hesabın var mı? giriş yap

  • son görülme tarihi değişmesin diye her attığı mesaj için internet bağlantısını kesip, mesajı yazıp, whatsapptan çıkıp interneti açıp bunu defalarca kere tekrarlayan insanların olduğunu gösteren program.

    daha iyi bir yöntem biliyorum: kız arkadaşınız/erkek arkadaşınız saat kaçta online olduğunuza takıyorsa ondan ayrılın. kavga çıkarıyorsa ondan ayrılın. bu kadar salaksa ondan ayrılın. bu tarz şeyleri dert eden bir adamla/kızla ne işiniz var? kılıbık mısınız nesiniz anlamıyorum. ona ne abi? istersem 06:00 da bakarım istersem 18:00'de. milletin bu kadar kölesi olmayın lan. özel hayatınıza saygı duymuyorsa basın tekmeyi gitsin.

    hep siz yüz veriyorsunuz diye böyle yapıyorlar, benden söylemesi.

  • bir bulgar olarak (bu kadar iyi türkçe konuştuğuma bakmayin, busbulgarım) alnim acik başım dik bir şekilde kalan hayatıma devam etmemi sağlayan 43 dakikadır. yeni sezona 17 galibiyet ile başlayan fenerbahçe karşısında ilk 43 dakika oynadığımız oyun ve maçı beraberlikte tutmamız dunya ve bulgar futbolu adına tarifi imkansız bir haz. ha biz bu 43 dakikayı yaşamısiz ha muhammed yollanmış miraca. bugün itibari ile futbol izlemeyi zirvede bırakıyorum. takimimla gurur duyuyorum.

  • tolga'nin yüzüne bir şey diyemeden arkadan "bu kim yeaa" diye cikisan anirici tim elemanı yarmistir. karşıdaki de "tolga" diye cevap veriyor. "nası konusuyo o yeaa" diye de atarlanmis kendi kendine.

    arada 20 cm boy farki olunca cok seyapamamis arkadasimiz.

  • bir cemil çiçek sözüdür. kendisi kandilli rasathanesi müdürü mustafa erdik'in 5.9 büyüklüğünde diye açıkladığı deprem için "eksik bilgiler zaman zaman olabilir ama bize göre deprem 5.7 büyüklüğündedir” demiş.

    bize göre...yahu depremin sana göresi mi olur? adam rasathane müdürü, bütün bilgiler ondan alınıyor, sen kimden aldın ki bilgiyi doğrusu bu diyebiliyorsun? hem de bize göre diyerek. pardon ama siz kimsiniz?

    yarın başbakan simav'a gidip, "deprem 5.9 büyüklüğündedir dediler ama biz yılmadık, çalıştık depremi 5.7'ye indirdik. hayaldi gerçek oldu!!" derse valla şaşırmayacağım.

    sanki enflasyon açıklanıyor arkadaş, bize göre 5.7'ymiş, vay anasını.

  • american dream dediğimiz olguyu yerden yere vuran film. boş, umutsuz ve mutsuz bir hayattan kurtulup gerçekten yaşamak isteyen bir kadının hikayesi anlatılyor. senaryo basit görünse de çok derin ve çok vurucu. oyunculuk resmen konuşmuş bu filmde. leonardo di caprio ve kate winslet titanic'teki anlamsız ve donuk oyunculuklarından sonra, bu filmde karşılıklı döktürmüşler. herkesin dediği gibi, özellikle tartışma sahneleri müthiş. sam mendes, american beuty'den sonra yine american dream ve insan ilişkileri üzerine çok derinlikli bir film yapmış. filmin değerinin giderek daha fazla anlaşılacağı görüşündeyim. ayrıca artık sam mendes tapınılacak yönetmenler arasına kendini sokmayı başardı. filmde sade bir yönetmenlik tekniğini seçmiş ve oyunculukları öne çıkartmıştır kendisi. bu da, filme asıl havasını kazandırmıştır.

    --- spoiler ---

    demek ki neymiş? kadınlardan korkacaksın, hele kalbi kırılınlardan, ölesiye kaçacaksın.

    --- spoiler ---

  • vatandaş olsa soğuk su içerdi üstüne. savcının şikayeti üzerine dolandırıcıların anında yakalanıp paranın kurtarılması şaşırtıcı. demek ki polis istediğinde hemen yakalayabiliyormuş bu adamları.

  • günümüz futbolunun geldiği nokta brezilya gibi kreatif adamların olduğu bir ülkeyi bile yemiş, bitirmiş. artık futbol üç günde bir maç yapan, tamamen fiziğe dayalı, bir nevi robotik futbolcular istiyor. ama biz eski futbol romantikleri ronaldo, rivaldo, ronaldinho, beckham, inzaghi, batistuta, bergkamp, klinsmann, figo, recoba, del piero, hagi, zidane hatta higuita gibi adamları izlemek istiyor. daha birşeyler anlatmak istiyor ama anlatamıyorum, yinede ne demek istediğimi anlayan birileri olduğunu düşünüyorum.

    edit: bu arada yanlış anlaşılma olmasın, biz futbol sevdalıları 0-0 bitmiş lecce - cagliari maçını bile banttan izleyebilir, ondan bile ara ara keyif alınabilecek kısımlar bulabiliriz. bu yazı sadece izleyenlerin gözlerindeki pası silen, atlet gibi sağa sola yardır yardır koşmaktan ziyade bir nevi sanat icra eden eski ikon futbolculara duyulan bir özlemdir.

    eskiden bırakın büyük ülkelerin büyük futbolcularını, romanya'nın, şili'nin, bulgaristan'ın, nijerya'nın bile sahaya çıktığı vakit tüm gözleri üzerlerinde toplayan, sahada şovunu yapıp, "ulan ne futbolcu be dediğimiz" ikonları, efsaneleri vardı.

  • simdi farkettim ki gercek hayat boyle bisey degil.
    annemle yarismayi izledikten sonra yemek masasina oturduk.
    her zaman parmaklarimla birlikte yedigim ayse kadin fasulyeyi tadip "damak zevkime uygun degil kubra hanim" diyerek reddettim. bir de ne goreyim kubra hanim beni masadan "git ne halin varsa gor serseri" diye kovdu; arkadan da gudumlu anne terligini firlatti.

    su an odamda web kameraya bakarak
    "bence bu hafta kubra hanim cok stres altindaydi, yemeklerin tadi yoktu" diye kayit yaparken anne yine gelip bu sefer bilgisayar kablosunu cekti, yatagima kactim.

    yorgan altinda puan kartimi kaldiriyor ve 2 veriyorum o da yarin vercegi harcligin hatrina.

    tanim: disarda olsalar hapur hupur yicekleri yemeklere sirf kamera karsisinda olduklarindan ve uc kurus para yuzunden burun kiviran ariza tipleri secen yarisma gorunumlu sahin.

  • insan ölçeğinde bir meslek değil. teoride tersini söylerler ama pratikte maalesef. her türlü bizi aşıyor. bu yüzden kendimizi parçalamak zorunda kalıyoruz hem ruhsal hem fiziksel açıdan. sıradan çalışkan bi insan performansının yetebileceği işler değil bunlar. çalışma süresi/iş oranı çok düşük. olmuyor. ateşim çıktı diye kendime sinirleniyorum iki saattir, ne o çizecek halim kalmamış. hasta olmaya bile tahammülüm yok sadece bir projeyi bitirmek oldu bütün derdim. manyaklık bu bence zıvanadan çıktım. bir günün sadece 24 saatten ibaret olmasından şikayet eden birine dönüştüm. kainata isyan etmeye teşvik ediyor. bu düzenin olayı değil. iyi değil.