ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
liseyi sevgilisi olmadan bitiren insan
2 bin liraya cep telefonu almak
-
birkaç sene önce ev değiştirirken benzerini bizzat yaşadığım hadise.
acayip bir heyecan var. güzel bir sitede, oldukça iyi sayılabilecek bir fiyata, tam da istediğimiz şekilde bir daire bulmuşuz. hanımla çok heyecanlıyız. araya tuhaf finansal dertler giriyor ama bir şekilde hallediyoruz.
ona göre çok uzun süre bizim kahrımızı çeken bazı ev eşyalarını da bu vesile ile yenilemek istiyor evin dişisi. tamam ulan diyorum. yepyeni bir hayat. resmen resetlicez yani. herşeyi...
yenilerin finansmanına biraz olsun katkıda bulunsun diye ikinci el eşya alanlara fiyat soruyorum kimse almak istemiyor. ya da ölmüş eşek fiyatının yarısını veriyorlar. sinir oluyorum . sahibinden sitesinde, zamanında çok özenerek aldığımız hatta neredeyse bir araba fiyatı bayılıp ve tamamen eski evimiz için özel olarak dizayn ettirdiğimiz eski koltuk takımını, camdan sehpaları, bütün ayakları kırıldığı için komple tamirden geçmiş yemek odası takımını ve takımın dibindeki aynalı konsolu (ölmüş eşek fiyatının yarısı*1.1) fiyatına satılığa çıkarıyorum. ulan diyorum, ihtiyacı olan birisi ucuza alsın, ikinci elcilerin elinde paralanacağına bir öğrenciye gitsin, hem bilirim adamı, anlatayım eşyaları, hatıralarını...belki o dda özenir bizim gibi...onlara iyi bakar...asıl derdim taşımaya hiç karışmamak, eşyalar hakkaten çok ağır ve büyük çünkü. gelsinler, eşyaları evden alsınlar...
akşam oluyor arayan soran yok. halbuki fiyat çok düşük...
allah allah diyorum, ilana giriyorum, bir mesaj 'abi hayırlı olsun, inşallah ihtiyacı olan birisi alır, keşke ben de alabilsem'
'e alsana kardeşim işte fiyatı bu' diyorum 'abi o benim için pahalı diyor, evleniyorum çok masraf oldu' diyor
cevap vermiyorum...birkaç gün geçiyor. eşyaların durumunu tam yazdığım için kimse aramıyor. arayanlar ise hem yarı fiyat teklif ediyor hem de ikinci elci çıkıyor... ne de olsa tamir görmüş masa, bi köşesi hafif sökülmüş koltukları istemiyorlar. bir de nedense telefonda konuşurken semti bile sormuyorlar ama dairenin kaçıncı katta olduğunu soruyorlar, beşinci kat deyince telefonlar hızla kapanıyor.. yani adam beylikdüzünden kartala gelebilir ama beşinci kattan düzgün şekilde eşya indiremez... iyice sinirleniyorum....
bu arada evlencek elemanla internette muhabbeti ilerletiyoruz. muhitini, düğün tarihini, yerini filan hepsini anlatıyor.
artık yeni eve taşınmamız lazım. eski evi de sattık, adamlar temizliğe gelecekler. tüm eşyalar taşındı bir bu satılıklar kaldı evde.
başka da teklif gelmeyince, adamı arıyorum, gel ulan diyorum, madem evleniyorsun, benim de katkım olsun sana... para da istemicem diyorum ama şartım nikah davetiyesi ve eşyalara hiç dokunmayacam...adam çok seviniyor.
ertesi gün geliyor. genç birisi. elinde davetiyesiyle birlikte. kimliğini de kontrol ediyorum. gerçekten de nikaha bir ay gibi bir süre var. mahalleden bir kamyonet bulmuş, şöför dahil üç kişiler ama şöför hiç bir işe bulaşmıyor. zaten güç bela ikna olmuş, arada soruyorum 'iyilik yaptın' diyor, 'evlenecek' diyor, 'zorla beni de ikna ettiler' diyor. sevabına gelmiş ama taşımaya karışmam demiş...
iki genç hevesle dalıyorlar eşyalara, ama her seferinde beş kat in çık asansör de yok, zorlanıyorlar...herşey güç bela çıkıyor evden... hepsi kan ter içinde kamyonete konuluyor. bir tek üçlü koltuk var. taşıması gerçekten zor. çok geniş, benim gibi 1.94lük bir adam için özel yapıldı çünkü, illa ki üç kişi taşımak lazım. eve ilk kez girmesi bile olay olmuştu. iki genç uğraşıyorlar didiniyorlar, çıkmıyor salondan, terler damlıyor her taraflarından ama çıkmıyor işte. bizimkisi aşağıda sigara üstüne sigara içen şöförü çağırmaya karar veriyor.
ve cebinden telefonu çıkarıyor.
iphone.
arıyor 'abi bi gel be... noolur be..bak son kaldı be...abi o kadar geldin, yapıver bu iyiliği de be...' diye uzuyor konuşma.. adam kulağında iphone'la resmen aşağıdaki şöföre yalvarıyor, benim ise nutkum tutulmuş, olduğum yerde telefona odaklanıyorum.
adama evleniyor diye ikinci el eşyaları veren bende yok o telefondan.
hayatımda acıyla gülümsediğim ender anlardan birisidir.
3 nisan 2013 real madrid galatasaray maçı
-
kıskandıran maçtır efendim. en azından bir beşiktaşlı olan beni.
-abi sıçıcam drogba çok kötü yeeeaaa çıkarsın artık!
bunu duydum lan. adama bak drogba kötü diyor. çıksın da umut bulut girsin diyor,
biz de aylardır dua ediyoruz mustafa pektemek iyileşsin diye..
edit: entry'i gireli iki seneden fazla olmus, mustafa pektemek hala sakat.
norveç'in 100 bin türk işçi alma kararı
-
eurovisionda bir "12 puan"ı daha garanti altına almamızı sağlayan karar.
1 ocak 2022 vergi ve harçlara %36.2 zam
-
27 kasım 2021 tarihli resmi gazete'de yayımlanmasıyla kesinleşmiştir. esnaf ve marketler fiyatları artırıyor diye suçlanırken hükümet gelirlerine %36.2 zam yapıyor. bu reel enflasyon bir tek çalışanların maaşına uğramıyor. haliyle fakirleşmeye tam gaz devam ediyoruz. geçmiş olsun.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
erdoğan "türkiye'de düşünce özgürlüğü var, emniyettesiniz" dedi. düşüncelerimizi söyledik şimdi emniyet'teyiz.
türk kızlarının onlyfans çukuruna düşmesi
-
dolayısıyla para gömen erkekler de bu çukurdadır.
yaran diyaloglar
-
bir arkadasin evinde kaldiktan sonra: (b: ben a: arkadas)
b: olm kalk lan hadi
a: ne? ha? olm tam zamaninda uyandirdin aq. ne guzel ruya goruyodum
b: vay çakal, anlat bakim
a: olm ayhan isik, sadri alisik, bi de ben iciyoduk meyhanede. yan masadaki adamin biri ariza cikardi. siseleri kirdi, masayi devirdi falan, uzerine yuruyo ayhan'in. tam o anda uyandirdin olm, <buraya dikkat> "kavgadan kacti dicekler simdi olm yaa"
hepten kopuş
regl olmadan önce göğüslerin büyümesi
-
kadin o sirada keyfini surecek durumda olmadigindan erkek icin de pek bir sey ifade etmez. hani indiana jones'ta tapinak yikilmaya baslayinca yanindan kosularak kacilan hazineler gibi.
15 ekim 2014 kobani'nin düşmesi
sözlük'ün 40 milyona demirören'e satıldığı iddiası
-
40 ise biraz mantık çerçevesinde ben cevap vereyim. siksen satmazlar. 40 nedir arkadaş. eksisozluk yarattığı yan platformlarla bile daha fazla para kazanır. marka değeri öyle basit bir şey değil.
(bkz: pena)
(bkz: ekşi şeyler)
ulan en önemlisini söylemeyi unutmuşum.
(bkz: medyahaber kim aq)
çocukluktan kalma güzel alışkanlıklar
-
-gece yatarken, evde uyanık olan kim varsa, "iyi geceler" demek.
-her şeye (fantastik kitaplar, filmler, "seni seviyorum"lar dahil) inanmak.