hesabın var mı? giriş yap

  • modadan giyimden hiç anlamam ama filmde sanırım sadece emma stone'un kıyafetlerine ve kendisine odaklandım. onun dışında film tam bir ne iyi ne kötü woody allen komedilerinden. ama en azından felsefe profesörünün kendi sıkıntılı varoluşuna kötülükle (en kötüsü bir cinayetle) şifa bulmaya çalışma fikri için bile izlenebilir.

    bir de woody allen'ın hızlı okuma kursuna gittiğine gerçekten inanmamız gerekiyor artık.

  • başlık: şakirtler hadi bunu da açıklayın

    entry: insanlar topraktan geliyorsa şimdiki topraklar neden insan olmuyor?

  • 2000 yılında bilgisayar sistemlerinin çökeceğine dair korku anlamına gelirken, son zamanlarda bir moda hareketini ve estetik anlayışını özetlemek için kullanılır hale gelen kısaltma.

    şimdi son birkaç yıldır, dünyada, müzik alanında başlayan bir nostaljizm var: 80'lerin, 90'ların bilgisayar/vhs teknolojisinden ilham alan, elektronik enstrümanların kullanıldığı synthwave, raporwave gibi müzik türleri, internet sayesinde meşhur ve malum oldu. bunların ortak noktası - ki hepsi birbirinden beslenir ve birbiriyle bağlıdır- bir geriye kaçış, geçmişin yeni araçlarla oluşturulmasıdır. windows 95 arka planını ya da vhs kaset kayıtlarını kullanarak, 2023'ün cihazlarıyla müzik yapmaktır. türkiye'de bunu deneyenlerin başında sayın jakuzi ve sayın lin pesto'nun ismi zikredilebilir.

    bu beğeni kayması, yani geçmişe kaçış, bir fener gibi yakın geçmişin farklı estetik hareketlerine yönelik bir araştırmaya neden oldu. 90'lar sonu, 2000'ler başındaki dönem de "y2k estetiği" olarak tesmiye edildi. bu dönemin müzik kliplerinde, kıyafetlerinde, eşyalarında ve muhtemelen üretilip pazara sunulan her unsurunda bazı ortak noktalar vardır. bunların başında bir "fütürizm" gelir.

    konu hakkında hakkını veren bir video çekme zahmetine giren "aesthety" kanalına göre, bu fütürizmin birkaç sebebi vardır. öncülük, internet teknolojisine aittir. herkesi birbirine bağlayan bir uzay ya da okyanus gibi görülen dünya çapında ağ; insanlarda bir iyimserliğin ve geleceğin hızlı, kusursuz ya da çok aydınlık olacağına dair inancın pekişmesine yol açmıştır. soğuk savaş'ın bir duvarın yıkılmasıyla, yani engelin kalkmasıyla tanımlanmasını burada not düşmek gerekir. 90'lar ve milenyum, bu nedenle, akışkan olacağı umulan, istenen bir dönemdir. matrix başlı başına bu beklenti üzerine kurulmuştur ve y2k çağının özetidir.

    bu fütürizm, kendisini, uzay ve denizi, yani sınırsız ve keşfe açık mekanlardan ilham alan şekillerin, tasarımların her yeri kaplamasında gösterir. 2000'lerin başındaki telefonlar, bilgisayarlar, sanal bebek oyuncakları bunun en güzel örnekleridir: çoğunlukla şeffaf, deneysel tasarımlardır bunlar. nokia'nın bu dönemde piyasaya sürdüğü tüm modeller bunun örneğidir.

    kanala göre bu dönemin estetiğine yön ve komut veren bir diğer gelişme kompakt disk/cd teknolojisinin yaygınlaşmasıdır. cd teknolojisi, fütürist beklenti ve fantezilerle birleşerek genel olarak her şeyin parıltılı, metalik, gümüşi renklere batmasına yol açmıştır ki buna en güzel temsilci, y2k döneminin sonlarına denk gelen pamela-istanbul şarkısının klibidir. bu klipteki renk tonları y2k estetiğinin her yerine bulaşmıştır.

    y2k estetiği
    aesthety kanalının konuyla ilgili kafa açan videosu

  • o ana kadar sohbetin yağ gibi akması durumunda daha çok koyan hadise. şakalı esprili giden sohbet birden "aynen", "hımm" gibi sohbet sikici kelimelere evrilir ve ardından da kızın cevapları kesilir. er kişinin gözleri bulutlanır, başı öne eğilir... daha fazla devam edemicem.

  • anılarım, adeta bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti gitti sanki. internetle ilk tanışmamda karşıma çıkan arama motoru altavista'ydı. erciyes gibi karlı bir dağ vardı arka planında hatırladığım kadarıyla. usb bellek bir tarafa, cd nedir onu bilmiyorduk. ödevleri diskete atıyorduk. 2 mb bile değildi hafızası, a sürücü vardı bilgisayarlarda.* sene 99' filan olması gerek.

    sonraki yıllarda kendi bilgisayarım olmuştu. messenger ile tanıştık. ahh o msn'li yıllar... winamp'tan laf soktuğumuz, ekranı titrete titrete bir hâl olduğumuz, webcam başında sabahladığımız zalım yıllar. ayça_22 oturum açtı.

    dünyadaki bütün gençlerin toplandığını düşündüğüm bir myspace dönemi vardı ki benim yakalayabildiğim kadarıyla sosyal platformların atasıydı. blackberry çılgınlığı dünyayı sarmıştı mesela o yıllarda... sahiden ne asil telefondu yahu.

    eskilerin yahoo'sunu bıraktık da niye google kullanıyoruz diye kendime sormuşumdur hep. tam olarak bu dönüşümün ne zaman gerçekleştiğini hatırlamıyorum kendi adıma. cevabını da bulmuş değilim. videonun akışında da google, bold pilot gibi 2005'ten sonra depara kalkmış gerçekten.

    2008 sonrasında da sosyal medya interneti esir almış göründüğü gibi.

    bu arada zararlı diye bizim devletin erişimi engellediği wikipedia, 2019 yılı itibariyle dünyanın en çok ziyaret edilen 5. sitesi konumunda. bilgiden bu kadar korkmayın! tedbirimizi aldık gerçi; grande vpn, grande muchos wikileaks !

    video bitmeye yakın son sıradan listeye giren site, 2020'li yıllara büyük bir gözdağı vermiş sanki.* şu dünyada beş yıl sonra zirvede olursa şaşırmam.

    not: baidu'nun ne olduğunu google'a sormak, 21. yüzyılda çinlilere yapılabilecek en büyük hakaret sanırım. ki ben bunu yaptım. allah affetsin artık.*

  • abimler üniversitedeyken:
    küçük abim: abi geçende sen ödedin bu sefer ben ödeyeyim
    büyük abim: olmaz koçum burada senin paran geçmez
    küçük abim: abi ölümü öp bu sefer ben ödeyeyim
    büyük abim: tamam neyse bu sefer sen öde haftaya ben öderim.

    diyalogu yaran diyalog yapan detay şu: ikisi de babamın kredi kartını kullanıyor.

  • yaşanmış hikayedir. telefonların lisede yaygınlaşmaya başlamasının ardından bu çağrı atma olayı meşhur olmuştu. bir akşam tüm aile yemek yerken montumun cebindeki telefonum çaldı ve sustu. annem ''telefonun çalıyo'' dedi, ben de ''çağrıdır'' dedim.annemden gelen soru mavi ekranlara sebep oldu.

    sinirli bir şekilde ''çağrı kim?''

    bu da böyle bi anı işte.