hesabın var mı? giriş yap

  • ünlülerin ne kadar görgüsüz ve düşük iq’lu olduğunu gösteren örneklerden sadece biri. yatsın kalksın estetikçisine dua etsin. bir zahmet de bundan sonra doğa için çal projelerinde yer almasın cidden gına geldi artık kendisini görmekten.

  • bolca isiah thomas propagandası yapılmasını göz ardı edersek, son derece başarılı ve üzerinde çok fazla emek harcandığı belli olan bir basketbol belgeseli, ki zaten her şeyiyle 8 yılda tamamlandığı söyleniyor. çok ufak bir araştırmayla * 1971 doğumlu william gates ve 1972 doğumlu arthur agee'nin filmin çekildiği dönemden sonraki hayatlarının nasıl şekillendiğini görmek, filmin sanki 16 yıl sonra bile halen devam ediyor olduğu hissiyatını yaratıyor ya da ben artık iyice kendimi kaybettim, bilemiyorum.

    film toplamda 11 ödül almış, ki bunlardan bir tanesi de 2007 yılında international documentary association'dan aldıkları gelmiş geçmiş en iyi belgesel ödülü. ayrıca filmin bir döneminde, borçlar yüzünden arthur agee'nin evinde elektrikler gidince, filmin akışının zarar görmemesi adına yapımcıların bu parayı ceplerinden ödedikleri söyleniyor.

    --- spoiler ---
    william gates, marquette'ten mezun olunca emlak işine girmiş. 2001 yılında ise, o yaz basketbola geri dönme hazırlıkları yapan michael jordan'la antrenmanlara çıkmış, hatta washington wizards tarafından denenmek için teklif bile almış, lakin ayağından sakatlandığı için o iş yalan olmuş. filmde bolca görülen abisi curtis, 2001 yılında öldürülmüş. en son 2004 yılı itibariyle ise chicago'da bulunan living faith adlı bir yardımlaşma derneğinin başında bulunuyormuş.

    arthur agee ise william'a göre daha uyanık çıkmış ve şöhretini nakite çevirmeyi bilmiş. öyle ki, basketbola dahi ihanet edip, passing glory adlı filmde oynamak için cba takımlarından connecticut pride'ın kontrat teklifini reddetmiş. okullarda genç çocuklara eğitimin önemi hakkında dersler veriyormuş. o da 2004 yılında, yine filmde sıkça gördüğümüz babası arthur sr.'ı bir cinayete kurban vermiş. en bombası ise hoop dreams adı ve "control your destiny" sloganıyla tekstil işine girmiş olması. aferin valla.

    nihayetinde iki genç de nba hayallerini gerçeğe dönüştüremeseler de, bu film sayesinde en azından kendilerine ve ailelerine nispeten daha iyi birer yaşam standartı sağlamışlar. filmin yayınlandığı tarihten 16 yıl ileri gidip günümüze gelince bile, anafikir hala değişmiyor ve "eğitimin önemi" olarak kalmaya devam ediyor..
    --- spoiler ---

  • komutan ayak üstü askerlerle muhabbet ederken içlerinden birine soruyor:

    -safter oğlum ne zamandan beri beraber bunlar?

    -kimler komutanım?

    -kaşların.

  • 236 promil alkol direksiyon başına geçen arsız herif. allah'tan kimsenin canına mal olmamış.

    edit: direksiyon başına.

  • ilk sevgilisi ile tüm hayatı boyunca mutlu olmasını istiyorum. bari o uğraşmadan mutlu olabilsin amina koyim.

  • dün akşam katıldığı ahmet hakan'ın programında 2000 yılından önce mevzuata aykırı olarak binalar yaptığını ve bu binaların olası bir depremde yerle bir olacağını ayan beyan itiraf etmiş kişi. savunması da olabildiğince çocukça; "sadece ben yapmadım herkes yaptı".

    bu durumda fiili sabit. fiilin suça dönüşmesi ve ceza alması için sadece bir deprem olmasını ve suçun da sabit olmasını bekliyoruz.

    ortalama bir avrupa ülkesinde bu adam apar topar gözaltına alınır, sorgulanır, yaptığı binalar gözden geçirilip yıkılması gerekenler yıkılır, ve alması gereken en üst sınırdan ceza alır. oysa bu adam yaptığı tabutları sattığı insanların paralarıyla türkiye'de reklamlara çıkıp lüks arabalarla gezip güzel kadınlarla fink atıyor.

    yok mu kardeşim 70 milyonluk ülkede bu programı izleyen, gazetelerde yer alan haberleri okuyan bir cumhuriyet savcısı? tutun şu adamı, "gel kardeşim buraya. ne yaptın sen bugüne kadar? ne olacak?" diye bi sorun be.

    sorun ki o zaman diyelim bu ülkede gerçekten adalet var diye.