ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ak-saray
-
öncelikle;
(bkz: romanya parlamento binası) ve (bkz: nicolae ceauşescu)
(bkz: ak-saray) ve (bkz: recep tayyip erdoğan)
umarım sonları da benzer.
tekrar başlaması istenen diziler
-
(bkz: avrupa yakası)
yaran tweet'ler
-
"amina nasıl bir isimdir ya çok mu düşünmüşler acaba ? - ne koyalım ? - amina koyalım."
2015-2016 lig tv teklifleri
finlandiya başbakanının skandal kıyafeti
-
merkel'in bir röportajı vardı; "evinizde yardımcınız var mı, kaç kişi" diye bir soru sordular.
çok net hatırlıyorum "yardımcım yok, bütün işlerimizi eşimle birlikte yapıyoruz" diye cevap vermişti.
"bu ceketi daha önce giymiştiniz" denildi, "ben devlet görevlisiyim, modacı değilim" dedi.
bazı ülkelerin oldukları, geldikleri yeri anlamak adına inanılmaz bir röportajdı.
bu da onun gibi, elbisenin fiyatı zerre anlam ifade etmez kendini bilen insanlar için.
"itibarın tasarrufu olmaz" gibi sözler, lüks yaşam sevdası vs tamamen geri kalmış ülkelerde oluyor.
odtü'de devrimcileri dövüp dövüp atıyorduk
-
kürşad tüzmen'in gençliğinde yaptığını iddia ettiği şey: http://www.hurriyet.com.tr/pazar/20777197.asp
--- spoiler ---
son dönemde sanki çıldırmış gibisiniz...
- zaten çıldırmış adamım. ‘şu çılgın türkler’i okumadınız mı? atatürk de bir çılgındı. odtü’de ülkücüydüm. devrimcileri dövüp dövüp atıyordum. iki ülkücü vardı: biri kürşad tüzmen, diğeri üzeyir kaptan. ikimiz, 10 bin kişilik okulu sustaya çevirmiştik. zafer çağlayan diyor ya, “eskiden tanışıyoruz” diye. o zaman ülkücüydü, şimdi “kürt’üm” diyor; fark etmez, ülkücü türkücü... odtü’den gider, yükseliş’te onları dayaktan kurtarırdım.
--- spoiler ---
dediğine göre iki ülkücü olarak 80'lerde 10bin'lik odtü'yü dize getirmişler.
(bkz: tutmayın küçük enişteyi)
e. imamoğlu'nun öğrencilere kadın pedi dağıtması
-
imamoğlu'nu sevmeyen biri olarak herhangi bir gariplik görmediğim olay.
kadınlar ayda bir adet görüyorlar ve bu pedleri kullanmaları gerekiyor arkadaşlar, bu saklanması ya da utanılması gereken bir sır değil.
düz vites araçla dik yokuşta durmak zorunda kalmak
-
bu kadar araba kullanmayı bilmeyen insanla birlikte aynı yolda araba kullandığımı farkettiğim için gerçekten gerginim. bir süredir yokuşta kalmayla ilgili başlıklar açılıyor, entryler kasılıyor.
hiç biriniz mi araba kullanmayı bilmiyorsunuz be?
bas frene (ayak freni! ) kalkacağın zaman debriyajdan ayağını yavaş yavaş çekmeye başla, (bak frenden kaldır demedim ayağını mal mısın?) araba titremeye başlayınca, devir göstergesi aşağıya doğru hareketlenmeye başlayınca frenden ayağını yavaşça çek, hiç bir hareketi hızla yapma ki heyecanlanma! frenden çekince de gaza bas! bu kadar basit bir olay için yaratılan şu kaosa bak ya!
onların 100 euro'su bizim 100 tl'miz
-
ikisi de aşağı yukarı kendi ülkelerinde aynı işi yapan insanlara verilen paralardır. yani bir öğretmen türkiye de 100 tl kazanmak için çalıştığı süreyle, almanya’da bir öğretmenin 100 euro kazanmak için çalıştığı süre aşağı yukarı aynıdır. bu durumda türkiye’deki öğretmenin alım gücü almanya’daki öğretmene göre aşağı yukarı 6-7 kat daha azdır. yani kimse salak değil merak etme. insanlar döviz kurlarını karşılaştırarak bir sonucu varmıyor. alım gücüne bakıyor. sen de gelip burda 5 euroya trollük yapıyorsun.
edit: çok mesaj geldi. ben sadece şunu demek istedim: birebir nominal değerlerle karşılaştırınca da zaten 6 kat civarı alım gücü farkı çıkıyor. yani 100 tl ve 100 euro karşılaştırmasını yapan insanlar da bunun farkında demek istedim. bir arkadaş şurada hesaplamış. isteyen bakabilir.
grand yazıcı uludağ
-
influencer denen gerizekalılara prim vermediği için ilk fırsatta kalacağım oteldir.