hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • nuri bilge ceylan'la ne alıp veremediği olduğu meselesi üzerinden kral ve ben'in şu bölümündeki tespitine katılmadığım hoca. (11. dakikanın sonrasında başlıyor, "temel itirazım" diyor)

    bir zamanlar anadoluda için "anadolu insanı böyle değildir, neşelidir" diyor. fena halde yanıldığını söylemek zorundayım. durduk yere ercan kesal'ın muhtar rolünde rahatsız rahatsız kıpırdanmıyoruz izlerken. çünkü gerçek. köyün mülki idari başı olarak muhtar tam da budur bozkırda. kendi kültürünü dipten bir kibirle sahiplenip zengin sofrasını yer sofrası olarak kuran ama yine de "biz de cahil değiliz" kaygısıyla çocuklarının şehirli başarılarını savcıya anlatan muhtar. orta anadolu budur.

    savcıya geleyim. taner birsel'in canlandırdığı taşra memuru/bürokratı tam olarak budur. polislerin gerçekten komik buldukları esprilerine güldükleri, gülerken çıkan kaz ayaklarına kadar, kendi statüsüne yakın bulduğu için muhabbet etmeye çalıştığı doktora yine bildik bir kibirle yanaşan savcı ancak bu kadar aktarılabilir.

    türkiye insanı (özellikle orta anadolu) asla neşeli değildir. mutsuzdur ve yoğun bir temelsiz kibir taşır. bunu o toprağa ayağını bastığın anda anlarsın. boğucu, kaçamayacağın bir mutsuzluk, kendinden olmayanı yok etmek için ilk fırsatı kaçırmayacak ama sorsan hoşgörülüyüm diyen bir kibir. ceylan bunu varoluş problemi ile bir miktar istediği yöne çekiyor, farklı olarak. ama anadolu insanını iyi tanıyor. o toprakta iş yapan herkes ne yapıyorum ben burada diye sorar sıklıkla kendine ki bu da doktor karakterini gerçekçi kılıyor.

    korkarım ki yanlış tanıyor anadolu'yu canikligil. kasaba ailesi mensubu olmak, tabii olduğu toplumu yerinde okumak için yeterli bir referans olmasa gerek. zira, türkiye tam olarak budur.

    benim sinemaya çocukluktan bu yana ancak amatör bir ilgim var. kendisinin videolarını yoğun bir ilgiyle izliyorum. izlediğim kadarıyla bir filmde gerçeklik falan aramak, okumasını iyi yapamamış seyircilerin işi. işte bu noktada çelişiyor kendiyle. temel itirazım dediği nokta nbc hikayelerinin gerçekçi olmaması?

    kanımca bir zamanlar anadoluda en iyi filmi nuri bilgi ceylan'ın. hâlâ.

  • mesela bu dangalak kadının bilmediği şeyler var, 18 yaşındaki oğlunu bir yerde garson olarak çalıştırmak yerine acaba doğum gününde hangi arabayı alsam da üniversiteye öyle göndersem diye de düşünebilirdi ama düşünemiyor.

    öz oğlunu tehdit ediyor, kendini yaktın diyor, bunlara fakirlik falan müstehak ya, gerçekten umrumda değil, şu kadın daha da beter olsun diye oyumu akp'ye bile verebilirim yani.

  • sanctuary, as i lay dying, the sound and the fury isimli kitaplarin yazari. alkolik . 1949 edebiyat nobel odullu. 1900-1962.
    amerika nin guneyindeki yoksul ve cahil insanlarin yasam tarzi ustune kitaplar yazan. asil onemli olanin savaslari kimin kazandigi degil -ikinci dunya savasi civarinda yasamistir- insanin kalbinde olup bitenler oldugunun ustunde durmus. tarziyla insan beynindeki dusunce akisinin hizina erismeyi amaclamisr. ayni olayi bircok kisinin agzindan anlatarak gercegin nasil degisken olabilecegini, ve okuyucunun kendi gercegini yaratmasi olgusunu vurgulamis.

    the sound and the fury kitabinda 3 yasinda cocuk iqsuna sahip 33 yasindaki bir adamla harvard a giden buyuk ihtimal 110 iqlu kardesinin agzindan ayni olaylari anlatmis ve farka ragmen anlatim tarzinin benzerligiyle vay canina insan olmak dedirtmistir

  • - kac ki$i basvuruyorsunuz?
    - ben ve alti cocugum
    - kocanizin yanina mi?
    - evet, beyim orda i$ci
    - statusu nedir $u anda
    - kebapci
    - hayir, yasal statusu ne - vatandasligi mi var, multeci mi, ne?
    - kacak
    - ne zaman gitti oraya?
    - onalti sene oldu
    - ne zaman gordunuz kendisini en son?
    - gittiginden beri hic gormedim
    - haberlestiniz mi peki hic?
    - hayir
    - orada oldugunu nereden biliyorsunuz o zaman?
    - benim butun kardeslerim de orada, onlar soyledi
    - bu cocuklarin hepsi de 16 yasindan kucuk. babalari kim?
    - ne demek kim - kocam tabii
    - nasil oluyor peki han'fendi; kocanizi gormemissiniz 16 senedir?
    - ee?
    - bu cocuklar nasil oldu?
    - ayip oluyor ama
    - e bi anlatin o zaman da olmasin
    - kocamin cocuklari, ne demek kimin, kocamin elbet
    - 16 yildir gorusmediginiz bir adamdan nasil 6 tane 16 yasin altinda cocugunuz var?
    - orda kocamin avkatindan mektup var
    - alakasi ne bunun simdi?
    - bilmiyorum
    - anladim...

  • şu an sevinçten titriyorum sözlük. çünkü atanıyorum. çünkü, hayatım boyunca halı saha kadrosuna bile alınmayan ben, kadrolu öğretmen oluyorum.. şu an hüngür hüngür ağlıyorum sözlük..

    edit: tebrik mesajları yağıyor, ailemden ve etrafımdan bile bu kadar tebrik almamıştım.. çok sağolun, varolun, hep varolun.. :)

  • bir zoofil, bir sadist, bir katil, bir nekrofil ve bir mazoşist akıl hastanesinde aynı odaya kapatılırlar. birkaç zaman sonra sıkıntıdan patlayan zoofil:
    - keşke bir kedi olsaydı ne güzel becerirdik diye hayal kurmaya başlar.
    bunu duyan sadist:
    - evet önce becerir sonra da ona işkence ederdik diye sürdürür.
    katil heyecanla:
    - o lanet olası kediyi önce becerir, sonra işkence eder, sonra da öldürürdük der.
    nekrofil şuh bir edayla:
    - ahh harikasınız! o kedi şimdi burada olsaydı önce becerir, sonra işkence eder, sonra öldürür ve tekrar becerirdik diye devam eder.ardından bir anda derin bir sessizlik olur. herkes mazoşiste döner. mazoşist gözlerini sırayla diğerlerinin yüzünde gezdirdirir ve dudaklarının arasından sadece şu çıkar:
    -miyav!

  • tutturmuşlar bir " bu çocuklara sahip çıkalım, bu çocukları üzmeyelim, bu çocukların alın teri vs..."

    ulan yılda 4-5 milyon yuro kazanan çocuk mu olur?

  • burda 120 liraya masa donatacağını sanan bir genç ile karşı karşıyayız. o paraya bir porsiyon pattes tava yersin delikanlı