ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
osmanbey metro asansöründe dayak yiyen genç
-
bazen sözlükte yazılanları şaşkınlıkla okuyorum.
bu kadar basit bir sebep ile birini dövmenin neresini savunuyorsunuz lan. cocugun belki maskesi yırtıldı yoktu. belki de kaybetti o an maskesini. hepsini geçtim takmamış olabilir maskesini. hemen direkt dövmekmi lazım, maske takmadı diye öldürseler onu savunacaksınız.
burada eleştirecegim tek şey yürüyen merdiven var iken asansörle cıkmalarıdır. ben sirkeci marmaray istasyonunda bile asansör kullanmıyorum adamlar osmanbey durağında asansör kullanıyor. o zaman biri de cıkıp desin ki ulan ibneler ayagınız yok mu, hamile değilsiniz, engelli değilsiniz ne işiniz var asansörde şeklinde bağırıp hepsini dövseydi. ne değişik insanlarsınız.
6 mayıs 2019 istanbul seçimlerinin iptal edilmesi
-
diktatörlük hayırlı olsun.
erdoğan'ın tabldot yemek yemesi
-
faruk fotoğrafları çektiysen bizim ejder meyvelerini getir ordan koçum
turistin görebileceği herkesi aşılayacağız
-
neo liberalizmin tabii sonucudur son 20 yılda yaşadığımız şeyler. önemli olan ne vatandaş, ne insan önemli olan tek şey para.
sayın bakan isterse 80 milyon olarak yaz aylarında ülkeyi terk edelim turistler rahat rahat tatilini yapsın hiç kalabalık yapmayalım. hatta ülkedeki herkesin kafatası ölçülsün vücut ölçüleri alınsın uygun olanları turistler görsün aman sıradan vatandaşları görürler de göz zevkleri bozulur.
edit: okumadım ama mavi golge adlı yazarın tavsiye ettiği, entry de geçen neoliberal politika pratiğinin sonuçlarını anlatan brown'ın iki kitabını buraya bırakayım.
1-)halkın çözülüşü
2-)neoliberalizmin harabelerinde
ingilizlerin istanbulu terk etme nedeninin belgesi
-
ülkeyi kurtarması yetmezmiş gibi
stratejisiyle dominyonlara da bağımsızlık dağıtmış atam.
neden evlenmiyorsun sorusuna alternatif cevaplar
-
+neden evlenmiyorsun ?
-kimse beni beğenmiyor.
her zaman kullandığım yanıttır da biriniz 'yok canım ne alaka' falan deyin be allahsızlar.
sözlükçülerin en tuhaf korkuları
-
ojeli kadin eli şeklinde sabunluk...
seat leon
-
araba hakkındaki düşüncelerimi 3 senelik kullanıcısı olarak sonraya bırakmak istediğim güzel araçlardır.
(bkz: burası çok önemli)
sarı sitede 2017 1.6 tdi 115 hp style modeli satılan 2.el araçları kesinlikle alınmamalıdır. filo aracı olarak kullanılan 2017 style modelleri çoğunlukla ikinciyeni.com üzerinden satıldı ve satılmakta, bazılarını alan "nitelikli dolandırıcı" karakter yoksunları ise sarı sitede "memurdan, doktordan, bayandan" başlıkları ile hatta aradığınızda aracı ilk sahibinden aldım diyerek yalanlara başvurarak size "kakalamaya" çalışmaktalar.
"aat
aaz
aer
aep
et" aklıma gelen plaka serileri. 2017 leon style ilanlarında bu arabalara denk gelirseniz bilin ki araçlar filo aracı ve büyük çoğunluğunun deli dehşet hasar kayıtları var. 1 kişinin bile dolandırılmasını engelleyebilirsem ne mutlu.
"aav
aay
aba" plakalı araçların çoğu da bu filo araçlarındandır.
edit : araç yılı model detayı eklendi.
edit 2 : son 3 plaka serisini ekledim. hatırlatma için (bkz: reclakebrix) teşekkürler.
önemli edit : (bkz: rüzgar bebek yürüyecek kampanyası)
(bkz: rüzgar bebek yürüyecek kampanyası)
(bkz: rüzgar bebek yürüyecek kampanyası)
çirkin eleman çalıştırmayan firmalar
-
(bkz: adnan oktar)
filistinli çocuğa köpek salan israil askeri
-
bana yeni kararlar aldıran çocuktur. bu başlık altında israilli askeri savunanların, tek tek eski entrylerine bakıp, hayat tarzlarını, ne yaptıklarını ne yapmadıklarını öğrenip onun hayat tarzından uzak durma kararı aldım. hani adam bir cafe hakkında yorum yapmışsa o cafeye gitmeyeyim, birini sevmiyorsa onu seveyim falan neyse işte. yani o savunan bu hale nasıl gelmişse tersini yapmalıyım ki böyle bi tip olup çıkmayayım. tersini yapmalıyım ki insanlığım ölmesin. bunu savunabilen adam her ne diyorsa her ne yapıyorsa yanlış yapıyordur. rabbim insanı kalpsiz, duygusuz ve vicdansız kalplerden korusun.
leyla ile mecnun
-
erdal bakkal: sen de şu çocuğu doğuracaksan doğur artık nurten ya. biraz şey yapmıyorsun gibi geliyor, bilmiyorum.
nurten: hayırdır, ne oldu? acelen ne sabırsız bakkal.
erdal bakkal: ya kaç ay geçti doğmadı bir türlü çocuk ya. bir an evvel doğsun bu kadar da bekletilmez ki insan.
nurten: dört aylık çocuğun doğduğunu duydun mu hiç sen erdal?
erdal bakkal: bilmiyorum nurten yav ama biraz ağırdan alıyorsun, böyle savsaklıyorsun gibi geliyor acele et biraz. *