hesabın var mı? giriş yap

  • lise 2.. latince sınavı.. soru: "latince bir deyim yazınız"
    istenen cevap: veni vidi vici türünde ünlü bi söz
    arkadaşın aklına hiçbişey gelmedi... o da türkçe bi deyimi alıp çat pat latincesiyle latinceye çevirdi! deyimin türkçesi: "herkes gider mersine ben giderim tersine"
    latincesi: "omnis alea mersinae alea versae"!
    bütün bu emeğe karşı puan yok...

  • müziğin ulaşabileceği en uç noktadır jazz... hakkıyla dinlemesi çalması kadar zor olan müziktir... dibi olmayan bir kuyuya, veya sonu olmayan bir uçuruma kendini bırakıvermektir jazz... düşmenin hazzını, çarpma endişesi olmadan yaşatan müziktir... yüreğin ifade etmekte zorlandığı duyguları, parmakların ifade etmekte zorlandığı notalarla anlatmaktır jazz... matematiği edebiyatla dans ettiren müziktir... çalan kişinin duyguları ile parmakları arasından çekilip havada uçuşan notaları izlemesidir jazz... dinleyen kişiyi kulakları ile duyguları arasından çekip alan müziktir...

    jazz, müziğin simyasıdır...

  • bu özür dile diyenlerde gram beyin yok. dizide "ne arıyorsun dağ başında?" diyen kişi sosyete ortamında büyümüş, bu ortamın dışına çıkmamış varlıklı bir kadın. bu senaristin veya oynayan oyuncunun kendi düşüncesi değil, bir karakterin repliği. aradaki farkı ayırt edebilmek pek zor olmamalı.

  • 10 gün önce ülke başkentinde ana muhalefet lideri diri diri yakılmak istenen ülkede yaşayan orta dogulularin komiklik yaptığı başlık.
    7 haziran - 1 kasım ülke tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yasamamis gibisiniz.
    3 yıl önce kendi elleriyle besledikleri cemaatçi grup tarafından darbe girişimine maruz kalmamış gibi şakalar yapabiliyosunuz.
    seçim sonuçlarını kabul etmeyen bir diktatörün ülkesinde yasamiyormuscasina baskalarinin az gelişmisligiyle alay ediyosunuz.
    sizin bu ağlanacak halinize gülen şımarıkliginizla kim alay etsin acaba?

  • umberto eco'nun efsane romanından uyarlanarak sean connery'nin müthiş oyunculuğunu sergileme şansı yakaladığı filmdir. geçtiği dönemi çok güzel yakaladığını düşündüğüm bu film, gerçekçiliğe ve görsel estetiğe de sahiptir. filmle ilgili tek komiklik ( o dönem için gerekli bir ayrıntı olmasına rağmen ) sean connery'nin saç tipidir. ortası delik bir saksıya benzettiği kafasını sayın connery her sahnede izleyicinin gözüne sokmaktadır.

    kiliselerin ve din adamlarının hakimiyetini kabul etmiş orta çağ avrupasında, gülmenin günah sayıldığı için yasak olması ve güldüren kitapların da okunmaması için zehir sürülmüş sayfalardan oluşturulması detaylarını barındıran bu film, ağır tempoya sahip ancak kesinlikle sıkıcılıktan uzaktır... merak unsurlarıyla izleyiciyi kendine bağlar, dolayısıyla herkesin izlemesini tavsiye ederim.. özellikle de ortaçağ tarihini merak eden ve sevenler için..

  • manyak counter haritası olur buradan. gece halinden ama. böyle sarı ışıklar, karanlık biten yollar. uzaklardan gelen bağırma ağlama sesleri. bilemedim. yaksak mı acaba burayı.

  • taraf'ın yazı işleri müdürü.

    defne joy evinde fenalaşınca doktor bulmak için sokağa çıkmış, bulamayınca geri dönmüş.

    işte sağa sola akıl verenler bunlar..