ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
21 cm'nin üstünde 5 saat zıplamak
-
lan allah belamı versin topuklu ayakkabıdan bahsettiğini entryleri okuyunca anladım. içimin bu kadar fesat olduğunu bilmiyordum. kız çok fena gaf yapmış yalnız, yazık.
boris pasternak
-
bir ressam(babası) ilen bir piyanisin(anası) birleşiminden doğmuş bir edip. önceleri şairdi, sonra sonra nesir neşretti. jivago 55 yılında bu adam tarafından yazıldı. tolstoylan filan da müşerref olmuştur bu bey. italya, almanya, ora bura senin benim dememiş dolaşmıştır. bol bol da çeviri yapmıştır. 1890’da doğup, 1960’da yoğolmuştur.
ayrıca bakınız https://www.britannica.com/…ography/boris-pasternak adresinden farkettiğimiz kadarıyla rahmaninov ile de bir kankilik durumu soz konusu
düzeltme icin uyaran https://eksisozluk.com/biri/kurguluhuzursuz‘a teşekkür
ekrem imamoğlu'nun eyüpsultan'da yasin okuması
-
ekrem imamoğlu'nun miting yapıp saldırı görüntülerini izletmek yerine gerekeni yapmasıdır.
ümmetin de böyle şehreminlere ihtiyacı var.
edit: hahahah şimdi de hatalı okudu diye çamur atıyorlar. sanki tekmili birden kıraatı aşere üstadı.
oğlum valla sizden bir cacık olmaz daha fazla kendinizi rezil etmeyin.
deniz gezmiş bugün yaşasaydı reklam şirketi olurdu
-
"...birçok kurum, aydın ve duyarlı insan idamın engellenmesi için imza kampanyaları düzenlediler, dilekçeler verdiler. dönemin başbakanı nihat erim, ‘pişman olduklarını söylesinler, kararı tekrar düşünelim’ dedi.
bunun üzerine deniz beni cezaevine çağırdı ve şöyle dedi: ‘biz suç işlemedik ki pişman olalım. bugün dışarda olsak yine aynı eylemleri yapardık. ne siz, ne de ailemiz bizim hakkımızda böyle bir dilekçe vermeyin’ dedi. biz de pişmanlık konusunda hiçbir girişimde bulunmadık. artık herkes idamı bekliyordu. ben ve diğer avukat arkadaşlarım evimizde elbiselerimizi çıkarmadan bekliyorduk. 6 mayıs gecesi kapımız çalındı. sivil bir görevli ankara savcısı fazıl bey’in bizi çağırdığını söyledi. kapının önünde duran resmi plakalı bir araçla ankara merkez kapalı cezaevi’ne doğru yol almaya başladık. kentin elektrikleri kesilmiş, her 20 metrede bir asker dizilmişti sokaklara. cezaevi avlusunda onlarca askerle birlikte cellatlar dahil toplam 7 sivil 3 gencin idamını izleyeceklerdi. o anı anlatabilmek için büyük bir sanatçı olmak isterdim, yaşadıklarımız gerçekten tarif edilmezdi. önce deniz çıktı sehpaya, ipi boynuna geçirmek istedi ancak başaramadı. son sözlerinden sonra sandalyeyi tekmelemek istedi. sandalye kendi etrafında 3 defa döndü ancak devrilmedi. cellat ayağının altından çekti sandalyeyi. ancak deniz’in ayakları masaya değiyordu. savcının ‘masayı da çek’ diye bağırmasıyla cellat masayı da çekti. deniz birkaç kez çırpındıktan sonra ipte ağır ağır dönmeye başladı. uzun süre nabzının atmamasını bekledik. ardından yusuf’u ve sonra da hüseyin’i getirdiler..."
http://www.gunaydinaliaga.com/…ws_print.php?id=2254
evet, doğrudur. deniz gezmiş yaşasaydı reklam şirketi olurdu. kendi ipini çeken, taburesini deviren adam basbayağı reklam yapıyordu çünkü. yirmi sene sonra kuracağı şirketin ilk temelini atıyordu. bu kadar basit bakış açıları. seviye bu derece düştü. adam boynuna geçen ilmiği göze almış, "pişmanım" kelimesiyle hayata dönmeyi elinin tersiyle itmiş sen hala reklam kokan hareketlerdesin ne diyeyim. ilkokul üç seviyesi bile sevimli bir şeye dönüştü yanıbaşınızda artık. cevap vermek zulüm olmaya başladı, bu basit düzeneğe konuşmak, sesin duvardan dönüşünü izlemek çok ama çok acı vermeye başladı...
---68'liler advertisement kuşağı sona erdi. beyaz show olanca hızıyla devam ediyor---
breaking bad
-
bu diziyi proje a$amasindayken hbo'ya kabul etmeyen o zamanin yetkilisini asitte eritmi$ler. haberi alan showtime yetkilisi de meksika'ya kacmi$. :(
armine harutyunyan
-
herkes neyin peşinde düpedüz çirkin ya bu kadın.yok şöyle yok böyle vay memleketi filan ne diyosunuz ya siz.net şekilde çirkin fotojenik olmayan bir insan.guccinin anlaşma imzalaması bu gerçeği asla değiştirmez.
19 eylül 2018 hepsiburada.com rezaleti
-
sabahtan beri sözlükte cirit atan hepsiburada’nın paralı trollerini sahneye davet ettiğimiz rezalet.
301 evler
-
"babanızı verin, dairenizi alın."
atatürk'ün fransızca konuştuğu görüntüler
-
türkiye cumhuriyeti'nin ilk first lady'si ünvanını taşıyan atamızın eşi latife hanım'ın da, istanbul arnavutköy amerikan koleji'nde ortaokul ve lise, paris sorbonne üniversitesi’nde de siyaset ve hukuk okuduğu göz önüne alınarak; her an eşine destek mahiyetinde yabancı dil konusunda yardımcı olabilecek kapasitede bir kişi olduğunu ayrıca hatırlatan görüntüler.
ingilizce ve fransızcanın yanı sıra, ispanyolca ve almanca bildiğini de iliştiriverelim satır arasında. önemli.
mehmet günsür
-
her şeyi iyi hoş ama az sonra sanki ''sultanım müsaadenizle ben starbucks a gidiyorum.'' diyecekmiş gibi bir aksanı olan er kişi.
gece bunaltan bir düşüncenin sabah önemsizleşmesi
-
hemen uyumayı gerektirir.
sabah her şey daha basit, anlaşılır, tahammül edilebilir ya da kabul edilebilir olacaktır.
bir de; gece tartışmayın, sabaha erteleyin.
(bkz: insan ilişkilerinde sık yapılan hatalar)
27 kasım 2021 sincan'daki halk ekmek kuyruğu
-
şu görüntüleri izledikten sonra kızdığım tek kişi mansur yavaş.
ya abicim neden ekmeği maliyetinden düşüğe satıp krizin vurucu etkisini göğüslüyorsun. sen sebep olmadın ki bu krize. bırak insanlar özgürce yaptığı seçimlerin bedelini ödesinler. burası sincan, %70'i düşündü taşındı seçimini bu yönde yaptı. adam 1.25 liraya ekmek almaya devam ettikçe "bakın demek ki zam falan yok, diğer her yer fırsatçı, bunlar hep dış güçlerin oyunu" deyip yoluna devam ediyor. sen unun, yağın, personelin güncel maliyetini girişe as 2 liradan sat ekmeğini insanlar bırak yüzleşsin tercihiyle.