hesabın var mı? giriş yap

  • başlık : beyler yarın kavga var yardım lazım

    1.lan gelir misiniz yardıma , bi el atıverin lan.
    (bugax, 14.06.2010 03:58)

    2.tabi geliriz lan link ver yeter
    (gordon, 14.06.2010 04:00)

  • şüphesiz ki ucuz ve samimi olmasıdır.

    tezgahlar mütevazidir, ürünler kaliteli, fiyatlar uygundur.
    içeri girerken dükkandaki en pahalı şeyi alabileceğini bilmek insanın öz güvenini artıran bir şey arkadaş. ben bunu bilirim, bunu söylerim.

  • yarışmanın albenisi de buradan geliyor zaten, cahil sözlükçü halinizle kendinizi birden harvard'lı adamdan daha zeki çevik ve ahlaklı hissettiniz değil mi?

    işin aslı şu, yarışmacılar yarışmadan önce bir ön eleme testi gibi bir şeye sokuluyor ve bu testte asıl amaç yarışmacıların hangi konularda bilgili hangi konularda bilgisiz olduğunu görmek.

    bu sayede ilk soruda harvard'lı eleyip bu güne dek en büyük başarısı pilavını tane tane yapmak olan ev hanımını finale çıkarmak mümkün olabiliyor.

    (bkz: show business)

    yalnız arkadaş da biraz antipatikmiş, medya yapımcıları vurmuş gol olmuş :)

    herhalde yaptıkları testte 80'lerin çocuk kültürüne uzak çıktı, sözlü mülakatta da profilini "halktan uzak yüksek egolu elit" çıkınca dediler ki biz bunu ilk soruda indirelim. hatta belki sahneye çıkarken kariyerini anlat diye tembihlemişlerdir. harvard'ı da araya sokuştur ki devrilen ağacın sesi daha çok çıksın demişlerdir haha :)

  • düz dünyacı tayfa; lütfen bize söylermisiniz,diyelim haklısınız. dünya tepsi gibi düz.dünya düz olduğu halde, bu durumdan küre dünyayı savunanların ne gibi bir çıkarı olabilir. yada,bu size göre, gizlenmese, hayatımızda ne değişirdi? lütfen çok ciddiyim.

  • bay rte ve davutoğlu'nun derin stratejisi sayesinde türkiye cumhuriyeti uyguladığı sözde dış politika ile başta ortadoğu, kuzey afrika , kafkaslar bölgesinde delicesine güç kaybederken iran 'ın fırsatı kullanıp içinde bulunduğu durumdan son hızla çıtığının resmidir.

    çok değil bir kaç sene içinde bugün hayal bile edemeyeğiniz haberler duyacaksınız iran _ amerika _ avrupa üçgeninde.

    geçmişler olsun.

    nasıl bir derin strateji ise elin oğlu imkansız denilen durumlardan müzakere ve diplomasi ile çıkıyor biz çatışmadır, silah'dır, bomba'dır, mülteci 'dir , savaş riski'dir battıkça batıyoruz ve hala dibi bulamadık.

  • gelin konuya bir de şurdan bakalım.

    amerika'da nüfusun %12'sini oluşturan siyahlar, hapishane nüfüsunun %33'ünü oluşturmakta ve eğer amerika hakkında en ufak bir bilginiz varsa, bu eşitsizliğin en önemli sebebinin sistematik ırkçılık olduğunu da biliyorsunuzdur.

    bu görüşe karşılık, amerika'da ırkçı sağa yakın siyasi akımlar da problemin sistem ile alakalı olmadığını, siyahların doğalarında şiddete yatkınlık olduğu için onların daha çok suç işlediğini savunurlar.

    şimdi bu will smith denilen beyin özürlü, beyazların 100 yıldır domine ettiği bir sektörün, yıllardır siyahlara daha fazla yer verilsin diye mücadele edilen bir platformu olan oscar töreninde, bir siyah aktör olarak, ev sahibi olan siyah komedyene boktan bir espriye kızdığı için çıktı sahnede tokat attı.

    "beyaz elit törende kavga eden iki siyah adam."

    bakın bu olayın sembolik öneminin ne kadar altını çizsem azdır. bu başka ülkede yaşansa, bu kadar kayda değer bir olay olmazdı ancak konu hayatı televizyondan öğrenen amerikan toplumu olunca, bu tip sembolik olayların derin sosyolojik kırılmalara neden olduğunu hatırlamak lazım. bana göre, will smith, 200 yıldır amerika'da ırkçılıkla mücadele etmiş bütün aktivistlerin yüzüne tükürdü resmen. siyahların doğasında şiddet olduğunu savunan bütün kafatasçıların poster çocuğu oldu.

    amerika'daki sistematik ırçılık probleminin çözülememesinin en büyük nedeni, beyaz elitlerin kendilerine avantaj sağlayan statükoyu bozmaya yanaşmamasıydı. oscar töreni de, hep amerikan beyaz elitlerine ait bir tören olarak görüldüğü için son 20 senede bunu değiştirmeye yönelik önemli bir çaba vardı. ancak, will smith'in yaptığı hareket, oscarlardaki beyaz elit hegamonyanın bozulmaya başladığı dönemin sonucu haline geldi. yani o tokat, amerika'ya şu mesajı verdi: "siyahlara, toplumun elit kademelerinde yer verirseniz, şiddet oraya da sıçrar".

    muhtemelen benim abarttığımı düşünüyorsunuz ama amerikan toplumunun ırkçı bilinçaltını böyle olaylar şekillendiyor. bu tip olayların yarattığı algıları kırmak yılları, yüzyılları alıyor.

  • fetö'den daha az tehlikeli ve daha çok kripto oldukları için bu gruplarla mücadeleyi emniyet değil sosyal medya ve müge anlı yapıyor. sonra da muasır medeniyet, sonra da ahlaklı nesil.

  • sivas valisidir.

    aslında yazı eksik olmuş. doğrusu şurda.

    çiftin nikah şahitliğini yapan sivas valisi alim barut, “ben şimdiden üç tane tane çil çil yavrunun olacağını umut ediyorum. birisi aile için, birisi maden ocağında 3 kuruş için gebersin diye , birisi asansörde yere çakılsın diye. dört olursa iyi olur, beş olursa ala olur, altı olursa bu geri zekalıları beleşe bile çalıştırırız” diye konuştu.

  • 1968 yılında demokrat parti başkan adayı olan hubert humphrey'in vietnam politikasını ve daha genel olarak abd'nin vietnam'a müdahalesini protesto etmek için toplanan kalabalığın liderlerinin yargılanmasını anlatan bir dönem filmi. gerçek olaylara dayanıyor ve oyuncu kadrosu tek kelimeyle enfes.

    bariz, 2020 yılının en iyi filmlerinden biri. oyunculuklar enfes, senaryo sürükleyici, kurgu harika.

    film ara ara gezi parkı zamanlarını hatırlattı ve duygulandırdı. izleyin izletin efendim.

  • olay bakırköy-taksim sarı dolmuşlarında geçmektedir ...
    thug love cep telefonu ile bir arkadaşı ile mesajlaşmaktadır ...

    thug love: tl
    psikopat yolcu : py (30 yaşlarında iyi giyimli bir bayan)
    dolmuş şöförü: kaptan

    tl mesaj yazmaktadır ..
    py: başka zaman yapsan olmuyo mu o tıktık ı ?
    tl: buyur?
    py: kapat şu telefonu yaa
    tl: ahah size mi soracam hanfendi ne diyosunuz yaa
    py: telefonu kapat dedim rahatsız oluyorum kardeşim tıktık
    tl: bu şekilde söylediğiniz için inadına kapatmam efendi gibi rica etseydiniz kapatabilirdim
    py: gençliğin haline bak bunlardan bişey olmaz be
    tl: sizin gibi olcaksak hiçbişey olmıyalım zira daha güzel bişey olsa gerek
    py: ne terbiyesizmişsin sen ya cep telefonuyla mesaj yazıcaksan in taksiye bin hayret bişey
    tl: siz rahat seyahat etmek istiyosanız taksiye binin hanfendi dolmuşta cep telefonu yasak değil dimi kaptan ?
    kaptan: değil valla abi
    tl: al işte
    py: bak birlik olmuş bunlar terbiyesizler
    kaptan: abla in aşaa yaa ne konuştun iki saattir trafik var zaten
    py: ......
    kaptan durur kapıyı açar : abla valla in çekemem senin dırdırını ben
    py: tamam sustuk bee allah allah
    kaptan: allahım sen sabır ver bana yaa

    tl mesaj yazmaya devam eder ...