hesabın var mı? giriş yap

  • bu aralar mide bulantısı yaşıyorum dedim bir ilaç yazdırayım gittim doktora dramamine yazdırdım. eczaneye gittim 15 tl dedi, ödedim. bu arada yanda suriyeli vatandaş bir torba ilaca hiçbir şey ödememişti. sonra nette ilaca baktım 1 tl 35 kuruş fiyatı. bunu yazdırmadan alsan ödeyeceğin rakam. yalnız muhteşem sağlık sistemimiz artık çoğu ilacı reçetesiz de vermiyor mesela artık hiçbir antibiyotik alamıyorsunuz, alırsanız da 10 tl olana 40 tl ödüyorsunuz. ha bir de maaşımdan her ay 200 300 tl sağlık güvencesi kesiliyor ama ben 1 tl ilaç alırken doktor muayene ücreti, ilaç %20 si falan filan verip o ilaca 15 tl ödüyorum sonra sağlıkta çağ atlıyorum. bu arada bizim maaşlardan kesilenlerle de suriyeli kardeşlerim de rahat rahat sağlık ihtiyacını gideriyor. teşekkürler akepe.

  • bankalar ile çalışan, master ve visa ile anlaşması olan şirketimize visa denetmeni gelmiştir, gıcık bir adamdır, şirket binasını a'dan z'ye inceler, en üst katta yemekhane ve büyük teras bulunmaktadır, yemekhanenin terasa açılan kapılar cam kapıdır.

    denetmen sorar: bu kapılar geceleri kilitleniyor mu?
    bizim güvenlik amiri: hayır kilitlenmiyor,
    d*: bu terasa teröristler ya da hırsızlar helikopter ile inebilirler kapını kilitli olması gerekmekte.
    g.a.*: adamlar terasa helikopter ile inip kapılar kapalı diye geri mi dönecekler?
    d: mavi ekran.

  • kreşler kapatılacaksa eğer devlet anne ya da babaya ücretli izin vermek zorundadır.
    burada herkes atıp tutuyor " yok doğurduysan bakacaksın", yok bilmem ne.

    bok gibi, iki yüzlü bir topluluksunuz.

    anne çalışmasa çocuk baksa onu eleştirirsiniz,
    anne-baba birlikte çalışsa çocuğa bakacak bir yer arasa onu da eleştirirsiniz.

    size göre kimse çocuk yapmasın. sonra insanlık bir noktadan sonra yok olsun.

    gerçekten katıksız malsınız. size göre şartları iyileştirmenin tek yolu "vazgeçmek ya da yapmamak" ama hayvan gibi vergi ödediğiniz devletinizin sizin için şartları kolaylaştırması bir seçenek değil.

    sorsan hepsi sistem karşıtı, devlet politikalarını eleştiren, avrupa, amerika medeniyetine sahip olmak isteyen insanlar.

    avrupa, amerika, japonya gibi gelişmiş ülkelerde, böyle bir kriz anında tek seçeneğin "bakamayacaksanız o çocuğu yapmayacaksınız" fikri olsa, 10 sene içinde nijeryadan beter olurlar.

    bir araba alırken üç araba parası ödüyorsan,
    dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorsan,
    aldığın en uyduruk bir şey için kdv, ötv, öiv, gibi saçma sapan vergiler ödüyorsan
    ve bunu da en uzun ve acımasız mesai saatleriyle, en boktan maaşı alarak karşılıyorsan, devlet afet, salgın gibi durumlarda sana "bakacak" arkadaş.

    b a k a c a k. bakmıyorsa devletten bunu isteyeceksin. kreşleri kapatıyorsan anneye ya da babaya maaşını verip izine yollayacaksın.

  • yıllar yılları kovalarken ve sen her gün aynı sandalyede dünyayı kurtardığını sanırken, pencerenin dışında dönen mevsimler... ilkbahar- yaz-sonbahar-kış.

    egolarını tatmin ederken sen, çürüyen hayatlar... evet kölesin. ama modern!!

    aslında duygularımın tercümanı yine bu adam.
    kocca şiirinden bir kuble..

    can yücel den geliyor:

    sabah 9, akşam 18
    sonra başka mecburiyetler
    sıkışıp kaldık.
    sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
    bu kadar ağır olmamalı.

    hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
    bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
    ne saçma...

  • mayis 2005 tarihinde, saat sabah 11 civarlarinda, kadikoy'deki tepe nautilus alisveris merkezinden cikarken, "b" kapisinin onundeki engellilere ayrilmis, zincirle cevrilmis yere park eden bu zihniyetteki sahsi gordugumde, kucaginda 2 yasindaki oglumla guvenlik gorevlisini ikaz etme "hatasinda" bulunmustum. etraf los, sol gozumde retina yirtilmasi var, secmem zor, park eden sahsin kafasinda bir cesit sapka var...

    benim de guvenligimden sorumlu gorevliyle aramizda gecen diyalog:
    - hanimefendiyi ikaz eder misiniz, engelli yerine park ediyor
    - hanimefendi degil o, ordu mensubu
    - engelli, gazi filan mi yani?
    - yoo, degil.
    - neden buraya park ediyor peki?
    - ben ne diyeyim simdi asker adama? sen (!) soyle.

    bu sirada ordu mensubu bey arabadan iner, benim onun arabasina bakarak gorevliyle konustugumu gorur..
    - ne var?
    - beyefendi, gormuyor musunuz, engelli yerien park ediyorsunuz. bir suru bos yer var, ayip degil mi?
    - istedigim yere park ederim.
    (annem araya girer, biraz "dank" diye konusmasiyla unludur)
    anne - manyak misin, ceksene arabani suradan.
    - hooarrgh sen bana ne dedin layn... (diyerek uc adimda annemin ustune cullanir, guvenligimizden sorumlu gorevli bakiyordur)
    anne - otoparkin ortasinda dayak mi atacaksin, bu beklenir zaten, gucun bi bana yeter herhalde
    (ben oglumla araya girerim)
    - yanimizda cocugun onunde boyle rezalet mi cikaracaksin?
    (oradan gecen ve soylediklerimiz duyan bir baska zihniyet, kadin hem de)
    - o asker, memleketi onlar kurtariyor, istedigi yere park eder...
    (dumur)
    - istedigini de dover di mi? yuru anne gidelim, gercekten adam bizi dovecek yoksa..

    arabaya kosar, cikariz, gorevli, "yapma abi degmez bu xropxlar icin" diyor bagirarak... sinirden eller titremektedir, adamin arabasinin plakasini almayi unutmam... bir de bakariz, adam isini gucunu birakip bizi takip etmeye baslamistir. arabayi sagdan soldan s›k›stirip, parmagiyla, "sen goreceksin gununu" seklinde bir seyler bagirmaktadir.

    - alo 155
    - annemi, beni ve 2 yasindaki oglumu arabasiyla taciz eden ordu mensubu bir beyi sikayet etmek istiyorum. arabayi kenara cekmemizi istiyor, biz de kaciyoruz.
    - neden kenara cekmenizi istiyor.
    - dovecek galiba (!) (olayi anlatirim, esgali ve plakayi veririm)
    - yerinizi bildirin..
    - (bildiririm)
    - kiziltoprak'a kadar idare edebilir misiniz?
    - nasil yani?
    - oradaki ekip cevirecek, o zaman kacarsiniz.
    - tutuklayacak misiniz?
    - bir suc isledi mi?
    - henuz degil.
    - tamam cevirecekler simdi. stadin ordan gecin. biz hallederiz.

    gercekten de kiziltoprak isiklarin hemen onunde duran trafik polisi, once bize "gec gec" dedi, sonra da arkamizdan deli gibi gelen adamin arabasini cevirdi.

    bu gibi zihniyetlere catinca da dikkatli olmak gerekiyormus diye bir ders daha aldim (!). "memleketi kurtarmak sana mi kaldi" diyenlere de, kucagimda oglum olmasa kendimi de, annemi de, engellilerin haklarini da korurdum...

  • fokal bilateral amigdala lezyonları olan bir hasta. bu hasar dış ortamda tehdit edici uyaranlarla karşılaştığında korku hissetmemesine yol açıyor.

    araştırmacılar korku uyandıran birkaç durum karşısında tepkilerini gözlemlemişler. daha öncesinde yılanlardan ve örümceklerden nefret ettiğini söylemesine rağmen egzotik evcil hayvanların bulunduğu bir mağazada bir yılanı 3 dakikadan fazla elinde tutmuş. derisini ovuşturmuş, diline dokunmuş ve hareketlerini yakından takip etmiş. “this is so cool!” gibi hayranlığını ve merakını gösteren yorumlar yapmış. mağaza görevlileri güvenli olmadığını belirtmesine rağmen daha tehlikeli ve daha büyük yılanlara dokunmak istemiş. neden tehlikeli olduğunu ve nefret ettiğini iddia ettiği bir şeye dokunmak isteyeceği sorulduğunda da merak ettiğini söylemiş.
    waverly hills sanatoryumu'nda (dünyadaki en ürkütücü yerlerden biri olarak kabul edilir) bir gruba kendi isteğiyle liderlik etmiş, karanlık koridorlardan geçerken tereddüt etmemiş, geride kalan grup üyelerine defalarca “this way guys, follow me!” demiş. gizlenen canavarlar sm'yi defalarca korkutmaya çalışmış, fakat çabaları boşa çıkmış. canavarlara gülerek veya onlarla konuşmaya çalışarak tepki göstermiş. buna karşılık, grubun diğer üyeleri tipik olarak korku çığlıkları atmış. ironik olarak, sm canavarlardan birinin başını dürterek korkutmuş, çünkü nasıl hissedeceğini merak ediyormuş. bu testte korku seviyesinde herhangi bir değişim belirtmemiş fakat bu deneyimin onu heyecanlandırdığını söylemiş.
    başka bir testte korku filmleri izletilmiş. korku ile ilgili olmayan sahneler sırasında bu duygularla uyumlu davranışlar sergilemiş ve yüksek düzeyde uygun duygu yaşadığını bildirmiş. buna karşılık korku yanıtı göstermemiş ve tüm korku sahneleri boyunca çok az korktuğunu ya da hiç korkmadığını bildirmiş. bununla birlikte, korku filmlerini heyecan verici ve eğlenceli bulmuş. kendisi korkmasa da çoğu insanın izlediği filmlerin içeriğinden korkabileceğini söylemiş.

    geçmişinde herhangi bir suçu tespit edilmemiş, aksine çok sayıda suçun kurbanı olmuş. bu da, sm'nin çevresindeki tehditleri tespit etmede ve tehlikeli durumlardan kaçınmayı öğrenmede büyük zorluklar yaşadığını gösteriyor.

    sonuç olarak "amigdala olmadan korkunun evrimsel değerinin kaybolduğu anlaşılmaktadır" diyorlar.

    kaynak

  • "bir tümceye bu denli çok yanlış sığdırmayı başaran cumhuriyet görünümlü saltanat saplantılı kadın için, sağlık bakanı tarafından önerilen “annelik kariyeri” ideal sayılabilir. istanbul barosu olarak, kadını evde oturtmayı savunan zihniyete yıllardır karşı çıkarken, bu beyanlar karşısında bazı istisnaların bulunabileceği noktasına geldiğimizi itiraf ediyoruz."

    gibi hiç fena olmayan ayarların bulunduğu açıklama.