ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
keriz gibi 30bin tl'ye bedelli yapmış efsane nesil
-
2011 yılında çıkan bedelli kararı sonrası varını yoğunu ortaya koyup, yetmediyse kredi çekip 30bin tl'ye bedelli askerlik yapan efsane nesildir.
ancak acı olan, tam üç yıl sonra torunları neredeyse yarı bedele 18bin tl'ye bedelli askerlik görevlerini yerine getirmişlerdir.
olum dedik o kadar telefon çıkar çıkmaz alınmaz, fiyatı düşer. biraz bekleyecektiniz, kıpır kıpırsınız aq :)
tarlada bir gecede beliren gizemli daire
çatlak şanzel
-
öncelikle kendisini tanımıyorum. videoyu izlemedim. kendisi hakkındaki bilgim son dönemde debeye giren girdilerden ibaret. fazla da bilgim olmasını istemiyorum.
yakınının ölme sebebinin doktor hatası olduğu sadece kendi iddiası, kanıtlanamayacak bir durum. ama kendisinin katil olduğu kanıtlanmış ve kendisi tarafından da itiraf edilmiş bir gerçek.
böyleyken kendisi ile nasıl empati yapılabilir? empati yapmamız neden bekleniyor?
ne kendisi ne de başka bir katil ile empati yapmayı düşünüyorum. hayatta herkes kadar acı çekiyor, herkes kadar sinirleniyor, herkes kadar öfke nöbeti geçiriyorum. babamın hastalığı sebebi ile ömrümün yarısını cerrahpaşa’da geçirmiş durumdayım. gırtlak kanseri başlığı benim girdilerimle dolu. yaşadığım hiçbir şey karşımdaki insanı öldürmem gerektiğini düşündürtmedi.
ben ölmüş olan doktor ve ailesi ile empati yapabilirim ancak. çocuğum bir psikopat tarafından öldürülse, çocuğumun katilinin cezası okuduğu yıl kadar bile olmasa, çocuğumun katili yıllar sonra bir programa çıkarılsa ve olayı anlatıp kahkaha atsa, kahrolurum.
son sözüm armağan çağlayan‘a; buraya geldiğinizde sadece merak ettiğiniz kişilerle röportaj yaptığınızı ve yapacağınızı söylemiştiniz. bir katili merak etmenizi anlamıyorum orası başka da. “ben bu kahkahayı atarken öldürülmüş insanın ailesi ne düşünür?” diye de merak ettiniz mi hiç? ben ettim. ve size olan tüm saygımı yitirdim.
edit: gelen mesajlar için teşekkür ederim. babam hayatta ve iyi durumda. bu konuda çoğunuzla aynı fikirde olmamıza sevindim, sevgiler.
gake no ue no ponyo
-
insanlıktan sıkılıp denizleraltına terfi etmiş bir babayla, kırmızı saçları kıvrım kıvrım afet ül muazzam bir annenin serseri mi serseri küçük deniz kızları ponyo'nun hikayesi anlatıyor. (ben de serseri ve deniz kızı laflarını ilk defa yanyana kullanmış oluyorum).
filmin en keyifli yanı ise, denizi ve denizin altındaki dünyayı miyazaki'nin gözünden izlemek.
cem yılmaz
-
bu sabah, bahçeköy bilice börekteydi tek başına kahvaltıya geldi 200 kişi foto için sıraya girdi 10 dakika içinde, en son " - bari benim çayı da biri içsin" dedi tebessümle, üzüldüm adamın o durumuna vallahi, sevilmek, ünlü olmak iyi güzel de (ben de çok severim ayrıca) bi rahat bırakın adamı yahu bi pazarı var insanın....
23 haziran 2019 binali yıldırım'ın ağlaması
7 senelik ilişkinin bittiği gün
-
zamanında 9 senelik ilişkisi bitmiş biri olarak söyleyebilirim.
winter is coming
benim ruhum değişti. başka biri oldum. resmen karakterime, kalbime, vicdanıma kış geldi. bir daha da asla eskisi gibi olamadım. yaşadığım tüm süreci yazıcam bi ara.
türk gencinin ömrünü mahveden üç şey
-
1- recep
2-tayyip
3-erdoğan
yaran fıkralar
-
bir amerikali, bir ingiliz ve bir iraklı barda oturmuş içki
içiyorlarmış.
amerikali içkisini bitirince bardağı havaya firlatmiş, silahını çıkarıp
bardağa ateş edip parçalamış:
"bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz amerika'da aynı bardakla iki
kere içki içmeyiz" demiş.
ingiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve
ateş ederek bardağı parçalamış:
"bizim ingiliz kumsallarında bardak yapacak cam için o kadar çok kum
vardır ki, aynı bardakla iki kere içki içmeyiz" demiş.
bunun üzerine iraklı da buz gibi soğukkanlı bir şekilde içkisini
bitirmiş, bardağı havaya fırlatmış, silahını çekip amerikali ve ingilizi
vurup öldürmüş:
"bağdat'ta bu ingiliz ve amerikalılardan o kadar çok var ki, biz aynı
adamlarla iki kere içki içmeyiz"
hans-ulrich rudel
-
2. dünya savaşı esnasında alman saflarında bombardıman uçak pilotu olarak savaşmış savaşçı.
20 yaşında alman hava kuvvetlerine girmiş ve iki sene sonra kıdemli bir askeri öğrenci olarak zorlu yeni teknikler öğrenmiştir. oldukça başarılı kabul edilen rudel, eğitim amacıyla başka bir okula nakledilmiş ve eğitimine orada devam etmiştir. bu sırada eğitim sürecinde üçüncü senesini tamamladığında teğmen rütbesine atanmıştır.
2. dünya savaşı sırasında ise polonya seferlerine gözlemci olarak katılmış ve bu sırada 2. sınıf demir haç madalyası kazanmıştır. bunu üzerine üstteğmen olarak britanya savaşına geçmiştir.
rudel, sovyetlerin almanya'yı işgal ettiği sırada, sovyetlere karşı gösterdiği üstün zaferler 1. sınıf haç madalyasını da kazanmıştır. işgal esnasında sovyetlere karşı gösterdiği en önemli başarılardan biriyse 1000 kg'lık mermi ile sovyet savaş gemisini batırması diyebiliriz.
savaş esnasında defalarca yaralanmasına rağmen asla savaşmak vazgeçmemiş, sürekli uçuşa devam etmiştir. savaş hayatı boyunca gördüğü en ciddi tehlike ise 40 mm'lik kabuk parçasının uçağına çarpmasıyla sağ ayağından yaralanmış ve zorunlu olarak alman hatlarına inmiştir. birlikte uçtuğu arkadaşı tarafından kanaması durdurulmuş ve ölümden bir kez daha kurtulmuştur. tabii bu sırada bir bacağını kaybettiğini de belirtmek lazım.
bu kadar başarı ve hayatını almanya için tehlike atması hitler'in gözünden kaçmamış. kendisine savaşmaktan vazgeçmesini ve diğer insanlara örnek olması için hoca olarak ders vermesini söylemesine rağmen rudler savaşmaktan vazgeçmemiş ve yine uçuşlara devam etmiştir.
savaş esnasında 2530 kere yapmış olduğu uçuşla düşman saflarında yaratmış olduğu zararı somutlaştırmak gerekirse:
- 519 rus tankı,
- 1 savaş gemisi,
- 1 destroyeri,
- 70 bot,
- 800'den fazla motorlu araç,
- 7 savaş uçağı,
- rus sabit hedeflerine ağır hasar,
- 150'den fazla topu imha etmiştir.
stalin tarafından kendisi için 100.000 ruble ödül konulan rudel, savaş bittiğinde sovyetlerin eline düşmemek için 1945 senesinde abd'ye teslim olmuş ve 11 ay esir olarak tutulmuş. esaret süreci bittiğinde ise arjantine taşınmış.
savaştan sonra hayatı ise şöyle seyretmiş:
bir bacağı olmamasına rağmen kayak, tenis gibi birçok sporla ilgilenmiş. hatta ve hatta amerika'daki en yüksek tepe olan aconcagua'ya tırmanmıştır. kitap çıkaran, siyasetle aktif olarak ilgilenen rudler, ölmeden önce almanya'ya dönmüş ve başarılı bir iş adamı olmuştur.
1982 tarihinde ise vefat eden rudler'in cenazesine katılanlar nazi selamı vererek kendisini uğurlamıştır.
kaynak: https://tr.0wikipedia.org/…vsgfucy1vbhjpy2hfunvkzww
red kit'in esrarkeş olduğu gerçeği
-
durup dururken aklıma gelen durum.
kesinlikle kafası dumanlı bir karakterdir.
dikkat ederseniz ağzından küçük bir ot parçasını hiç eksik etmezdi.
- köpekle(rin tin tin) hayali konuşmalar.
- atla(düldül) hayali konuşmalar.
- gözler devamlı yumuk yumuk.
- kendi gölgesini vurmaya çalışmak.
- kızılderililerle içli dışlı bir yaşam. sanırım ot tedarik etmek için.
- bir kişiyi birden fazla görüyor. hem de boy boy. tam 4 tane.
bence bunlar yeter
ramazanda yemek yeniyor diye dizi seti basmak
-
keske bi afet olsa hicbirimiz kurtulamasak veya topraklarimiza atom bombasi atilsa da coluk cocuk komple telef olup yeryuzunden silinsek...
hititlilerin corumlulasarak yok olduguna kahrolan herkesin yukaridaki çözümümu dusunmesinde fayda var. saglam bir temizlik sureci, degerlendirmek lazim.
batisindan dogusuna saygisiz, hosgorusuz, katil, hazimsiz kisaca iğrenç bir toplum olmaktansa arazisinde yuzyillar boyunca ot bile bitmeyen toprak parcasinda cansiz kalmak en guzel cozum.
tüm üniversiteler ücretli olmalı
-
misal, 10-15 yıl önce öyle olsaydı ben üniversite okuyamayacaktım.
çünkü maddi imkanım yoktu.
kredi mi?.. üç kuruş öğrenim kredisi bile vermemişlerdi o zaman.
sonuçta, üniversitede okuyamayacaktım.
şu anda yaptığım mesleği yapamayacaktım.
tanıdığım benim gibi onlarca arkadaşım gibi...
çok muhtemeldir ki, çocuğuma da üniversitede okuma şansını, yani parayı sağlayamayacaktım.
işçi çocuğuydum.
işçi olarak kalacaktım.
çocuğum da öyle kalacaktı..
ama aldığım her nefes için vergi ödemeye devam edecektim.
peki her bir boku devletten parayla satın alabileceksem, ben neden bu kadar çok vergi ödüyorum anasını satayım? bir tek polisin copu mu bedava kamu hizmeti olacak bu ülkede?
mavi tik
-
(bkz: kuzenim okumuş)