hesabın var mı? giriş yap

  • valla ben beğendim bu rezaleti. adam çok güzel bir şekilde rezalet olduğunu kanıtlamış tartışmaya gerek kalmayacak şekilde. on numara beş yıldız bir rezalet. epeydir böyle bir rezalete hasret kalmıştım doğrusu. şimdi dominos pizza düşünsün. tüm sözlükçülere beleş pizza yollamadan bu iş çözülmez.

    rezalettir.

  • otostopçunun galaksi rehberi'nde bir bilgisayara hayatın/evrenin/yaşamın anlamını sorarlar. o da epey uzun bir işlem yapıp sonunda 42 cevabını verir. 42 bu manada kullanılır.

    420 de 4.20 yani amerikan tarih sisteminde (ay.gün.yıl) 20 nisan'ı simgeliyor.

    20 nisan da marijuana'nın legalleşmesini isteyenlerin sebebini bilmediğim bir sebepten ötürü legalize it çığlıklarını daha güçlü attıkları gün.

    marihuana'nın legalleşmesinin hayatın anlamından 10 kat daha önemli olduğunu söylemek istemiş. arada da gerçek matematiksel değeri sıkıştırıp zeki esprisi yapmış.

    edit:

    mesajlar yağdı sağolsunlar. teşekkürler.

    4.20 konusunda iki farklı görüş varmış.

    birisi şu; weed'in abd yasak kodu 420 imiş. bu yüzden 420 ayrı bir anlam taşıyormuş.

    diğeri de şu; bir grup öğrenci sürekli saat 4:20'de buluşup dumanlanıyormuşlar. bu zamanla aralarında bir şifreye dönmüş, ordan da 4.20 şenliklerine evrilmiş.

    katkılar için teşekkürler.

  • sabah ise gitmek uzere cantami hazirlarken telefon diye uzaktan kumandayi cantama koymusum. minibuste siddetle anemi aramam gerekti. cantadan kumandayi cikarmam ve cantaya sokmam arasindaki zaman suresi an dan bile kisaydi..

  • çoğunun kaynağı belirsiz olan, düşük radyo frekansları aracılığıyla yayın yapan istasyonlar. işin garip tarafı, bazı istasyonların hala 30 yılı aşkın bir zamandan bu yana, döngü şeklinde aynı şeyi yayın yapıyor olması.

    buna en güzel örneğini lost bize yıllar önce vermişti. fransızca konuşan kadının yardım çağırısı bize ne kadar gizemli gelmişti. tabi oradaki tamamen yardım amaçlı ve anlaşılır, açık mesajdı.

    gerçekte var olanlarınsa tamamen encrypt edilmiş oluşu. bu istasyonların döngüye aldığı mesajların her ne kadar zamanın ajanları tarafından haberleşme olarak kullanıldığı öngörülse de, içeriği maalesef hiç bir zaman bilinmemekte. yanılmıyorsam, bu frekanslar a.m. üzerinden doğru ve basit bir alıcıyla binlerce km öteden bile dinlenebiliyordu.

    şu sitede kayıt altına alınmış onlarcası mevcut. en sağdaki playerdan dinlenebilmekte. benim için favori yine en üstteki the swedish rhapsody . küçük alman kızı sürekli numaraları tekrar etmekte. anlatmak istediği mesajı kenarı bırakmaya çalışsak, neden ajanların alması için gönderilen bu mesajların küçük bir çocuğa kaydettirilmesi büyük bir soru işareti. bunu da kenara bıraksak; düşünsenize, gecenin bir vakti radyonuzu kurcalıyorsunuz, bir anda hafif parazitli, şu kurmalı, balerinli dans eden müzik kutusundan çıkan müzik eşliğinde küçük bir kızın almanca sayı saymasını duyuyorsunuz. evlerden ırak.

    bu mesajların bir çoğu hala gizemini korumakta zira one time pad metoduyla şifrelenenmiş oluşu, tüm bu rastgele sayıları sizin için anlamsız kılıyor.

    siteyi açamayanlar için direkt olarak şu database'ini de verebiliriz.

  • yahu zaten sözlükte bin tane şöyle kadın, bunu yapan kadın, onu giyen hatun vs başlık var, erkeklerin usanmadan kadınları yerdiği. hayır bunlar yetmiyor, bir de kadınlar kadınları yeriyor.

    bütün makyaj yapmayan kadınlar bu başlığa uğramış, yapanlara illaki bir laf sokmuş gitmiş.

    makyaj sevmiyorsan, saçma buluyorsan yapma gitsin. hangi motivasyon size makyaj yapan kadınlara yalancı deme, içi dökülen bina yakıştırması yapma ihtiyacı hissettiriyor. merak ediyorum gerçekten yargıladığım için değil.

  • tam şu an bir market zincirindeki deodorant indirimi için başlık açılmış 7 tlden 4 tlye düşmüş fiyatları ve bu ölücüler koli koli alıp stok yapmaya başlamış. bir de aldıklarının fotolarını çekip koymuşlar evladım 20 tane deodorant alıp ne yapacaksın adam ömürlük deosunu almış çocuklarına miras bırakacak herhalde.

    öyle bir ölücüler işte.

  • hadi simdi sorarim size, hanginiz bu hüznü yasamadiniz?

    otobuste bir kac bos yer vardir, yaniniza biri gelip oturmustur. fakat bir sure sonra gozu baska koltuga kayar, kalkar gider oraya oturur. iciniz o anda ciz eder, "neden ama neden?" seklinde bir anlik dusunursunuz. hatta soyle caktirmadan -arkada baska bir seye bakiyormuscasina- bakarsiniz kalkip giden kisiye ve onun gozlerindeki "aslinda sorun sen degilsin bebegim inan, burasi daha rahat, senin yanini daha fazla hakedecek biri de cikacaktir karsina bir gun" diyen ifadeyi gorursunuz, kabullenirsiniz bu klise iliski cumlesini.. ne de olsa hayatinizda daha once de duymussunuzdur bu lafi, tebessum eder donersiniz tekrar. ama icinizi bir huzun kaplar, hele ki bir baska kisi de yaniniza oturmayip pas gecmisse, bazi seyleri kendinizde aramaya baslarsiniz. hayatinizi sorgularsiniz, neden ben iliskilerde yapamiyorum dersiniz. yan tarafta sizle birlikte isiklarda durmus diger otobusteki birbirini tanimayan ama o yolculuk icin bile olsa sinerji yaratmis ciftleri gorursunuz. gozunuzden bir yas suzulur ve belli belirsiz bir laf dokulur agzinizdan;

    -bir daha kahvaltida pastirma yersem iki olsun!

  • greekcitytimes'da yer alan "türk dizileri neden yunan televizyonlarından kaldırılmalı?" başlıklı yazıdır.

    yazının içinde türk dizilerinin nasıl bir fantezi olduğu, gerçek türkiye'yi yansıtmadığı ve diğer ülkelerin türkiye algısını şekillendirmek için yapılmış beyin yıkama araçları olduğu ve türkiyeyi dışarıya karşı sevimli göstermeye ve turist çekmeye çalışan planın bir ürünü olduğu gibi şeylerden bahsediliyor.

    yazının tamamı ingilizce ancak önemli bazı kısımlar ve onların türkçe hali şu şekilde;

    --- spoiler ---

    for fifteen whole years, 55 different turkish series have put the turkish language in almost every greek home, with countless hours of screenings that show ideal images of a fantastic european turkey that looks like a real paradise, says leonidas koumakis of the ınternational hellenic association.

    -

    uluslararası helen derneği'nden leonidas koumakis, "15 yıl boyunca 55 farklı türk dizisi, türk dilini neredeyse her yunan hanesine sokarak, cennet gibi görünen büyüleyici bir avrupai türkiye imajını sayısız saatlerce ekranlara taşıdı" diyor.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    all are based on a long-term program of culturally turkifying different countries and target areas with excellent and tasteful presentation that shows the whole of turkey as a magical tourist destination, an ideal place to invest, a turkey that will emerge as a well-established economic and political “superpower,” and not one to export turkish ıslamists as “cultural influence.”

    -

    bu diziler, farklı ülkeleri ve bölgeleri "türkleştirme" çabasındaki uzun soluklu projenin bir parçası olarak türkiye'yi büyülü bir turist cenneti, yatırım yapmak için uygun bir ülke, köklü bir ekonomiye sahip politik bir süpergüç olarak öne çıkarmaya ve izleyicilere etkileyici bir şekilde sunmaya çalışıp, türkiye'nin islam kültürünü kasıtlı şekilde ekranlara yansıtmıyor.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    the subsidised series do not present turkish society as it really is, but so foreign viewers could exclaim, “how beautiful turkish society is, how much morality it has, how much it respects the family, how great and powerful turkey is, how beautiful it is

    -

    bu plana sadık diziler türk toplumunu gerçekten olduğu gibi göstermek yerine yabancı izleyicilere "türk halkı ne kadar iyi, ne kadar ahlaklı ve aile değerlerine bağlı, türkiye ne kadar büyük, güçlü ve büyüleyici" dedirtmek için uğraşıyor.

    --- spoiler ---

    türkiye'nin amerikanın ardından dünyanın en çok dizi ihraç eden ülkesi olduğunu düşünürsek, bu yunan arkadaşların evlerindeki televizyonlarda türk dizisi göre göre kafayı komplo teorisiyle sıyırdıklarını söyleyebilirim.