hesabın var mı? giriş yap

  • bu; kafasına kask, kaskın tepesine de kamera takınca kendini bir bok zanneden pezevenkler oldukça toplumdaki 'motorcu' antipatisini yıkamayacağız.

  • üniversiteye giriş sınavında aldığı puanla, ciddi bir devlet üniversitesinden mezun olan avukatların aldığı puan arasında 3-5 değil 30-50 puan fark vardır.

    dipnot: özel mesajdan felaket çemkirenler var, beni özel okullar birliği tarzı bir yere mi şikayet ettiler nedir anlamadım mesaj yağıyor,
    istatistik istiyorlar, bir ortalardan bir de tepelerden karşılaştırma vereyim de rahatlayın

    2013-2014 taban puanlarına göre:

    dokuz eylül hukuk: 420,55
    bilgi üniversitesi hukuk: 339,71 fark 81 puan

    galatasaray hukuk: 524,63
    koç hukuk: 415,09 fark 109 puan

  • 5 m2 odada 3 yıl açlıkla mücadele etmiş peygamberin ümmeti bu olmamalı.

    islam dini mütevazılikten gösteriş dinine devrildi.

    berra'nın mevlidi

    edit: imla ve link eklendi.

    mesajlara cevap: arkadaşlar fikriniz varsa bunu entry olarak girin herkes okusun beni de bu şekilde rahatsız etmemiş olursunuz. adam dinle ilgili düşüncesini bana mesaj atıyor alt tarafa yazabilirsin. hayır amacım kimseyi kırmak ya da üzmek değil ama illa kalp mi kıralım?

    ister inan, ister inanma o senin sorunun.

  • benim de sürekli yaptığımdır. tam tersi yapmamak garip geliyor. oradaki insan üç kuruş maaşa akşama kadar senin benim artıklarımızı düzeltmekle meşgul oluyor. en azından benım dağıttıklarım için yorulmasın istiyorum.

  • orta asya'nın bağrından kopup dünyanın gelmiş geçmiş en büyük imparatorluğunu kurma becerisi gösteren moğolların başarısının altında yatan nedenler bütünü.

    öncelikli olarak mobilite. moğolların kullandığı atlar oldukça hafif, belki tarih boyunca şahit olunan en hafifleri. atlı okçuları da düzenli olarak 4 veya 5 adet ata sahipler; böylece gün boyunca atların kapasitesini aşmadan eğitim yapma şansları var. standart bir moğol birliğinin bir günde yaklaşık 96 kilometre katedebilme imkanı var. bu iş için özel olarak yetiştirilmiş izci kuvvetler ise günde 320 kilometreyi sınırını aşabildiler. moğolların ulaklarının yemeklerini bile atın üzerinde yedikleri (atın sırtına çubuk batırıp atın kanını içmek suretiyle su içmekten kaynaklanan zaman kaybının bile önüne geçmişlikleri vardır), geçtikleri her moğol yerleşim biriminde en üst düzey atların kendilerine verildiği söylenir.

    moğolların kullandığı atlar, rakiplerinin kullandıklarına göre oldukça küçük ve hafif. bu küçük atlar hız yönünden dezavantajlı değiller. diğer atların otlanamadığı her türlü otla da otlanabilme gibi özellikleri var. bu özellik moğollara, herhangi bir at yemi yükünü taşımadan büyük miktardaki atlı birliklerle hareket etme kabiliyeti sağlıyor. atların yaşayamayacağı kara parçası neredeyse yok gibi.

    son zamanlarda yayımlanan bir akademik yayın* 13. yüzyılda meydana gelen küçük ölçekli bir iklim değişikliğinin moğol atlılarının başarısına katkı sağladığını ima ediyor. cengiz han'ın yükselmesinden önce ortaya çıkan kuraklık daha sonraki evrelerde yağış miktarının artıp ılıman iklimlerin yaşanmasına sebebiyet veriyor. yağışlar, moğol atlarını besleyebilecek otlakların ortaya çıkması; bir bakıma moğol atlarının çok uzun mesafe katedebilmesi demek. bir diğer görüş ise ortaya çıkan bu kuraklığın daha ileriki zamanlarda cengiz han'ın gücü ele almasına yardım edecek politik türbülansa sebebiyet vermesi.

    moğolların başarısını atlara bağlamak, o atları komuta eden savaşçılara haksızlık olur. moğol savaşçılarının at üzerinde büyüdüğünü söylemek pek yalan olmaz. göçebe bir kavim oldukları için çok erken yaştan itibaren ata binmeyi öğrenmek zorundalar moğollar. atları gibi kendileri de neredeyse her türlü kara parçasında yaşayabilme becerisi gösteriyorlardı. at üzerinde akrobatik hareket yapacak kadar çevik olduklarını eklemeden geçmemek gerek. savaşçılar çelik zırh yerine çelikten oldukça hafif olan deri zırhı kullanmış olmaları (savaş başlarındaki şok saldırılarında ekstra koruma sağlamak için çelik kullandıkları zamanlar da olmuştur) kendilerine fazladan bir mobilite ve çeviklik katıyordu.

    moğol savaşçılarının kullandıkları yaylar da oldukça spesifik yaylardı. kemik, odun ve tendon karışımı bir kompozit maddeden yapılma yayları küçük boyutlarına rağmen müthiş bir menzil ve delme gücüne sahipti. yayların küçüklüğü at üzerinde neredeyse her açıdan atış yapabilmesi sağlıyordu moğol savaşçılarına. 1,8 metrelik ingiliz yayları (william'ın hasting savaşı'nda rakiplerinin eline verme sebebi) ile at üzerinde atış yapmanın zorluğu düşünülünce moğolların meydan savaşlarındaki rakiplerine karşı olan üstünlüklerine çok da şaşmamak gerekir. 120 metrelik menzile sahip olan yayları ile moğollar pek de karşısında durmaya cesaret edilebilecek bir ordu değildi. bu çeviklik ve kuvvetli yaylarla hızlıca düşmanın çevresinde çember çizip düşmanı ok yağmuruna tutuyorlardı. şavaş meydenlarını da bu avantajlarını kullanacak şekilde seçerlerdi; bu avantajlarını kullanamayacakları meydan savaşına girmezlerdi. uygun alanın bulunamayıp savaşın da kaçınılmaz sona yaklaştığı durumlarda, uygun alan bulana kadar rakiplerinden kaçmaya çalışırlardı. uygun alanı bulduklarında kaçmayı bırakıp standart taktikleriyle rakiplerini bertaraf ederlerdi.

    moğolların başarılı olmalarındaki bir diğer önemli etken ise ele geçirdikleri yerlerdeki öğrenebilecekleri şeyleri kendi içlerinde de uygulamaya geçirmeleriydi. (kubilay han'ın danışmanlarının çoğunun moğol harici milletlerden oluşması, şehir kuşatmalarında kullanılacak olan mancınıkların tasarımında çinliler ve harzemşahlılara yer vermeleri vs.)

    moğollar kabile kaynaklı sadakatlerin de yok edilmesine özen gösterdiler. fethettikleri yerlerde kendi ordularına katılan ve isyan etmeye meyilli olan savaşçıları yabancıların bulundupu birliklere yerleştirirlerdi. disiplin de asla taviz verilmeyen bir olguydu, en ufak suçun bile ölüm cezasını beraberinde getirmesi moğollar arasında oldukça yaygındı.

    hiç şüphe yok ki moğollar; mobilite kabiliyetleri, disiplinleri, sadakatleri ve sertlikleri olmadan dünyayı asla fethedemezlerdi.

  • "ciddi bir hastalık yaşamamış olanlar tam olarak yaşamış sayılmazlar". bir hastanın ruh halini bundan daha iyi tasvir eden bir roman daha görmedim. okuduğum en etkileyici romanlardandı. uzun süre ciddi bir hastalıkla mücadele eden kişinin karakterini inanılmaz anlatmış. romanlardan zevk alamamasını romanlardaki karakterlerden daha önemli olduğunu düşünmesiyle açıklamış nüzhet. gerçekten, ciddi bir hastalığın pençesinde yıllarca uğraşan insan hayatıyla durmadan savaş veren yorgun bir askere dönüşür. diğer herşey önemsizleşir. bunu yaşamış biri olarak inanılmaz bir şekilde dile de getirmiş peyami safa. hele ameliyathanelere bakışı ve "öncesibeklemeleri" muhteşem.

  • çok yakın bir arkadaşımın başına gelen olay. paylaşmamı istedi, kendi ağzından paylaşıyorum.

    mengerler'den sıfır araç alacağım niyetiyle gidip kazalı araç ile karşı karşıya kalabilirsiniz. dikkatli olmanızı tavsiye ederim. zira benim başıma geldi.

    bir süredir araştırdığımız 2023 model chery tiggo 8 pro luxury aracın alımı için mengerler davutpaşa ile anlaştık ve siparişimiz geçildi. 26.01.2024 tarihi itibariyle döviz ve altın bozdurarak (200bin tl sıfır faizli kredi ile birlikte) satış bedelini yatırdık. 29.01.2024 tarihinde faturamız kesildi ve beklemeye başladık. 01.02.2024 tarihinde vekalet çıkarmamız istendi ve aracın 1-2 gün içinde teslim edileceği belirtildi.

    bu arada aracın kasko ve sigortalarının yapılması da istenmişti. ancak hemen akabinde sigorta ve kasko işlemini bekletmemiz istendi. biz tabi anlam veremedik. biraz ısrar edince araçta hasar olduğu ve bu hasarın boyutunun tespitinin yapıldığı tarafımıza iletildi. 1 hafta boyunca hasarın ne olduğu tarafımıza bildirilmedi. yine (1 hafta civarı süren) ısrarımız sonucunda aracı bize gösterdiler. aracın tavanında boydan boya derin birçok çizik (hatta yarık bile diyebiliriz) ile birlikte bu çiziklere bağlı olarak paslanma olduğunu gördük.
    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    biz, bayiden hala olumsuz bir tavır beklemediğimiz için ne yapacaklarını, nasıl bir yol izleyeceklerini, bize nasıl bir teklifle geleceklerini sorduk. kendileri de merkezden ve chery'den haber beklediklerini söylediler. tabi biz de yine beklemeye başladık. bir süre sonra bize aracı tamir ederek %7 değer kaybı ödeyebileceklerini belirten bir teklifte bulundular. eğer çizikler derin olmasaydı aslında bu teklifi değerlendirebilirdik. ancak açıkçası çiziklerin derin olması ve tavan sacının yarılmış ve paslanmış olması nedeniyle bu teklif bize hiç makul gelmedi. makul gelmeyen kısım ödenecek miktar değil hasarın büyüklüğü ve yerinden kaynaklanmaktaydı. ( tavan hasarı = takla atmış karinesi korkusu) dolayısıyla teklifi kabul etmedik.

    24.02.2024 tarihinde bize 2023 model kalmadığı için 2024 model araç vermeyi teklif ettiler. ancak, tüm bedelini ödemiş olmamıza ve üzerinden 1 ay civarı süre geçmiş olmasına rağmen kendi kusurları ile araç teslimi sağlayamayan firmanın bize teklifine baktığımızda sanki kusur bizimmiş gibi yine üstüne para kazanmak istediklerini gördük. bunu da kabul ettik. ancak elimizdeki tüm parayı araç için kullandığımızı hatta kredi çektiğimizi belirtip en azından bizden istenen farkın sene sonunda alınmasını talep ettik. bu talebimiz de kabul görmedi. bize verilen cevap ''isterseniz hukuk yolunu tercih edebilirsiniz'' oldu. hasılı adam diyor ki ''paranı alırım, istersen hasarlı aracı çakarım, istemezsen git mahkemelerde sürün''. biz işte maalesef bu noktada uyandık. bu cevaba kadar “koskoca firma, mutlaka hakkaniyetli bir çözüm sunacaklardır, marka değerini zarar gelsin istemeyezler” düşüncesinde idik.

    açıkçası ben çok şaşırdım. asla ve asla chery almam diye düşünürken mengerler markası işin içine girince, ''kurumsal firmadır, problem olursa arkasında duracak muhatap bulabiliriz'' diye ikna oldum. gel gör ki ortada ne kurumsallık var ne de ticari ahlak.

    şimdi ben parayı ödediğimde sıfır bir araç alabiliyordum. şimdi paramı geri istesem aynı aracı bulamıyorlar, bulsalar da fiyat aynı değil. üstüne fark istiyorlar. tüm dövizimi ve altınımı türk lirasına çevirmiş olmam ve geçmiş 1 ayda benim çektiğim sıkıntı ve araçsız kalmam da cabası. tazmin var mı? yok! müşteri memnuniyeti? hak getire.

    edit: bazı arkadaşlar %7 iyi teklif demiş. öncelikle ben sıfır araç almak istedim. kazalı araç istemedim. hadi diyelim, olmuş bi kaza, çaresine bakalım; %7’yi kim belirledi? tavan hasarlı bir araçta %7 makul mü? ben o aracı alsam satarken %7 indirimle satabilecek miyim? size tavan hasarlı bir aracı %7 indirimle verseler alacak mısınız?