hesabın var mı? giriş yap

  • ricky gervaise "oscarı o sunsaydı böyle yapmazdı diyenleri" ters köşe yapmış, my man:)

    "ladbible'ın the mirror'dan aktardığına göre, londra’daki son gösterisinde oscar ödülleri hakkında konuşan gervais, "bunun benimle ne ilgisi var? insanlar ‘oscar’ı ricky gervais sunsaydı ne olurdu?’ demeye başladı. ben will smith’in eşinin saçıyla ilgili şaka yapmazdım. eşinin erkek arkadaşıyla ilgili yapardım” ifadelerini kullandı."

    https://www.gazeteduvar.com.tr/…ardim-haber-1558731

  • arkadaşımın oğlu kuzey(5) kreşte bir kıza aşık olur ve epey bir süre ''ben kübra'yla evlencem'' diye dolanır. gel zaman git zaman, gönlünü başka bir kıza kaptırır.

    kuzey: ben ilayda'yla evlencem
    annesi: aa hani kübra'yla evlenicektin?
    k: istemiyorum..
    a: ama oğlum sen ''kübra'yla evlenicem'' dedin diye, ben çiçek aldım, çikolata aldım, gittim evlerine kübra'yı istedim. şimdi vazgeçemeyiz artık çok ayıp olur
    k: yaa anne naaaaaptın seeeen?? her şeyi mahvettiiiin!!! (gerçek sanıp, inanılmaz yıkılmış ve sinirlenmiş bir halde)
    a: artık evlenmek zorundasın, yapacak bir şey yok oğlum
    k: üff peki ya tamam... napalım o zaman, evleniyim bari... of anne of...

  • buraya kadar ki bütün entryleri okudum. oyunları ve kitapları bilmeyenlerden en fazla gelen şikayetlerden biri kurgunun karışıklığı.

    konuyu açıklığa kavuşturalım:

    geralt ve yennefer (ve diğer büyücüler) normal insanlardan çok daha uzun ömürlüler. geralt'ı hep aynı gördüğümüz için zaman çizelgesi karışıyor.

    aslında bölümler dikkatli izlendiğinde olaylar ve storylinelar arası ne kadar zaman olduğu anlaşılıyor ama külliyata hakim olmsysn izleyicinin kaçırması ya da dikkat etmemesi normal.

    şimdik 3 ana time line (zaman çizgisi) var dizide.

    geralt'ın, ciri'nin ve yennefer'in hikayeleri üç ayrı zamanda geçiyor ve dizi ilerledikçe birbirine yaklaşıyor.

    zaman olarak en eski nokta yennefer'in hikayesinin başladığı nokta,

    ondan sonra geralt'ınki başlıyor,

    dizinin "bugünü" olarak tanımlayabileceğimiz hikaye çizgisi de ciri'ninki.

    aslında ilk bölümden ciri ve geralt'ın ilk hikayesi arasında yaklaşık 40 sene olduğunu dizi bize söylüyor ama daha ilk bölümde isimler ve karakterler izleyicinin kafasında oturmadığından kaçırmak kolay. peki bunu nereden biliyoruz?

    ciri hikayesindeki şölende ciri anneannesiyle* konuşurken sen ilk zaferini kazandığımda benim yaşımdaymışsın diyor (11-12 yaş). daha sonra ormanda geralt ve renfri konuşurken; renfri kaderinin elinden alındığından dem vuruyor ve vurgulamak için "daha geçenlerde cintra kraliçesi calanthe ordusunun başında ilk zaferini kazandı" gibi bir laf ediyor. buradaki calanthe ve ciri'nin annenannesi calanthe aynı kişi ve aynı savaştan bahsediyorlar. buradan anlıyoruz ki ciri'nin hikayesindeki calanthe 50 yaşının üzerindeyken geralt'ın hikayesindeki calanthe 11-12 yaşında yani arada yaklaşık 40 yıl var.

    yennefer ve geralt zaman çizgisi arasındaki farkı da kral foltest sayesinde öğreniyoruz. geralt, foltest ile karşılaştığında kral 50-60 yaşlarında iken, büyücüler locasının hükümdarlara verdiği davette kendisi henüz 12-13 yaşlarında bir çocuk ve bu sahne yennefer'i köyde ilk gördüğümüz sahneden yaklaşık 10 sene sonra. bu durumda yennefer'in hikayesi başlama noktası olarak en eski sonra geralt ve dizinin bugünü olarak da ciri'nin hikaye çizgisini izliyoruz.

  • ekonomimize göre normal, bana göre kol gibi hesaptır orası ayrı da masaya tespih koyup, kart oynadığın mekanda san sebastian cheesecake yemek nedir lan? sen asıl onun hesabını ver*

  • adam 90 dakika boyunca 4 net toplam 6 kurtarış yaptı.takım arkadaşlarından biri de gidip gel altay bi öpeyim seni demedi ya.ersin sosa'nın frikiğini çıkardıktan sonra 3 takım arkadaşı tebrik etti.bir fenerbahçe taraftarı olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki fenerbahçe'nin takım olmakla alakası olmadığını gösteren bir detaydır bu.

  • 1903 istanbul'da dogdu

    1915 futbol oynarken ayak bilegini kirdi, hafif topal kaldi

    1918 annesi, kendisinden ispanyol nezlesi mikrobu kaparak vefat etti. babasi genç bir hanim ile evlendi. fikret mualla evde çikardigi huzursuzluklar nedeniyle teyzesinin yanina gönderildi

    1921 münih'teki güzel sanatlar akademesinde egitim gördü

    1922 berlin'deki güzel sanatlar akademisine girdi

    1926 egitimini tamamlayip türkiye'ye döndü

    1927 bir dönem okudugu galatasaray lisesi'ndeki ögretmenliginden, "bu maasa yerime çaelisacak baska enayi bulun" seklinde bir mektup yazip istifa etti

    1928 alkol sorunlari nedeniyle berlin'de tedavi gördü

    1930 ayvalik ortaokulu'ndaki resim ögretmenligi görevinden "elektrigi olmayan bir sehirde resim hocasina da ihtiyaç yoktur" diyerek istifa etti

    1935 chp genel sekreteri recep peker'den devlet büyüklerini toplu halde gösterecek bir pano siparisi aldi. resimleri jiletle kesti

    1936 yabanci bir ressamin atatürk portresini sertçe elestirdi. karakollara düstü. sonunda bakirköy'e sevk edilerek cezadan yirtti. burada da neyzen tevfik'le oda arkadasi oldu. neyzen'in bugün çokca bilinen portresini yapti.

    1939 uluslararasi new york sergisine, abidin dino'nun önerisi üzerine istanbul semtlerini gösteren 30 kadar resmi ile katildi.

    1939 babasindan kalan mirasla paris'e gitti. picasso gibi bir çok ünlü ressamla tanisti.

    1940 haziran ayinda nazi ordulari paris'e dogru ilerler herkes kentten kaçarken, mehmet ali aybar'in türkiye'ye kaçis teklifini reddetti. beyin kanamasi geçirdi, sol ayagi tutmuyordu. sürekli adi geçen meshur madam angels tarafindan alp daglari'nin güneyinde küçük bir köy olman reillanne'e yerlesti.

    1967 19 temmuz'da reillanne'de 64 yasinda öldü. köyün kimsesizler mezarligina gömüldü.

    1974 naasi türkiye'ye getirilerek karacaahmet mezarligi'na nakledildi.

    (istanbul modern'den asirilmistir)

    çalismayi hiçbir zaman sevmemis, sürekli resim yapmis, gerçek bir bohemmis usta. kendisine uzatilan elleri hep geri çevirmis, "az para, elektrik yok burda" gibi bahanelerle çalismaktan kaçinmis adam. devleti otoriteyi hiçbir iplememis, hatta bu yüzden hapse düsmek üzereyken, degerini bilenler tarafindan akil hastanesi kilifi ile mapusa düsmekten de yirtmis kisi. tam bir yurtsuz, dünya vatandasi aslinda. fransa'da yasamayi ve belki de ölmeyi seçmis. lakin kendi istegi üzerine ölümünden sonra istanbul'a gömülmüs.

  • bugün annem " barışma ihtimaliniz yok mu? ben size vereceğim evi hazırlamış, işsiz kalırsanız sermaye veririm iş kurarsınız diye para ayırmıştım." dedi.

    hani donup kalınır ya bazen. kaldım öyle bi an, kafamdan binlerce şey geçti. " aldatıldım, başkasına gitti anne" dedim en sonunda. sonra ağladı annem. bana kıyamazmış öyle dedi. teselli etti beni ağlarken.

    annemi ağlattığın için ilk defa nefret ettim senden. o da bi anlık, "mutlu olmaz umarım" dedim. sonra kıyamayıp "yok yok olsun tabi lan." dedim.

    beni ne hallere düşürdüğünü bilmiyorsun bile belki. onunla mutlusunuz. vicdanınız bile sızlamıyor, biliyorum.

    insan insana bunu yapar mı?