hesabın var mı? giriş yap

  • benim bu. yapım böyle. herhangi bir psikolojik tespit kasacak değilim. kimseyle kötü değilim. kimseyle aram da bozuk değil.

    boş muhabbete gelemiyorum.

    enteresan şekilde beni arayıp sorarlar mesela.

    sanırım nedeni görüşülen akraba sayısının minimum sayıda olması ve iş için başka bir şehirde yaşadığın için geçmişinden uzakta olmak.

    ömrümde hiç toplu mesaj da yollamadım mesela.

    aslında kalabalık ortamları severim. ama istediğim zaman girip , istediğim zaman da o kalabalıktan çıkıp yalnız kalabilmeliyim.

  • uzun süreli ciddi bir ilişkinin en güzel yerinde er kişi sevgilisi tarafından “ailem seninle tanışmak istiyor” denilerek ilk yemeğe davet edilir. kahramanımız, gülşen bubikoğlu’nu istemeye giden tarık akan kıvamında hazırlanır, en güzel elbiseler giyilir. güzel de bir kanyaklı pasta alınıp ebeveynlerin huzuruna çıkılır. ilk salaklık anı atlatılıp ortama ısınılır. yemekler güzeldir, muhabbet koyudur, baba da beşiktaşlıdır hatta. ilk yemek için mükemmeldir her şey. yemek biter anneye “elinize sağlık” içerikli birçok övgü dizilir. baba da “hadi ellerini yıka da bir tavla atalım, kızım arkadaşına banyonun yerini göster elini yıkasın” der bu sırada. bunun üzerine er kişi ortamın sıcaklığı ve samimiyetin verdiği salaklıkla şu cümleyi sarfeder:
    - zahmet etmeyin efendim biliyorum.**

  • türk mutfağının 7. sırada olmasından ziyade amerikan mutfağının 8. olmasından dolayı ciddiye alınmaması gerekir.

  • kızımın sabah saat 7:00'de gözlerini dünyaya gözlerini açtığı gündür. tarihe not düşelim.

  • galatasaraylı futbolcuların bu maçı kazanmak gibi bir düşünceleri olmayacak, maça iyi hazırlanmayacaklar, maç bitse de tatile gitsek diyecekler ve maç formaliteden ibaret olacak. fenerbahçe ise en azından şampiyon takımı yendik diye avunacak, hırslı oynayacak ve sezonu iyi kapatmak için elinden geleni yapacaktır. bu şartlar göz önüne alındığında galatasaray 3-0 kazanır.

  • 1729'da bir alman prensinin kizi olarak sophie ismiyle dünyaya gelmis, carice elisabeth'in yegeni peter icin yaptigi cöpcatanlik sonucu rusya'ya gelerek hayati degismistir. daha 16 yasinda iken tahtin varisi petro ile evlenen sophie ortodoksluga gecerek adini da katharina olarak degistirir. bu göstermelik evlilik haliyle fazla yürümememis, cevresiyle entrika düzenleyebilecek kadar rusca ögrenen katharina 1762'de ücüncü petro saniyla tahta gecen ve ayni genc osman gibi orduyu islah etmek istediginden ve de asiri alman hayranligindan dolayi cok düsman edinen cari daha ayni yil devirip öldürterek kendi egemenligini kurmustur. köklerini unutmadigini 1764'de alman köylülerine volga boyunda toprak dagitarak gösteren katharina daha sonra, üzerine dünyanin en iyi filmlerinden biri sayilacak bir film de cekilen bir rus firkateynine ismini verecek olan prens potemkin ile ihtirasli bir ask iliskisi yasamis, o cephede iken de ihtiras derecesi daha düsük sevgililerle idare etmistir. voltaire ve diderot ile mektuplasarak aydinlanma düsüncesiyle de icli disli olan, fakat arkasini saglama almak istediginden rus köylülerinin köle olma durumuna hic dokunmayan ve rusya'nin topraklarini hemen hemen bugünkü düzeyine getirdiginden ruslarca büyük sifatiyla sereflendirilmis bu alman kökenli rus carinin kuzu postuna bürünmüs kurt mu, yoksa tam tersi mi oldugu tartismasi rusya'da tüm hararetiyle sürerken, almanlar da rusya'ya bir kizimizi gönderdik, ruslari adam etti diye böbürlenmektedir. kirim'i osmanlilardan alan ve hasta adam terimini dünya siyasi terminolojisine kazandiran katharina 1796 yilinda ölmüstür.