ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: kuzenimin düğününü katlettim amk
entry: abi kuzenimin düğünü vardı haftasonu. çekmişim takımı üstüme en fiyakalısından pistte oynuyorum akrabalar eş dost tanıdığım tanımadığım sürüyle insan var yanımda. benim alkolle pek aram yoktur arkadaşlar hemen arabaların oraya bişeyler içmeye gittiler ben devam ediyorum oynamaya, neyse o an silah attılar 4 5 el.
yanımda oynayan kız korktu oturmaya giderken dirseğiyle göğsümün oraya dogru vurdu yolu açmak için.
bundan 4 5 saniye sonra hiç tanımadıgım bi kız 'abi vurulmuş' diye bağırdı amk beni göstererek. ulan herkes bana baktı bi anda gömleğime bi baktım göğsümün o taraf hafiften bi kan dedim noluyoruz amk?
herkes üstüme hurra ben korkudan ahh diye bağırıyorum amk, millet çığlık çığlığa ağlıyolar koşturuyolar falan. hemen arabaya bindik bi tane gidiyoruz ama bende pek bi acı yok kımseye bişey diyemiyorum şoktayım,
hastaneye gittik beni sedyeyle acile alırlarken yanımdakilerden de bilgi oluyolar işte nasıl oldu falan filan.
abi benim gömleği kestiler bi baktılar kanın olduğu yere hayvan gibi sivilce vardı amk kızın dirseği gelince o patlamış. kurşun murşun hikaye yani amk bildiğin sivilce patlaması. herkes bana bakıyo ne diceğimi bilemedim, düğün müğün kalmadı yani yarıda kaldı herşey.
apple'ın beyaz eşya işine girmesi
-
bu gelişmeyle birlikte a++ teknolojisi yerini s++ teknolojisine bırakabilir zaar.
rte'nin bahçeli'ye uçma özürlüsü demesi
-
bu beyanattan sonra, kendisi de at üzerinde 3 kıtaya giden bir ecdadın torunuymuş, bunu da ekledi utanmadan. sen ve at tayyip, sen ve at. bir daha düşün?
medreselerde bilim yapılıyordu sanmak
-
belli bir dönem sonrası için sanrıdan ibarettir evet.
islam dünyasında 800-1200'lü yıllar arasında ciddi bilimsel çalışmalar yapılıyor, bilimsel alanda önemli keşiflere imza atılıyordu evet. ancak, daha sonraki yıllar için malesef bunu söyleyemeyiz. 1.300'lü yıllardan itibaren medreseler sadece dini eğitim veren kurumlara dönüştü. istisnalar var mıydı? elbette vardı...
ibn-i sina islam'daki "bilim çağı" denilen dönemin bir ferdidir. 900'lü yılların sonunda doğmuş, 1037'de ölmüştür.
el harezmi de yine 770-840 yılları arasında, yani yine o "altın çağ"da yaşamıştır.
biruni 900'lü yılların sonu, 1000'li yılların başında yaşamıştır.
ebu'l vefa el-buzcani de 900'lü yılların bir bilim insanıdır.
zekeriyya razi 800-900 yılları arasında yaşamıştır.
el cezeri, 1100-1200'lü yılların bir bilim insanıdır.
cabir bin hayyan da 700-800'lü yıllar arasına tarihlenen bir bilim insanıdır.
hazini'nin yaşadığı tarih de 1100'lü yıllardır.
ibn-i heysem de tahmin edeceğiniz gibi 900-1000 yılları arasında yaşamıştır.
kindi'nin yaşadığı dönem de 700-800'lü yıllar arasıdır.
istisnalar var mı? evet var; 1200 yılına kadar yüzlerce büyük islam bilgini gösterebiliyorken, 1200'den sonra geçen 800 yılda bir elin parmaklarını aşmayacak kadar kişi gösterebilirsiniz. öyle ki, bir mimarı bile bilim insanları arasına katmak zorunda kalırsınız; sayı kabarsın diye.
müslümanların konu osmanlı ve islam dünyasındaki eğitim sistemi olduğunda sinirle "bak bizde şunlar şunlar var" diye saymaya başlamaktansa, ne oldu da 1100-1200'lü yıllardan sonra o muhteşem bilim insanları yetiştiren medrese sistemi bozuldu ve sadece din adamı yetiştirir hale geldi diye sorgulamaları gerekir.
osmanlı'nın eğitim sistemi fecaattir. 600 yıl boyunca, çoğu kendi çabasıyla bir yerlere gelen bir avuç bilim insanı haricinde ortaya bir şey koyamamıştır. dolayısıyla bizim "medrese" diye bildiğimiz yerlerde bilim falan yapılmamıştır. haa, 900-1000 yıl öncesinden örnek verebilirsiniz, ancak o örneklediğiniz bilim insanları "medrese" kültüründen gelmiyor. o günkü eğitim kurumları ile medreseler arasında dağlar kadar fark vardı.
tanzim ile 70'lerdeki kuyrukları kıyaslamak
-
70 lerde ne karnesi lan.
o karne mevzusu 1940 ların ikinci dünya savaşı atmosferinde ülkeye ithalat engellenir de burada ne yer ne içeriz ne zaman biteceği de belli değil diye yapılan bir şeydi.
bir de aklı sira gezi mezi esprisi yapmış.
neyse gülün geçin.
atatürk'ün tsk arşivinden çıkan yeni görüntüleri
-
ben anlamıyorum lan. 35 yaşındayım, kendimi bildim bileli her yıl atatürk'ün yeni görüntüleri çıkıyor.
olm napıyosunuz, tüm arşivi buldunuz da parça parça mı piyasaya sürüyorsunuz, yoksa harbiden yeni yeni mi keşfediyorsunuz? yemin ederim tsk pazarlamanın dibine vurmuş.
bekar kalanın bir problemi var demektir
-
evet bir problemim var;
gss prim borcu
asgari ücret
istanbul'da ev kiralarının çok yüksek olması
özel sektör maaşları
söz nişan kına düğün
açlık sınırı
aa bir değilmiş daha da sayılırmış. senin ben 100bin kere 20 binine koyayım ben senin.
how i met your mother
-
6x13'te barney'nin doktor kılığına girdikten sonra sakalı koparılmış hali aşırı şekilde kürşat tüzmen'e benziyor.
http://img801.imageshack.us/…etyourmothers06e13.jpg
http://25saat.com/…ploads/2012/06/resim247667_2.jpg
edit: ikisi de give me five demiş ya lan.
ny times'ın erdoğan'ın korumalarını afişe etmesi
-
polis'in yabancı bir ülkede göstericileri dövmesini "alt tarafı kendi pkk'lı beslemelerinize iki kötek atıldı" diye küçümseyen medeniyetsiz zihniyetiniz yüzünden tüm dünyada 2. sınıf muamelesi görüyoruz ülkece.
ukrayna'nın 38 ton domatesi geri göndermesi
-
a haber: halkımız domatese doyacak.
bilkent üniversitesi
-
benim ödediğim vergiler sayesinde kaldırımdan yürüyenler burayı eleştirenleri eleştiriyor. in lan o kaldırımdan. it. ben verdim parasını.
yalnız yaşamaya alışmış insan
-
tek başınalıktan dolayı zamanla donanım kazanır.
sigorta sarmak(eskiden vardı böyle bir şey), musluk contası tamiri, anten ayarlama, ay sonlarında mutfaktaki üç alakasız şeyle yenebilecek lezzette yemek yapma gibi konularda kendine yetecek denli bilgi sahibidir.
kriz anlarını daha kolay savuşturur, sakinliği ve evinin huzurunu sever. dağınık ya da toplu kendine ait bir düzeni vardır. kendi kaosuna hakimdir. bu kaos içinde tuzluğun yeri değişse sinirlenebilir, normaldir.
bulaşık makinası kullanıyorsa ilk bardak rafı dolar. tencere yemeği yapınca iki günden sonra kalan yemek sürünür. arada gaza gelip kiloyla meyve alır, ilkinden sonrası buzdolabında unutulur.
pijamalarını, sünmüş ve yıkanmaktan incelmiş giysilerini sever. rahatına düşkündür. büyük temizliği de idareten olanı da bilir. evinin huyunu suyunu, çıkardığı sesleri bilir. en ufak bir yabancılıkta kulakları diker. yabancı sesini bilir ve hoşlanmaz.
kendi kendini oyalamayı, idare etmeyi ve bir yalnızlık level'ı üstünde de sevmeyi bilir.