hesabın var mı? giriş yap

  • 1995 yılı boyunca başıma gelen ilginç olay.

    debe edit:

    nadir hastalıklara sahip çocuklarımız için çok büyük bir iyilik yapmış olacaksınız.

    kampanyamız dün başladı. çığ gibi büyüyerek fakülte ve hastane yönetiminin politik nedenlerden dolayı aldığı karara geri adım attırmak istiyoruz.

    buradan imzalayabilirsiniz.

  • feminazi bazı yazarlar kadının tarafında. yemedim falan diyor. parayı vermediğinin görüntüsünü istiyor. ulan videodaki kadın bile parayı verdiğini iddia etmiyor sen burada kadını savunuyorsun.

    10/10 rezalettir. kadının kendi çevresinde kesinlikle linç edilmesi gerekir. gecenin 11 inde ekmek parası için çalışan adamı sen nasıl kullanırsın ya?

  • evet efendiiiim. şu an evli erkekler için kerevizden kurtulma sanatı başlığında döktürülen entry lere bakarak; açıklamak, aydınlatmak ve feyz vermek farz oldu.

    öncelikle kocaların kereviz, enginar, kuzu kulağı, radika, karnabahar, kabak ve beş benzemezlerine verdiği tepki evrensel; "öğğğğkk" . biz işini bilir eşlere düşen görev ise, bu sağlıklı besinlerin kocalarımızın bünyesine kazandırılması ve dahi uzun yaşam sırrına beraberce vakıf olmak, bla bla bla...

    öncelikle güzel bayanlar şu "evde rakı içmek" olayına karşı duruşumuzu belirlememiz lazım. doğru bilinen yanlışların büyüğüdür bu; "evde kocanın rakı içmesine müsade etmeyeceksin." hayır efendim; eğer koca rakıya ya da benzer alkollü içeceklere meyilli ise, bu eylemi evde sürdürmesi en doğrusu ve en güzelidir. alkolü seven bünye ne yapıp eder o alkolü bünyeye katar. bunu kabul edeceğiz. ve eğer biz kocalarımızın evde içmesine karşı çıkarsak, o koca gider; evde bir haftada tüketeceği alkolü arkadaşlarıyla çıkacağı bir gecede içer gelir. tecrübeyle sabittir ve tecrübe yirmi yıllı kapsadığından mütevellit değer verilmelidir.

    evde hazırlayacağımız rakı sofrası onları sıkmasın, bu meret tek başına dinsiz imansız gitmesin diye de bir zahmet içmeyi öğreneceğiz. oturduğunuzda 4-5 kadehi yuvarlamanız şart değildir, bir kadehle bile usul usul ona eşlik ettiğinizde, huzur içinde en fazla 3 kadehçiğini içip, tatlı tatlı muhabbetini ettiğini göreceksiniz.

    gelelim sebze-i alinin bu sofradaki yerine; hazırlayacağınız bu sofrada tüm sebzeleri gerek sarımsakla, gerek yoğurtla, gerekse limonla kamufle edip yediremeyeceğiniz erkek yoktur. sizin güzel bi sofrada rakıları açıp kendisini beklediğinizi gören koca, bilin ki; sarımsaklı yoğurdu kaldırıp altında yatan sebze nedir diye bakmayacaktır.

    karnabaharı haşlayıp bol sarımsak limonla yatırın tabağa...kabağı rendeleyip sarımsaklı yoğurt ve cevizle harmanlayıp serin kayık tabağa özenle... kerevizin tarifini sayın alexander goygoyevic vermiş hali hazırda, o tarife ince kıyım dereotu da ekleyip koyun sofraya... enginarı haşlayıp pilava katın, limon,taze soğan ve dereotu eşliğinde... pırasayı ince ince doğrayıp bol zeytinyağında acı pul biber marifetiyle su katmadan kavurun, sürün önüne...

    bakın bakalım birine bile ağız burun kıvırıyor mu? zaten kurduğunuz ilk sofrada -hele de alışık değilse sizden böyle bir güzellik görmeye- ağzı bir karış açık kalır, ne yediğinin farkına bile varmaz. sonra kendisi gelir kapınıza mum olur; "karıcığım geçen mezeler yapmıştın, sofra kurmuştun, hadi bi daha"

    bu sistemle, bildiği sebze, ıspanak, patlıcan, patatesi geçmez, ankara'da doğmuş büyümüş kocaya, ege nin dağlarında ne kadar ot-çöp varsa yedirmiştir kardeşiniz, fikirlere itibar edin.

    haa derseniz ki; "illa rakı sofrası mı kurulacak kardeş, içmez benimki, ben ne yapsam?" , işte ona çok bi alternatifim yok. eğer sağlıklı yaşam zırvasına içmiyor ise kerevizden alacağı vitamin eksik kalsın, öyle de yaşar o, bırak yemesin, üsteleme. ya da öylesine "sağlıklı yaşam" diyerek yedirmek daha kolay olur, ne bileyim? benim anlattığım konu, bildiğim konu. kafamdaki tanım, vereceğim örnek budur.

    sonuç olarak kurun sofranızı, alın kadehinizi elinize; sonra gelsin kerevizler, gitsin enginarlar, sofranın baş köşeciğine kurulsun pırasalar...

  • kısaca rafael olarak bilinen rönesans sanatçısı raffaello sanzio tarafından çizilen atina okulu isimli eserde platon'un da vinci modeli üzerinden çizilmesi sonucu ortaya çıkan yanılgılardan biri.

    atina okulu isimli eser: görsel

    olay şu şekilde gerçekleşiyor:

    rönesans döneminden önce avrupa'da resim sanatı sadece ve sadece dini propaganda için kullanılabiliyor. bu sebepten rönesans öncesi resimler ya o dönemlerde basılmış kutsal kitaplarda ya da kiliselerdeki çizimlerde olabiliyor. böylelikle o dönemler yapılan resimler hep şapellerde, kiliselerde veya katedrallerde bulunuyor.

    rönesans döneminde ise italya'da bir aydınlanma hareketi başladığı için artık sadece dini bilgilerin değil, felsefe, hukuk ve edebiyat gibi alanlardaki bilgilerin de önemli olduğu ve dindar olunsa bile bu alanların da öğrenilmesi gerektiği fikri benimseniyor.

    bu dönemde italya'da üç büyük sanatçı var.

    bunlar leonardo da vinci, raffaello ve michelangelo.

    ( üzgünüm donatello )

    rafael kendisini bir sanatçı olarak değil, filozof olarak görüyor. daha doğrusu rafael aslında sanatçıların da filozof oldukları görüşünü benimsiyor.

    bu sebepten rafael'e göre da vinci ve michelangelo da kendisi ile birlikte filozof sınıfına giriyor.

    rafael 1509 yılında vatikan'da bulunan apostolik sarayı'nın birkaç odasının duvarlarını boyamak için vatikan'a çağırılıyor.

    bu odadaki duvara dört farklı resim çiziyor.

    bu resimlerin (aslında fresk deniyor bunlara) atina okulu ile aynı odada olanları sırasıyla kardinal ve teolojik erdemler, kutsal ayin tartışması ve parnassus isimli eserler.

    signatura odasının fotoğrafı 1 : görsel

    signatura odasının fotoğrafı 2: görsel

    rafael bu dört resimde teoloji, felsefe, hukuk ve edebiyat konularını işliyor.

    felsefe konusunu işleyen resim atina okulu resmi ve bu resimdeki kişiler antik yunan döneminin en etkili filozofları ve matematikçileri.

    rafael kendisinin ve dönemin sanatçılarının filozof olduklarını düşündüğü için resmi çizerken filozofların yüzlerini dönemin sanatçılarını model alarak çizmeye karar veriyor.

    bu sebepten resimde platon'u da vinci'nin yüzü ile, heraklitos'u michelangelo'nun yüzü ile, öklid'i donato bramante'nin yüzü ile ve apelles'i de kendi yüzü ile çiziyor.

    yani aslında bu resimdeki filozoflardan dördü o dönemde yaşamış sanatçıların resimleri.

    resmin tam ortasında bulunan ve eliyle tanrıyı işaret eden platon, aslında leonardo da vinci'nin şu resminden esinlenerek çiziliyor: görsel

    ancak bu durum pek bilinmiyor ve bu resim çok ünlü bir resim olduğu için zaman içinde filozoflar bu resimdeki halleri ile bilinmeye başlıyorlar.

    bu sebepten günümüzde google görsellere platon yazdığımız zaman bir sürü da vinci portresi ile karşılaşıyoruz: görsel

    ileri okuma için:

    atina okulu wiki

    resimdeki tüm filozoflar

    rafael odaları

  • istanbul'un talebi olan yeni taksi sistemi, talimatlarla verdirilen oylarla ukome'de reddedildi. bu ret kararı teklifin tekrar gelmesine mani değil. 16 milyon istanbullu’ya ve binlerce taksi sürücüsü esnafımıza verdiğimiz sözün takipçisiyiz. doğru, er geç karşılığını bulur

  • "16 yıldır başta olan bir insan yeni olarak şunu yapacağız diyemez; ancak özür dileyebilir."

    başka söze gerek yok.

  • avrupalıların oryantalist merakının bir örneği olan kişi.

    özellikle iskandinavlarda var bu, türkiye'yi çok egzantrik, oryantalist ve heyecanlı buluyorlar. hindistan'a gitmeyi gözü yemeyen türkiye'de buluyor kendini.