hesabın var mı? giriş yap

  • küçüklüğümü hatırlatan durum.

    annem küçükken aşure dağıttırırdı, asosyal bir çocuk olarak zille basmadan geri döner "anne evde yoklarmış" derdim.

    aynı.

  • yakın bir dostuma güzel bir müşteri memnuniyeti deneyimi yaşatmış market.

    arkadaşım kanyon'daki mağazalarında gezinirken yere düşüp kırılmış bir ürünün ıslak zeminine basarak kayıp düşüyor ve şans eseri fiziksel olarak ciddi bir yaralanma yaşamıyor (ama 2 hafta topalladım dedi) bu esnada cep telefonu kırılıyor vs.

    mağaza yetkilileri kendisi ile hemen ilgileniyorlar, özürler vs. neyse uzatmayalım dostum doktor kontrolüne gideceğim diyor, "beyfendi elbette gidin, her türlü masrafı karşılayacağız" diyorlar. türkiye şartlarında olayın sıcaklığı ile verilen bu tür sözler genelde tutulmaz ama duyduğu ağrı sebebi ile doktora gidiliyor, neyse bir şey yok.

    kırılan telefonunu tamir ettiriyor + doktor faturası mağazaya bir dilekçe ile veriliyor ve 10 gün içinde tüm masrafları ödeniyor.

    diyeceksiniz ki "ee yapılması gereken yapılmış", ekşi sözlükte o kadar çok rezalet okuyoruz ki, müşterisine gerçekten doğru muamele ve yaklaşım yapan yerleri de arada bir övmek lazım. hep sopa olmaz biraz da havuç verelim.

  • bir gemici gec vakit küçük bir otele gelmis. yer olup olmadigini sormus:
    - hiç boş yerim yok bu gece, demis otelci.
    gerçi iki kisilik bir odada tek yatagim var ancak pek tavsiye etmem.. cunku oteki yatakta bizim komi kalıyor, feci horlar kendisi.
    - ziyani yok, demis gemici, verin bana o yatagi..
    ertesi sabah gemici hesabi odemeye geldiğinde otelci sormus:
    - nasil uyuyabildiniz mi?
    - cok guzel uyudum.
    - yaninizdaki horlamadi mi hiç?
    - hic horlamadi.
    - ama nasil olur?!
    - odaya girince yanagindan "merhaba guzel cocuk" diye bir makas aldim, sabaha kadar gozlerini kirpmadan yatakta oturdu.
    - ...

  • bazı aşağılık şahsiyetler doğal seleksiyon yazıyor hala. umarım sizin çocuklarınız ileride "doğal seleksiyona" uğramazlar. keza onlar çocuk. adı üstünde.

  • izmir otobanında sakin sakin ilerlerken tuvaletim geldi, biraz petrol tesis ne varsa sağa sola bakarak yola devam ettim fakat uygun yer bulamadım. bir yerde dayanamadım aracı sağa çektim flaşörleri yaktım, sağ tarafta çalıların arasına girdim tam işemeye başladım arabanın arkasına bir tane corolla yanaştı. tüh ulan ayıp oldu diye utançla arabaya doğru yürüdüm.

    corolla'dan bir tane adam indi beyefendi ehliyet ruhsat dedi, gezici radara işerken yakalanmışım. bir süre neden ceza yazacaklarını düşündüler en son kabahatler kanunu çevreyi pisletmekten ceza yedim. polisler de ilk kez böyle bir ceza yazıyormuş. biraz güldüler sonra saldılar, devletin elinde işerken görüntülerim var ilerde şantaj yapabilirler.

  • mesela hollanda'ya okumaya/calismaya/gezmeye geldiniz. bi sehrin merkezine gidin bakayim, eger sehirde hema yoksa donun odaniza/evinize toplayin valizinizi, aynen nerden geldiyseniz oraya atin tekrar kendinizi. hema barindirmayan hollanda sehri kimseye yaramaz, o kadar diyeyim.

  • gurbetçi bir vatandaşın muhtemelen gözyaşları icinde yazdigi hasret cümlesi.

    https://scontent-otp1-1.xx.fbcdn.net/…0&oe=59500d59

    bu hasretlik bitmeli kardesim. sat oradaki evini, arabanı. gel büyük turkiye'ye.

    orada yillarca cok aci cekmissindir, büyük turkiye'nin sefasını biraz da sen sür.

    elin gavuruna meraklı değilsin ya?

    gel yerleş vatanına, bitsin bu hasret.

    yiyor mu öhm pardon var misin?