haa... sey... pardon o zaman.

  • 750 tl ye check-up yaptırdım kanser çıktım. evde büyük sevinç var şu an para boşa gitmedi diye seviniyoruz.

  • kokainin enflasyondan etkilenmemesi. kokain abd pazarına ilk girdiğinde 10 gramının fiyatı 750 dolardı yani kilosu 75 bin dolara geliyordu. ülkedeki kokain satışı büyük ölçüde cia'in adamlarının tekelindeydi ve sattıkları kokainin parasıyla nikaragua başta olmak üzere bir çok ülkedeki iç savaşları finanse ediyorlardı.

    daha sonra meksikalı karteller kokainin ne kadar çok para getirdiğini görünce kokain işine girmeye başladılar. araya rekabet girince 1983'de kokainin kilo fiyatı 75 bin dolardan 70 bin dolara düşmüştü. 2 yıl sonra kolombiya'da da pazara dahil olunca kokainin kilo fiyatı 40 bin dolara kadar düştü. karteller arasındaki rekabet arttıkça kokain arzı arttı, kokain arzı arttıkça fiyatlar düştü. üstelik amerika-meksika sınırı eskisine göre delik deşik olmuştu ve amerikan pazarına ulaşan kokain miktarı da giderek artıyordu. bu da arz-talep dengesini bozdu ve kokain fiyatları düşmeye devam etti. 1990'da kokainin fiyatı 20 bin doların altını gördü. 90'ların ortasından itibaren neredeyse bugüne kadar kokain fiyatı 10-12 bin dolar aralığında sabitlendi.

    böylece kokain 1980'lerden itibaren dünyayı kasıp kavuran enflasyondan etkilenmeyen, aksine giderek fiyat düşüren bir emtia haline geldi. bu konuyu cia'in hikayesiyle beraber belgesel gibi izleyen güzel bir disney+ dizisi var. herkes öneririm. şurada anlattım: (bkz: #137302730)

  • her insan comfort zone'a meyillidir. evlilikte bunun sonucunda gelir. sonra hiç beklemediği bir zamanda hiç beklemediği bir iş fırsatı çıkar karşısına. içi içini yer gitmek için ama gidemez. artık evlidir, düşünmesi gereken bir eşi ve büyük sorumlulukları vardır. istediği gibi hareket edemez.

    işte evlenmeyin diyen evli insan budur. en azından benim gözlemlediğim kadarıyla...