hesabın var mı? giriş yap

  • konvansiyonel ve dijital medyada alkollü içeceklere reklam yasağı uygulanmakta olan 2020’li yıllar türkiye’sinden bakınca insanı derin düşüncelere sevk eden efemera.

    inhisarlar idaresi* tarafından ağustos 1941’de basılan, hedef kitlesini kadınların oluşturduğu ve içerisinde yer alan yazılar ve çizimlerle biranın faydalarını ve besleyiciliğini vurgulayan broşür, her iki yüzü üzerinde inhisarlar idaresi logosu bulunan dolu bira bardağı formundaki bir kabın içinde yer alıyor: 1

    kabının iç kapaklarında da yazılar ve görseller bulunan broşürün ön iç kapağına, dönemin cinsiyetçi diliyle kadınlar için “kocanızı memnun etmek istediğiniz takdirde” başlığıyla birtakım tavsiyeler sıralanmış:

    •seyrettiği bir filmin nasıl olduğu veya yaz tatilinin nasıl geçtiği kendisine sorulduğu zaman hemen atılıp onun hesabına cevap vermeyiniz.
    •ufak tefek kusurlarını misafirlerinizin önünde yüzüne vurmayın.
    •ona kendinizden evvel kendisinden bahsediniz. işleri hakkında sizinle konuşurken daima onu takviye ediniz ve kat’iyen “senin yerinde olsaydım ben” diye konuşmayınız.
    •arkadaşınızın kocasının yaptıklarını mütemadiyen kendisine anlatmayınız.
    •bilhassa hava çok sıcaksa, ona bir bardak soğuk bira ikram ediniz.* 2

    kabın arka iç kapağında ise, “yorulduktan sonra bira serinletir” ibaresiyle at sırtında bir kadın illüstrasyonu mevcut. çizimin altına malt hülâsasının sağlık için yararları not düşülmüş:

    “malt hülâsası

    iştiha açar. daha fazla yemek yedirir. sıhhatin idamesine, vücudün neşvünemasına yardım eder.

    hastalıklardan sonra, nekahat devresinde bütün zayıflara, kuvvetsizlere şayanı tavsiyedir.

    lokantalarda açık bira isteyiniz” 3

    18 sayfadan mürekkep broşürün içindekiler ise kapağına sıralanmış: 4

    yemekler
    11 yemek
    23 çerez
    10 sos
    işlerinizi kolaylaştıracak 13 formül 5
    her bayana yarayacak faideli bilgiler 6
    vitaminler hakkında malûmat bkz. 6 numaralı görsel
    güzellik reçeteleri 7
    inhisar mamulâtı fiat listesi 8
    baharatın ve otların yemeklerde rolü 9
    mutfakta bilinmesi lâzım olan faideli bilgiler 10

    broşürün ilk sayfasını çevirdiğimizde karşımıza çizimlerle desteklenmiş “toplantıda/lokantada/evde bira içiniz - bira besler/serinletir/neşe verir” sloganı çıkıyor. bir sonraki sayfadan itibaren “40 çeşit yemek - iyi bir yemekle bira içmek bir zevktir” başlığıyla, broşür içeriğinin hatırı sayılır bir kısmını oluşturan yemek, çerez ve sos tarifleri yer alıyor. 11 12 13141516

    yeni ismiyle tekel idaresi, temmuz 1951’de bu broşürü inhisar logosunu tekel logosu ile değiştirerek, içeriğini yenilemeksizin tekrar basmış. o tarihten sonra da bu formatta bir broşür karşımıza çıkmıyor.

  • gecenin köründe gelen bir telefonda "abla beni al, başım belada" diye kurulan kısa bir cümle sonucu müdürüme mesaj atmamla birlikte yataktan fırlayıp 3 saatte istanbul'dan ankara'ya ulaşmam ve tüm ev eşyalarını sabaha karşı arabaya taşımamla birlikte kardeşimi eve getirmem. ya da en küçük kardeşim üniversite de kara sevdaya tutulup kıza açılamadigi için akan gözyaşlarıyla kahrolmam ve bir yaz günü ta zonguldak'a kardeşimle gidip kızı bulup kavuşmalarını sağlamam en basit örneklerdir sevgiye dair. hayatınızı düşüncesiz davranışlarla ne kadar zora sokarlarsa soksunlar, abla dedikleri anda iki eliniz kanda da olsa da her zaman yanlarında olmaktır ablalık. bazen anneden de öte olabilmektir.

  • telefondan kasıt "telefon numarası" sanırım. hemen kontrol ettim, benim numaramda cinaslı kafiye var. demek ki apaçinin önde gideni, fenerle yol göstereniyim :/

    bir buçuk sene sonra gelen edit: ben bu entry'i yazdığımda başlıktaki 20. entry falandı. geçen zamanda yazarların hepsi uçurulmuş.. sıra bende mi acaba :s

  • ilk uzay uçuşunu 1964'de voskhod 1 ile yapmış kozmonot. bu uçuş ile şuradan görülebilecek düzen içerisinde birden fazla insanın katıldığı ilk uzay uçuşunu gerçekleştiren 3 kişilik ekipten biri olmuştur. pek çokları gibi uzay yarışı* uğrunda hayatını kaybedenler arasındadır.

  • gecenin kör bir vakti vefatını öğrendiğim babam, evin küçük bir odasında soğuk beton üzerinde yatıyor. beyaz bir örtüye sarınmış, kefen değil. dudağının kenarında bir tebessüm var, hala aklımda... her daim çatılmış kaşları ve kesmeye kıyamadığı sakalları yok. yanakları kırmızı. sanki her an olduğu yerden kalkıp "öğlene ne yiyeceğiz" diyecekmiş gibi, uyuyor gibi, şekerleme yapıyor gibi yüzüne bakınca. ama kımıldamıyor, konuşmuyor, susuyor.

    odanın kapısından bakıyorum. o yerde yatıyor ben onu izliyorum. hala bir rüyanın içindeyim gibi hissediyorum. biri beni dürtüp uyandırsın istiyorum. orda bekliyorum. çatılmış kaşları gevşemiş, dudağının kenarındaki tebessüm büyüyor gibi baktıkça.

    birileri omzuma dokunup dostça gelip geçiyor. kapıya dayanıyorum hala, bir yere dayanmam lazım, yıkılırım yoksa...

    hastalandığımız zamanlarda "durun ben sizi bir terletirim bişeyciğiniz kalmaz" diyen babam, buz gibi yatıyor. yanına sığışmak istiyorum. usulca yaklaşıyorum. elimi tereddütlü. korku değil bu, onun öldüğü gerçeği ile yüzleşmek. hani filmlerde görürüz ya öyle işte, dokunmakla, dokunmamak arasında kalıyorum. gözlerimi kapatıp elimi yüzünde gezdiriyorum. hala sıcak... bembeyaz, pırıl pırıl parlayan saçlarına dokunuyorum. bir ölüye dokunmak gibi değil bu. ölü gibi değil, ölmüş gibi değil. gözlerimi açıp saçlarını düzeltiyorum, kaşlarını. o kesmeye kıyamadığı sakallarından arta kalanları seviyorum. belki yaşarken sevemediğim kadar çok seviyorum babamı. o yatıyor, ben ağlıyorum. usulca çekiyorum elimi, elimde onun sıcaklığı, içimde ölümünün soğukluğu... ılık ılık ağlıyorum...

  • dersimiz: hayat bilgisi
    konu: insanları takdir etmek.

    (annesi 5 yaşındaki ege'ye işini iyi yapan insanları takdir etmek gerektiğini anlatmıştır. ege uygulamada...)

    evde, servis saatinde gelen apartman görevlisine:

    ege: engin abi tebrik ederim, kimse senin gibi çöp toplayamaz, senin sayende evimizi böcek basmıyor, sen olmasan çöp ev olurduk.

    ilaç getiren eczacı kalfasına:

    ege: sen olmasan hepimiz ölmüştük, doktor gibisin.

    lokantadaki garsona:

    ege: hepimiz senin sayende doyuyoruz, sofrayı da çok güzel topladın, aferin.

    lokantadaki müşteriye:

    ege: aferin, bütün yemeklerini bitirmişsin, göbeğin kocaman olmuş.

    lokantanın otoparkçısına:

    ege: vay canına, bütün gün arabamızın başında beklemişsin, çok iyi bir polissin sen, kıyafetin de çok havalı.

    bütün takdir edilenlerin ortak cevabı: puhahaha teşekkürler.

  • 100 etmez. ama araplar ve ruslar piyasayı böyle yoğurdu. e real madridin de gücü var. istedikten sonra alır. aldıktan sonra da 2 ay içinde çıkartır parasını. benim paramla 60 mio eder. he cebinde kaç para var diye sorarsan, 6.5 liram var. ama yarın maaşlar yatıyor akıllı olun lan. adam olun.