hesabın var mı? giriş yap

  • ukrayna*'da yaşarken kız kaldırmaya türkiye'ye gelmiş bir gerizekalının feryadı. evladım mal mısın sen?

  • 18-19 yaşlarımdayken yaşadığım utanç verici bir olay ile yaşadığım andır.
    (ön bilgi: fazla kilolardan muzdarip bir kızcağızdım o zamanlar)

    kalabalık bir bijuteri dükkanında takılara bakıyordum. dükkan sahibi de iki adım ötemde, bir arkadaşı ile sohbet ediyordu. gözüme takılan bir küpeyi elime aldım, standın arkasında diğer bir renginin daha olduğunu görüp, onu da incelemeye başladım. bu sırada dükkan sahibi bana bir şeyler söyledi. ne dediğini anlayamadığım için, "bana mı dediniz?" dedim.

    böyle dememle adamın yüzünün bembeyaz kesilmesi bir oldu. birden özür dilemeye başladı. "yok hanımefendi size demedim yemin ederim" (bu arada adamın bu aşırı tepkileri üzerine etraftaki herkes bizi izlemeye başladı) "yemin ederim hanımefendi size demedim, arkadaşın soyadı tosun biz ona hep öyle tosun diye hitap ederiz"...

    dışarıdan bakınca şöyle bir diyalog olmuş:

    -tosun
    -bana mı dediniz?

    iyi ki efendim dememişim :(
    oooff offf...

  • fiyatı 6.000 tl olan oldukça kaliteli bir koltuk takımını alıp salona yerleştiremedim. boyutlar showroomda görünene göre oldukça büyük çıkınca doğru düzgün kullanmadan satışa koydum.

    mağaza belli, satış fiyatı belli, ürün faturalı. sahibinden.com'da açtığım ilanda fiyat 3.500 tl.

    gelen mesaj aynen şu (yazım hataları ile birlikte):

    "selamlar ozz bey sanırım az kullanılmış bir ürün.. fiyat çok pahallı 2. elciyim. biz en iyi müşteriye bunları 2. el 1000 lira civarında satıyoruz. son ne olur?"

    "tamam gelin alın 1.000 liraya" diye cevap attım.

    eskiden kullanıp epeydir kenarda duran cep numaramı verdim. aradılar konuştuk, evin karşısındaki özel güvenlikli bir sitenin adresini verdim. adamlar yarım saat sonra rulo naylon yüklü koca bir kamyonetle karşı sitenin kapısına geldi.

    artık kullanmadığım ve kullanmayı düşünmediğim hattımın sim kartını kırıp çöpe attım. kahvemi sigaramı ayarlayıp elemanların güvenlikler tarafından yaka paça siteden kovalanmasını izledim.

    ölücülere ölüm..

    not: bunu sonuna kadar sabırla okuduysan elini vicdanına koy ve türkiye'de ölüme terk edilen sma hastası yavrulara bir imzayla destek ol: https://www.change.org/…etition&utm_medium=copylink

  • yine yazılanlara ek olarak söylenmelidir ki;

    köşk ve bahçesinde "13" rakamıyla alakadar bir çok şey olduğu rivayet edilir. yanlış hatırlamıyorsam; havuz 13 metreden 13 cm azdır, oda sayısı 13'tür, köşk kuşbakışı 13 rakamını andırmaktadır ve bahçedeki ağaçlarla ilgili bir çok şey de 13 rakamıyla ilişkilidir.

    askeri bölge olarak faaliyette olduğu için bu bilgileri paylaşan asker arkadaş hala 13 ile ilgili araştırmalar yapıldığını söyledi. belki kendi buldukları bir uğraş bu ama benim ilgimi çekmişti.

    http://herkonuda.net/…vi-kosk-the-blue-house-cyprus

  • adı duyulmamış olmasına rağmen kendini bir google veya apple sanan bir firma tarafından verilmiştir.

  • teyze kızım. açıktan adalet bitirdi. kendini avukat sanıyor.
    dayı oğlum. 2 yıllık uçak motor bitirdi. kendini pilot sanıyor.
    teyze oğlum. açıktan işletme bitirdi. kendini ekonomist sanıyor.
    ben ekşi sözlük yazarıyım. kendimi tolstoy sanıyorum.

  • tanju çolak'ın ercan taner'e söylediği, sevenlerine ''evet futbol asla sadece futbol degildir'' dedirtmiş laftır.

    olay galatasaray paris saint germain macında hagi'nin skor 4-2 olduktan sonra fatih terim tarafından taraftarlarlara alkışlatılması için oyundan alınması sırasında cereyan etmişti.

    (bkz: 17 ekim 1996 galatasaray psg maci)

    sevgili tanju ağabeyin bu maçta collina'yı ilk gördügü anda tepkisi de takdir edilesidir.

    -bu hakem senelerdir saçlarını böyle kestirir..

  • hiç bir halt yapmadığı halde, "ben sizin için her şeyi yaptım, evimi arabamı sattım, hiçbir şeyi eksik etmedim" diyip(kesinlikle aksi durum söz konusu ise), bi de üstüne etrafa -kendi çabalarıyla bir yere gelmiş çocuklarıyla- ben yaptım işte benim eserim diyip caka satan baba hakkında ortaya çıkan en doğal sonuç, his.

  • tc cumhurbaşkanının terörist olmadığını söylediği bir çöl faresinin vurduğu çocuktur.

    edit: özelden "reis haklı" yazan sığırlar var aranızda. olm siz değil misiniz 2 aydır çocuklar ölüyor diye kafa ütüleyen? ee burdaki de çocuk değil mi? önemli olan sayı mı sadece? çocukların çektikleri acı açısından biz de israil'in yaptığını onaylıyor değiliz ama çocuk çocuktur. çocuğa silah doğrultan her kim olursa olsun o.pu çocuğunun bayrak taşıyanıdır. az biraz karakteriniz olsun lan, bir taraftaki çocuklar için ağıt yakarken diğer yandaki çocuklara oh canıma değsin diyen cibilliyetinizi s.yim ben sizin onursuzlar.

  • nasıl bir kaleciyse amk artık. adam defans oyuncusuna pas verdikten sonra pas alabileceği boş alana doğru hareketleniyor. şu adamın yaptığını bu sene galatasaray'da orta saha adamları yapmıyor. varın siz düşünün aradaki farkı.

  • küçük diye dalga geçilemeyecek kadar büyük bir finans merkezi olan prenslik. 35.000 kişilik ülkenin ekonomik hacmi 4 milyar dolardır. 20 kadar banka vardır ve bu bankalar genellikle varlık yönetimi alanında çalışırlar. birçok uluslararası şirketin (yanılmıyorsam 700 civarı) merkezidir. 2.dünya savaşında bile bağımsızlığına dokunulamamıştır. 200 yıldır stabil ve istikrarlı bir politik ortam vardır.

    bir diğer dikkatimi çeken ayrıntı da; 35.000 kişilik ülkede her gün 10.000 gazete satmaktadır. okuma oranını siz düşünün. bizde ise 3-4 milyon gazete satmaktadır ve en çok okunan gazete posta'dır. başka söze gerek yok sanırım.

  • sahibinden.com'da satılan nokia 3310'dur. adam anasından babasından, varsa evladından utanmamış, nokia 3310 için 30 bin lira fiyat çekmiş. antika diyor, koleksiyon diyor 11-12 senelik telefon için.

    (ilan yayından kaldırılmış. ekran görüntüsünü almıştım.)

    http://tinypic.com/r/30vkgsg/8

    (http://www.sahibinden.com/…s-efsane-187733558/detay)

    bu maalesef bize has durumlardan biri. "nasıl olsa satacak enayi bulurum" mantığı...

    üşenmedim, ebay'de araştırdım. orada satılan en pahalı nokia 3310 şu: http://www.ebay.com/…ell_phones&hash=item3a8670ed50

    şimdi al fiyatı 121 dolar. bizimkiyse "bunca yıl elimde tuttum. illa ki birini çarparım" diyor.

    daha dün show haber'de gördüm. çocuk 129 liraya iphone 5s söylemiş, oyuncak telefonla armut gelmiş. baba da mağdur mağdur konuşuyor "insanı meyve sebze gönderip rencide ediyorlar bir de. en çok ona bozuldum" diyor. kardeşim armutla rencide olana kadar, bin beş yüz liralık telefonu 129 liraya alabileceğini düşünerek sen zaten kendini rencide etmişsin.

    yine dün adamın biri iphone üzerinden sömürü hesabı çıkarmış, sadece fabrikada çalışan işçi üzerinden iphone üzerinden edilen karı hesaplamıştı.

    nokia 3310'a 30 bin lira isteyen adam da, 129 liraya 1500 liralık aleti alacağını sanan adam da hep aynı zihniyetin ürünü kardeşim. emeğin, ederin, değerin bir anlamı yok. çarpan çarpana. halen neyi koparırsan yanına kar kalır mantığında hayatta kalmaya çalışıyor insanlar.

    iki ay önce bir taksiye binmiştim. her zaman 29 lira tutan yol 37 lira tuttu. "kardeş bu ne?" dedim. "ney ne?" dedi. elimle de taksimetreyi gösteriyorum, sanki lavuğa atom çarpıştırıcısı uzattım da soruyorum bu ne diye.

    - fazla yazmış bu.
    - ne demek fazla yazmış. ne yazıyorsa o?
    - kardeşim, her gün geldiğim yol. her gün 29 lira yazıyor da bugün nasıl 37 lira yazdı.
    - haa. abi bu arabanın tekerlekleri büyük biliyorsun cip ya (dacia'dan bahsediyor cip diye logan mıdır ne boktur) o yüzden fazla atıyor.
    - birader teker büyük olunca daha az devir yapar, tekerin küçük olması lazım daha fazla atması için.
    - ya ben seni mi dolandırıyorum abi?
    - ne yapıyorsan yapıyorsun, fazlasını vermiyorum. başına iş alma beni inada bindirip.
    - ya tamam tamam.

    bu qnet mi ne vardı bir ara? milleti fahiş fiyatlara piramit sistemine alıyorlardı, ondan sonra da göstermelik dandik bir saat veriyorlardı yok antika, yok bilmemne diye. millet baktı ki 7 ayda milyoner olamadı, o işler öyle kolay değil, başladılar sağda solda saatleri antika diye satmaya. kendilerine söylenen yalanları millete söyleyip paralarını çıkarmaya çalıştılar. örgütlenip, hak arama da yok, nasıl çarptılarsa, öyle çarpıp, kendi belini doğrultmaya çalışıyorsun.

    aah ah.

  • '' insan, varoluşu bir ödüller ve cezalar sistemi gibi görecek kadar yüzeysel olsa bile, zaferlerimizin karşılığını da yenilgilerimizin karşılığı gibi pahalıya ödediğimizi er geç anlar.''