ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nadiren karşılaşılan garip insanlar
-
yıllar yıllar önce memleketime gitmişim antakya'ya...
güzelim bahar havasında yeşilliklerin ortasında kıytırık bir solcu kahvesinde mkü'den bazı arkadaşlarla oturmuşuz. böyle bir yerde hoş karşılanmayan şeylerin başında bağır çağır tavla oynamak geliyormuş dostlar. ben zar atarken bizim trakyalı arkadaş 'o surata düşeş gelii mi beya' derken henüz farkında değildik. neyse ki ortamda bizden daha çok dikkat çeken bir amca çıktı da 'defolgit' bakışları üstümüzden kalktı.
kahvehanenin sahibi 68 kuşağından. garson ise bizlerden; sekiz yıldır mkü'de birşeyler okuyan bi öğrenci arkadaşımız, deniz. bölümünü hatırlamıyorum. kendisi de hatırlamıyordu. yanımızdan geçerken 'ne manyaklar var amk' diye söyleniyordu. bunu duyunca manyak görme hevesiyle hemen etrafıma bakındım.
ilerideki masada...
münir özkul tipli bi amcam kendi kendine konuşuyordu. masadaki iki çay bardağı vardı, biri dolu diğeri bitmek üzere. ben bunlara odaklanmışken amcam bardaktaki son yudumunu 'shüüürrp' diye çekti ve hesabı istedi. bizim deniz, '1 lira abi' deyince bu ellerini cebine attı ama nasıl?
sağ elini atmış cebinin içine parayı çıkaracak. sol elini de sağ elinin üstüne koymuş sıkıyor. 'pandomim mi yapıyor bu moruk' der gibi deniz'e baktım. 'ne bileyim amk gitsin de dinleneyim' der gibi bana baktı. bu arada münir amcam kendi kendine konuşuyor.
''yok olmaz azizim bu defa benden''
''ayıptır üstadım ben veririm ne olcak''
''ahbabım bırakmam valla ''
''neyse bu defa senden olsun, sağol'' dedi en son, bildiğin hesabı kendi kendine kitledi ve kalktı gitti ödemeden.
ben, kahvehanenin sahibi ve yan masadan benim gibi olayı izleyen mor giysili, uzun siyah saçlı sebahat tuncel tipli abla donduk kaldık. deniz ise masanın başında diğer sandalyeyi tutuyor sanki orada harbiden görünmeyen birisi var da; 'bari onu tutayım hesabı ödemeden kaçmasın' derdinde, o da az manyak değil...
ulan yılardır düşünüyorum adam mı deliydi ya da biz mi kerizdik? adam mı hayal görüyordu yoksa biz idea'mızda ikinci adamın varlığını unuttuğumuz için mi göremiyorduk hiç anlamadım, ama adam resmen beautiful mind filmiydi, kafası güzeldi ...
edit: beautiful mind'ın çevirisinin kafası güzel olmadığını söyleyerek beni uyaran arkadaşa teşekkür ederim.
aşırı doz sütten rahatsızlanmış olabilirler
-
bir bülent arınç beyanatı.
haber
ilk okuduğumda şaka zannettim. gerçekmiş. karanlık bir odada dizlerimi karnıma çektim, titriyorum.
avea ttnet ve türk telekom'un birleşmesi
-
zamanında aria ve aycell birleşti avea oldu, şimdi yine birleşiyorlar. ne agar.io şirketlermiş arkadaş
128 milyar doları sattık çünkü tc iflas ederdi
-
hayatları yalan. velev ki doğru söyledi, ülkeyi nasıl iflasın eşiğine getirdiniz diye sormazlar mı adama.
uğur ışılak'ın über şerefli dolar yorumu
-
bu durumda bile hala artistlik kasıyo.. kafa yapısına bak ya..
fenerbahçe'yi sevmiyoruz değil mi
-
burada yapılan futbol muhabbetinin, 5 yaşındaki çocuğun yaptığı futbol muhabbetinden çok da farklı olmadığını belgelemesi açısından iyi bir örnek teşkil eden afacan cümlesi.
ekşi fest
-
ssg kapida karsilayip herkesle tokalasip sira bana gelince naber tombisim diyecekse katilacagim etkinliktir.
az bilinen görgü kuralları
-
birisi sizi evlendiğiniz, çocuğunuz olduğu ya da iyi bir mevkiye geldiğiniz gibi sebeplerle tebrik ediyorsa, ona cevaben "teşekkür ederim." demek.
"darısı başına" oldukça kısıtlayıcı, kaba ve karşı tarafı küçük düşürmeye yönelik bir cevaptır.
thy'nin 5.5 saat rötarı üzerine çıldıran yolcu
-
şahsımı güldürmüştür ama bir uçağın içinde beş saat beklemek nedir ya. adam sonuna kadar haklı. illa kavga mı edelim, polis mi gelsin, adam mı dövelim isyanı muazzam.
tiktok'da yaptıkları şeyleri itiraf eden kızlar
-
tiktok'ta büyü filan mı var? uygulamayı yükleyenin içinde ne salaklık veya pislik varsa hepsi ortalığa saçılıyor. içine şeytan kaçmış gibi. allah muhafaza...
ölümün en iyi tanımı
-
dedemin ölümünden sonra 47 yıllık aşkı olan anneannem tarafından yapılmıştır:
şimdi ben başka insanlara dert anlatırken konuşmak zorunda kalacağım.