hesabın var mı? giriş yap

  • insanı sinir eden bir durum.

    efendim, biniyorsunuz metro, tramvay, otobüs veya savaşçı bir ruha sahipseniz metrobüse ve boş yer bulamayınca ayakta yolculuğa başlıyorsunuz.

    oturacak bir yer bulma umuduyla etrafı süzüyorsunuz. kimsenin kalkıp da size yer vermeyeceğini anlayınca acaba kim kalkar da yerine otururumun hesaplarını kırk yıllık insan sarrafıymışcasına yapmaya başlarsınız.

    ve o an gelir... dakikalarca yerine oturmak için başında beklediğiniz kişi yerinden kalkmaya teşebbüs eder fakat tamamen terk etmez ve yerine oturacak kişiyi,
    sanki o koltuğun sahibiymişcesine,
    yıllardır emek vermişcesine,
    yerine geçecek kişiyi seçmenin ona tanınmış bir ayrıcalıkmışcasına seçer.

    kimse de çıkıp "birader/bacım/dayı/teyze zaten ineceğin durağa geldin, sanane sen indikten sonra yerine kimin oturacağından kendine veliaht mı seçiyorsun?" demez. diyemez. çünkü, biz de içselleştirmişizdir bu durumu ve hemen kabulleniriz.

  • dikkatsizlik konusunda master yaptığımdan dolayı ben onu zeytin zannedip löpletirdim.

  • hedefinde ai - insan beyni entegrasyonu olduğu elon musk tarafından açıklanmış olan şirkettir. aslında bu bir sır değildi, geçtiğimiz senelerde de biliniyordu.

    elon musk'ın neuralink sunumunda, neuralink'in temel hedeflerinde tahmin edilebileceği üzere ilk olarak beyin hastalıklarını anlamak, iyileştirmek ve beyni korumak, geliştirmek var. lakin elon musk, çipler için fda'den (food and drug administration) kabul almanın ilk etapta zor olacağını söylüyor ki bu pek yanlış değil, zira fda'in klinik geliştirme fazları dört aşamadan oluşuyor. ilk aşama 1.5 yıl, ikinci aşama 2 yıl, üçüncü aşama 3-4 yıl ve son aşama 1.5 yıl alsa, çiplerin geniş kitlelerce kullanılmaya başlanması tüm teknoloji hazır olsa bile vakit alacaktır.

    elon musk'ın limbik sistem ve korteks hakkındaki konuşmasından, elon musk'ın nörofizyolojiden anlayan biri olduğunu görebiliyoruz. bildiğimiz gibi toplum genelinde "limbik sistem geridir, korteks üstündür." şeklinde bir algı var ve bu algı aslında insan beyninin bir bütün olarak işlediğini tam olarak anlamamaktan doğuyor. elon musk farklı bilişsel işlevlerin birbirini "dengelemesi" gerektiğinin, herhangi bir bilişsel işlevi yok etmenin pek makul sonuçlar doğurmayacağının bilincinde. entegre etmeyi planladığı dijital tabakayı ise, limbik sisteme ve kortekse eklenecek üçüncü bir tabaka olarak görüyor ve aslında bu üçüncü tabakanın zaten var olduğunu dile getiriyor. bu üçüncü tabaka da aslında telefonlarımız, laptoplarımız, lakin üçüncü tabakaya dair sıkıntı yaşadığımız temel konu arayüz.

    elon musk input ve output hızlarına ilişkin şunu diyor:

    "output speed is especially slow because it's most people typing with thumbs these days. input speed is much faster due to vision. "

    dijital dünya ile aramızdaki ilişkide girdileri gözümüz aracılığı ile kolayca alabilirken, daha çok çıktılarda sorun yaşıyoruz. output sorunu ai entegrasyonu ile çözülemeyecek bir sorun değil, zira yapılmışı var. (#75840832) fakat neuralink ile hedeflenen çok daha yüksek seviye bir entegrasyon. bu yüzden iletim kanalının kapasitesine ilişkin sorunlar yaşanabilir. elon musk da bandwidth'in bir problem olabileceğini dile getirip, devamında beyinde ne kadar fazla nöron olduğunu, aksiyon potansiyeli, elektrodlarla tespit edilebilir elektik alanların oluşumunu basitçe anlatan kısa bir sunum gösteriyor. sunumdan hemen önce de ai'ın bir varoluşsal tehdit oluşturabileceğini kısaca belirtip pis pis gülüyor.

    musk, nöronlara dair kısa sunumdan sonra ise algıladığımız her şeyin özünde nöral ateşlemeler oluştuğunu ve neuralink'in farklı beyin bölgelerinde mümkün olduğu kadar çok ateşlemeyi kaydedip, seçici olarak uyarımı sağlamayı hedeflediğini belirtiyor. bu da devamında hastalıkların iyileştirilmesinde ve entegrasyonun sağlıklı bir şekilde sağlanmasında işe yarayacak elbette, tabii elon musk tüm bunların mümkün olduğu kadar basit bir şekilde yapılmasını istiyor:

    "make it as simple and automated as lasik."

    robotun resmi

    minimal travma ile implant edilmesi hedeflenen bir parça, resimdeki parmak serçe parmağı. teller insan tüylerinden daha ince.

    operasyon 8 milimetreye kadar genişleyen 2 milimetrelik bir kesiyi içeriyor. dikişe ihtiyaç olmuyor. çip elbette kablosuz teknoloji ile çalışıyor.

    elon musk bitirmeden önce sunumun işe alım için bir tanıtım niteliğinde olduğunu hatırlatıyor.

    konu ile ilgilenenler buradaki videonun tamamını izleyebilirler.

  • muhtemelen bir şekilde kırılan asfalttan kendine uygun yerleri bulup kuvvetle değil uyumla oradan fırlayan bitkinin yaptığı iştir. nitekim azim bile körü körüne yapılmamalı, yöntemlerle gerçekleştirilmelidir.

  • cahil türk halkına bilgi olarak vereyim.

    ufo demek uzaylı demek değildir. ufo demek unidentified flying object demektir.

    yani havada tanımlayamadığın bir cisim görünce bunu ufo diye raporlarsın. esprileri ona göre kasın ki biraz seviye yükselsin artık şu platformda.

  • ilk uçuşundan iki ay sonra 623km/sa (387,4mph) hız ile rekor kıran, , rolls-royce'un tamamen elektrikli uçağıdır. resmi video

    fotoğrafları için: flickr
    videoları için: vimeo
    resmi web sitesi: rolls-royce accel

    buna ek olarak üç kilometrelik bir parkurda 555,9km/sa (345.4mph) hıza ulaşarak daha önce tescillenen 213.04km/sa (132mph)'lik rekoru da egale etmiştir.

    boscombe down test sahasındaki diğer çalışmalarda, 15 kilometrede 532.1km/sa (330mph) hıza ulaşarak, 202 saniyede 3.000 metre yüksekliğe tırmanarak iki rekoru daha kırmıştır. görsel

    firma, dünya rekorları kırdığını doğrulamak için verilerini dünya havacılık ve uzay rekorlarını kontrol eden ve onaylayan dünya hava sporları federasyonu'na (faı) gönderdi.

    spirit of innovation bu başarılara 400kw elektrikli güç aktarma sistemi ve 6.480 hücreli 750v'luk pili sayesinde ulaştı. pil, dakikada 2.200 devir ile dönen üç pervaneyi çalıştırmaktadır. hepimizin anlayacağı şekilde tanımlarsak; 7.500 akıllı telefonu şarj edebilecek kadar enerjisi vardır.

    spirit of innovation'ın da bir parçası olduğu rolls-royce accel programının amacı ticari uçaklar da dahil olmak üzere gelecekteki elektrikli uçaklar için pil teknolojisini geliştirmektir. bunu sağlarken aşılması gereken en büyük zorluk pillerin ağırlığını azaltmanın yollarını bulmaktır. bunun üstesinden gelmek için rolls-royce, pil muhafaza sistemini uçağın yapısal bir parçası olarak hareket edecek şekilde tasarlamıştır.

    rolls-royce, elektrikli arabalarda pil hücresi ve pil muhafazası eşit ağırlık oranına sahipken, spirit of innovation'daki pil kutusunun 450 kg ağırlığında olduğunu ve bunun 300 kg'ının pil hücrelerinden oluştuğunu söylüyor.

    ayrıca, pil gücünün yüzde 90'ının uçağa güç sağlamak için kullanıldığını, yalnızca yüzde 10'unun ısı ve ses nedeniyle kaybedildiğini ve sonuçta ortaya çıkan sistemin çok verimli olduğunu belirtiyor.

    pillerin ısınması aşılması gereken bir diğer problemken şirket bunu mantardan oluşan yanmaz ısı bariyeri sistemi ile aşmış durumda. uçaktaki gelişmiş sensörler saniyede 200 bin gelişmiş veriyi işleyip uçuş sırasında pilota pil sıcaklığı, voltaj gibi konularda geri dönüş sağlamaktadır.

    rolls-royce, accel projesinden edindiği deneyimi, dikey kalkış ve iniş yapabilen (evtol) elektrikli hava taksileri ve elektrikle çalışan büyük ticari uçaklar için kullanmayı planlamaktadır.

    kaynak: science focus - rolls-royce