ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
bir kızla aynı evde yaşamak
-
müthiş bir şeydir yav. düşünsene kız. kızzz.... ulan iliğim kemiğim kurur be.
galiba bu yüzden bir kızla aynı evde yaşamıyorum.
25 ekim 2021 beşiktaş galatasaray maçı
-
ne güzel sendromsuz pazartesi, iş çıkışı eve dönerken yol üzerindeki barda oturup maçı izlerim bir iki bira içerim diye düşündüm.
sonra dedim ki bira 30 tl, 4 tane içsem 120. e iş çıkışı aç gidicem bi bira tabağı vs. söylesem, bi de maç parası da alıyorlardır muhtemelen. minimum 200lük olduk iki saatte.
pazar pazar bunları düşünüp of çektim. sonra dedim ki al bi öküz öldüren gel eve selçuk'tan izlersin, yapacak bişey yok.
ülkenin en iyi 3 üniversitesinden birinden mühendislik mezunuyum. tuttuğum takımın maçını iki bira içip izlemeyi çok görüyor bana memleketim. emeği geçen herkesin allah bin türlü belasını versin, cehennemde yansın.
bari izlediğim link donmasın da iyice gecem zehir olmasın. seyir zevki yüksek olsun, iyi olan kazansın.
edit: en çok yeşillendirildiğim entry'm oldu. yaklaşık 100-150 arası mesaj aldım. ışverenim, işini iyi yapan bir mühendis bulsam 20 bin lira maaş vercem sen kendinde ara suçu diyeni mi ararsın, kahvede çay içerek izle 10 lira tutar herşeyden şikayet etmeyin mk diyeni mi ararsın. ülkenin tam özeti gibi sözlük de.
yaşasa akp'ye oy verecek çizgi film karakterleri
depresyon
-
ya depresyon içinde bulunduğumuz hayata dair belli bir farkındalık seviyesinde gösterilebilecek en gerçekçi yaklaşım ve en normal tepkiyse ama toplumda üretim gücünün düşmesine yol açtığından küresel düzeyde hastalık olarak değerlendiriliyorsa? belki de aslında neşeli ve hayatı sever halimiz bir kafa güzelliğinden ibarettir. belki depresyon hakikattir. (bkz: conspiracy keanu)
sonuçta aslında hayatının çoğunluğu işçi arılar gibi küresel bir ekonomik çarkı çevirmek için çalışmaktan ibaret olan bireylerin hayatından mutlu olmak için nasıl bir gerekçesi olabilir? sabah akşam bal taşıyan, hiçbir zaman kraliçe arıyla çiftleşemeyecek ya da kendi kovanına veya çocuklarına sahip olamayacak olan erkek arının hummalı bir şekilde polen ararken "ne kadar güzel bir gün" demesi nasıl mümkün olabilir?
işçi arı o farkındalık seviyesine ulaştığında mutsuz olmasından daha doğal bir sonuç olabilir mi? o arının yatağından çıkıp terliklerini giyip sabah 7'de yeniden mesaiye koyulmasının "doğru olan" olduğuna onu kim ikna edebilir? hayatının anlamsızlığına bu kadar vakıf olmuşken "gel bizle takıl biraz sosyalleş unutacaksın"ın, "biraz nektar iç iyi gelir"in bu farkındalığa bir örtü değil de çözüm olduğuna kim kefil olabilir?
bu açıdan baktığımızda gerçek hastalığın ve gerçek depresyonun bizde değil de etrafımıza örülü bu yaşamsal düzende olduğunu söyleyebiliriz. eğer borçlanma ekonomisi, gelir uçurumu, modern toplumsal yapı bizim genlerimize kodlanmış unsurlar değilse o zaman onlara karşı metabolizmanın gösterdiği tepkileri "doğal değil", "rahatsızlık", "hastalık" diye nitelendirmek de doğru olmamalı. ama sisteme steteskopu dayayıp "hmm" deyip "sizin insan hayatına olan toleransınız düşmüş" diyen sistem doktorlarımız olmadığından ceremesini biz insanlar çekiyoruz anastasya.
hoşlanılan kişiyi görmezden gelmek
-
2 hafta sonra kızın sizi yeni sevgilisi ile tanıştırmasıyla da sonuçlanabilir bir eylem. papaz her gün pilav yemez.
rus edebiyatı klişeleri
-
fransızlara olan hayranlıkları.
çocukları asker mi olsun memur mu sorunsalları.
köylülerin sözde çok mutlu olması yalanı.
tüten en son ocak o be
-
istiklal marşı'nın yokuşaşşağı en hız aldığı yerdir. "o be"'den hemen sonra tam gaz geldiği rampadan fırlamış havada süzülen bir araba hayal ediyorum. o havadayken tam bir sessizlik, hafif rüzgar. sonra "niimm milleettimin" ile zemine yumuşak bir iniş yapıp yoluna toz kaldıra kaldıra devam ediyor.
bize oy verirseniz mahşerde hesap yok
-
böyle kuru kuru olmaz.cennetten tapu istirek agam.
netflix'teki en iyi stand up gösteriler
-
bilenler bilir dizi ve film arşivi olarak yetersizlikle eleştirilen netflix'in nedendir bilinmez bokunu çıkardığı bir konu stand up gösteriler. istemediğiniz kadar stand up gösteri mevcut. bu konuda bulunmaz bir nimet. hazır sıralanabilecek kadarını izlemişken "bana göre" en iyi olanlarını şöyle dizebilirim:
1- dave chapelle - the age of spin
2- gad elmaleh - gad gone wild
3- trevor noah - afraid of the dark
4- gabriel iglesias - i'm sorry for what i said when i was hungry
5- jim jefferies - free dumb
6- louis c.k. - hilarious
7- dave chapelle: equanimity
8- jim jefferies - this is me now (ikinci yarısı)
9- jimmy carr - funny business
10- jerry seinfeld - i'm telling you for the last time
11- gad elmaleh - american dream
12- dave chapelle - deep in the heart of texas
13- jerry seinfeld - jerry before seinfeld
14- marc maron - too real
15- iliza shlesinger - elder millennial
------- buradan sonrakiler vasat -------
16- christina p - mother inferior
17- kevin james - never don't give up
18- nikki glaser - the standups
19- kevin hart what now
20- russell peters - almost famous
21- jack whitehall - at large
22- sarah silverman - a speck of dust
23- chris tucker - live
------- buradan sonrakiler boktan -------
24- jim jefferies - this is me now (ilk yarısı)
25- beth stelling - the standups
26- todd barry - spicy honey
27- louis c.k. - 2017
28- dan soder - the standups
29- katherine ryan - in trouble
30- amy schumer - the leather special
31- reggie watts - spatial
32- deray davis - how to act black
hapisteki tayyip'i savunan yabancı diplomatlar
-
ne zaman dara düşse veya ne zaman seçim yaklaşsa tüm batı dünyası erdoğan’ın yardımına koşar. 20 yıldır bu böyledir.
onlara hak veriyorum sonuçta ülkesini 3 kuruş karşılığında göçmen kampına dönüştüren, petrol aramayacaksın dediklerinde paşa paşa kabul eden, adalarını işgal ettiğinde gık bile çıkaramayan, çöplerini bile satın alıp kendi ülkesine döktüren başka birini bulmaları zor.
şu an aktroller kudurmuş bir şekilde dünyayı mağlup eden liderimiz vs herkese saldırıyorlar.
ülke tarihinin en derin krizlerinden biri yaşanırken hem de.
yazıklar olsun.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
15 eylül 9.sınıflar:
- lan gel bakıyım sen
+ buyur abi
- kaçlısın lan sen
+ 2000
- uzun mu kısa mı ?
(bkz: incicaps)
whatsapp'taki mantık hatası
-
(bkz: derdine koyayım)
debe editi : (bkz: karanlikta kufretmek yerine bir mum yakiyoruz) diye de şükela bir kampanyamız varmış. biz haberdar olduk, onlar da olsun, siz de olun. hepimiz haberdar olalım, olmayanları olduralım ;) öbdüm.
genç kadını hüngür hüngür ağlatan ev sahibi
-
kiracı hatalı. konu belli ki kirayla ilgili değil, merdiven boşluğuna koyulan ayakkabılarla ilgili. neredeyse bir ayakkabı reyonunu dolduracak kadar ayakkabı var merdivende.. belli ki ev sahibi daha önce defalarca uyarmış ama merdivene ayakkabı koymaya devam etmişler. ki merdiven de daralıyor haliyle..
kiracının üslubu da hiç doğru değil. evsahibine "deli karı" diye hakaret ederken, evsahibi ise evin içini gösterip ayakkabıları kastederek "buraya koy yavrum" diyor.
köydeki gibi ayakkabı falan dışarda kalsın diyorsanız apartmanda oturmayacaksınız, köye döneceksiniz.
better call saul'un breaking bad'den iyi olması
-
kesinlikle katıldığım konu, hele ki 5. sezon inanılmaz iyi. katılmayacak kişiler olacak tabi ama ben hiç düşünmeden better call saul derim.
senaristleri için breaking bad nasıl bir deneyim olduysa, better call saul izlerken kendilerini çok geliştirdiklerini görebiliyorsunuz.
bir de böyle bir spin off u olmasından da breaking bad in ne kadar kaliteli bir dizi olduğunu ikinci kez ortaya koymuştur.
ayrıca gördüğüm en iyi spin off
istanbul'da yaşamanın kepazelik olması
-
eskiden entryler görürdüm istanbul'u izmir ile kıyaslayan, işte izmir köy istanbul megakent diye.
şu istanbul denen memlekette ciddi ciddi severek yaşayan bir insanın psikolojik problemleri vardır. hayatımda bu kadar eksisi olan ve artısı olmayan başka olgu görmedim. pahalı, trafik (bence şu başlı başına etken, 19km yol 1 buçuk saat sürüyor lan), insan yapısı mide bulandırıcı, kalitesiz.
bir de en çok güldüğüm "çok aktivite var abi, konser var tiyatro var". bak sayın pezeveng, 2 saatlik tiyatroya 4 buçuk saat yol gidince aktivite yapmış olmuyorsun. sizin hayatınızın zamanınızın hiç önemi yok galiba, hayatsız olmak lazım şu trafiğe alışmış olmak için.
doğma büyüme izmirliyim son 1 senedir iş dolayısıyla buraya geldim, mide bulandırıcı bir şehir istanbul, işi remote aldığım an rastgele bir ile taşınacağım. batıya en yakın rastgele 20 ilden birini seçin buradan daha kaliteli yaşarsınız şaka yapmıyorum. gerçekten burda severek yaşıyorsanız akli melakelerinizi kontrol ettirin.