ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
how i met your mother
fifa'nın beraberliği kaldırma planı
-
sıfır çekti manşetleri neden tarih olsun? maç kaybetmeyi değil beraberliği kaldırıyor.
t: yüksek ihtimal biz katılamayacağımız için bizi ilgilendirmeyen kuraldır.
edit: ulan bende mi bi yanlıs var yoksa sizde mi anlamadım. herkes kaybeden 1 puan alacak 0 çekmek yok diyor. bakın haberde yazan; berabere kalan maçlarda penaltılara gidilecek kazanan 2 kaybeden 1 puan alacak. penaltılarla kaybeden için diyor bunu. bi takım penaltılara bile gidemeden gelen geçenden 3, 5 yerse puan alamaz. ben mi yanlışım bi deyin hele. paranoyak ettiniz beni.
tapeleri dinlemek yaymak inanmak haramdır
-
mükemmel bir ali rıza demircan *açıklaması.
https://pbs.twimg.com/media/blvdm2kcyaet17m.jpg
videosu da var http://www.ahaber.com.tr/…nanmak-ve-yaymak-haramdir
ulan her şeyi anladım da inanmak neden haram onu valla anlamadım. böyle sabahtan akşama kadar sövesim geliyor da bu adamlar kadar ahlaksız olmadığımdan yapamıyorum.
18 şubat 2015 istanbul metrobüs kuyruğu fotoğrafı
-
sanki metrobüs ölmüş de insanlar cenazesine gelmişler gibidir.
nasıl bilirdik? kötü bilirdik.
türkiye'deki iphone 13 stoklarının tükenmesi
-
iphone'ın türkiye'ye satışlar düştüğü için artık çok az sayıda ürün gönderdiğini bilmeyen malın beyanı...
1. köprüye hala boğaziçi demek
-
"boğaziçi" demeye devam edeceğiz, ayrıca bütün "arena" statlarının adını tekrar "atatürk" yapıp, 3. havaalanını "atatürk" yapıp, adı hacı-hoca olan bütün yerlerin adını cumhuriyet değerlerine uygun adlarla değiştireceğiz.
bitersek hep beraber biteceğiz
-
siz bittiniz zaten de bizi niye bitiriyorsunuz aq diye cevap vermek gereken saçmalık.
karadenizliler öfkeli değil net tavırlı
-
birkaç yıl önce trabzon'da lazer epilasyon merkezinin reklam broşürünü dağıtıyor diye adam vurmuşlardı. işte ben net tavır diye buna derim.
sevgiliye gece 3'te taksim'e gidiyorum demek
-
gel bekliyoruz cevabıyla sağlam bir dumur yaşatabilir.
21 aralık 2021 dolar kuru
-
21 aralikta dolar 8 e dusse ve bu seviyeden dolar artisina dayali vadeli mevduata giris yapsa herkes. bu dolarin 8 den tekrar 16 ya cikmasi durumunda aradaki %100luk kazancin %15 lik mevduat faizi disinda kalan %85lik kismini vatandas nicin vergileriyle oduyor? bir sistemde hem kazanan hem de kaybeden olmalidir, dovizi alan kisiler mesela kazanabilir de kaybedebilir de kendi tercihleri ve riskleri tamamen. ben esek gibi calisip odedigim vergiyle bu mevduat musterilerinin zararlarini neden odemek zorundayim? beni savunabilecek 1 tane kanun yok mu bu ulkede?
alet kullanabilen hayvanlar
-
sayıları hayli fazla olan hayvanlardır. kendimizi doğanın efendisi olarak görme yanılgısındayız malum. bunu da çoğunlukla "alet kullanımında başarılıyız" argümanıyla destekliyoruz. ancak durum pek de öyle değil. alet kullanabilen ve bunu farklı yaşam alanlarına sahip olmalarına rağmen çeşitlilikle yapabilen hayvanların sayısı hiç de az değil.
şempanzeler, orangutanlar, yeni dünya maymunları (22):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
7. engellemek.
8. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
9. kazmak.
10. çizmek, ovmak.
11. vurmak, çakmak.
12. asmak.
13. silmek.
14. içine sokmak, yoklamak.
15. düşürmek.
16. ulaşmak.
17. emdirerek sıvı taşımak.
18. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
19. vurmak, dövmek.
20. batırmak, saplamak, delmek.
21. simgeleştirmek.
22. kesmek.
bonobo (21):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
7. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
8. kazmak.
9. çizmek, ovmak.
10. vurmak, çakmak.
11. asmak.
12. silmek.
13. içine sokmak, yoklamak.
14. düşürmek.
15. ulaşmak.
16. emdirerek sıvı taşımak.
17. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
18. vurmak, dövmek.
19. batırmak, saplamak, delmek.
20. simgeleştirmek.
21. kesmek.
goriller (20):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
7. engellemek.
8. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
9. kazmak.
10. çizmek, ovmak.
11. vurmak, çakmak.
12. silmek.
13. içine sokmak, yoklamak.
14. düşürmek.
15. ulaşmak.
16. emdirerek sıvı taşımak.
17. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
18. vurmak, dövmek.
19. batırmak, saplamak, delmek.
20. simgeleştirmek.
eski dünya maymunları (19):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
7. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
8. kazmak.
9. çizmek, ovmak.
10. vurmak, çakmak.
11. asmak.
12. silmek.
13. içine sokmak, yoklamak.
14. düşürmek.
15. ulaşmak.
16. emdirerek sıvı taşımak.
17. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
18. vurmak, dövmek.
19. batırmak, saplamak, delmek.
kuşlar (18):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. engellemek.
7. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
8. kazmak.
9. çizmek, ovmak.
10. vurmak, çakmak.
11. silmek.
12. içine sokmak, yoklamak.
13. düşürmek.
14. ulaşmak.
15. emdirerek sıvı taşımak.
16. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
17. vurmak, dövmek.
18. batırmak, saplamak, delmek.
filler (12):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
4. engellemek.
5. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
6. çizmek, ovmak.
7. silmek.
8. içine sokmak, yoklamak.
9. düşürmek.
10. ulaşmak.
11. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
12. vurmak, dövmek.
etoburlar (10):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. engellemek.
7. çizmek, ovmak.
8. vurmak, çakmak.
9. ulaşmak.
10. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
kemirgenler (8):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
4. engellemek.
5. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
6. kazmak.
7. ulaşmak.
8. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
gibonlar (8):
1. fırlatmak.
2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
3. çizmek, ovmak.
4. asmak.
5. içine sokmak, yoklamak.
6. düşürmek.
7. ulaşmak.
8. emdirerek sıvı taşımak.
böcekler (7):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. vurmak, çakmak.
6. içine sokmak, yoklamak.
7. düşürmek.
balina ve yunuslar (6):
1. fırlatmak.
2. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
3. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
4. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
5. kazmak.
6. silmek.
toynaklılar (4):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
3. kazmak.
4. çizmek, ovmak.
kafadanbacaklılar (4):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. engellemek.
4. kazmak.
kabuklular (3):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
3. engellemek.
prosimiyenler (3):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
3. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
örümceğimsiler (3):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
karındanbacaklılar (2):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
balıklar (2):
1. fırlatmak.
2. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
timsahlar (1):
1. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
çiftyaşamlılar (1):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
denizkestaneleri (1):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.