hesabın var mı? giriş yap

  • ingilizce kursu hocasına "do you know how i met your mother?" diyerek kısa süren bir gerginliğe sebep olmak.

  • oyuncu doğa rutkay kamal beklenen istanbul depremiyle ilgili "500 bin insan ölümle burun buruna" diyen deprem uzmanı prof. dr. naci görür'e tepki gösterdi: "artık yeter. istanbul korkusundan yasımızı yaşayamadık. korkudan uyuyamıyoruz, anneyiz nefes alamıyoruz."

    ablacim 20 senedir konusuyor bu adam. dinlemiyorsunuz. icimizde olmasi gereken o korku olmadigi icin bu haldeyiz. hazmet, sindir, iliklerine kadar hisset ki, hissedelim ki bir seyler degissin; degil mi?

    tanim: kuma kafa gomme sanati.

    kaynak: https://www.sozcu.com.tr/…m_campaign=sag_textmanset

  • ne yani sırf geçmişte sarhoş direksiyona geçip hamile bir kadının ölümüne sebep oldu diye sonra beraber girdikleri evden metrelerce yükseklikten hayatının baharında bir genç kız şaibeli şekilde sert zemine düşüp öldü diye tutuklu mu yargılanacaktı? tamam bilirkişi kazayla düşmesi mümkün değil diye rapor vermiş ama yine de bu acımasız olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor. olay öncesinde şiddet uyguladığını itiraf etmesi ise fiziksel olarak kendisinden zayıf insana el kaldırabilecek kadar şerefsiz adinin teki olduğunu değil sadece birazcık şiddete karşı zaafının olduğunu gösterir.

    ulan bu adam yoldan geçen bir siyasinin birkaç kilometrelik konvoyuna tepki mi göstermiş, tüm ülkenin emeği milyarlarca dolar para nereye gitti diye mi sormuş, sosyal medyadaki eleştirisine zorlaya zorlaya devlet büyüklerine hakaret suçu mu isnat edilmiş, madencilerin hakkını mı savunmuş, türbede elleri arkadan bağlanmış şekilde mi gezmiş de lince başlamışsınız hemen? bu saydığım suçların failleri ellerini kollarını sallaya sallaya gezerken bu garibana mı gücünüz yetiyor? o kadar kötüsünüz ki inanıyorum tahliyesini de babasının fabrikatör olmasına bağlarsınız şimdi... kötü kalpli insanlar...

  • osmanlı devleti'nde binek arabalara binme hakkı tanzimat'a kadar yalnızca padişah, sadrazam, şeyhülislam ve kazaskerlere verilmiş bir haktı. bu dönemden sonra seçkin kimseler de istanbul'da arabaya binme hakkına sahip olmuşlardır.
    tabii bunlar at arabası ve kaza vs. çok nadir oluyor, olsa da ölümle sonuçlanmıyordu.

    ancak daha sonra otomobiller gelmeye başlayınca doğal olarak trafik kuralları da icat edilmiş, 1913'te alınan kararla şehir içinde otomobillerin saatte 10 km'den hızlı gitmeleri yasaklanmıştır.
    şehir dışında da azamî hız 30 km'dir.

    istanbul'da hatta osmanlı topraklarında otomobil ile gerçekleşen ilk trafik kazası ise 28 mart 1910 tarihinde beşiktaş'ta gerçekleşmiştir. kayıtlara göre otomobil, bir yayaya çarpmış, yaya yaralı olarak bu kazadan kurtulmuştur.

    bir rivayete göre de ilk ölümlü kaza 1912 senesinde italyan büyükelçiliği görevlisinin otomobiliyle o sırada şişli camii'ndeki namazdan çıkmış olan idris adlı bir amcaya çarpıp öldürmesiyle sonuçlanan kazadır.

    yine aynı dönemlerde tramvay ve kayıklarla da ulaşım sürmekteydi.

    tramvaylarda en çok görülen kaza çeşidi de kişilerin hareket hâlindeki tramvaydan düşmeleridir. millet o kadar doluşurmuş ki tramvaylara, sürücünün yanı dahi tıklım tıklım olduğundan ve dahi adamcağıza da sürekli " bunu nasıl sürüyorsun " vs. tarzı sorular sorduklarından dolayı da kazalar olurmuş. bu sebeple de 1917'de sürücünün ( vatman ) yanına bir polis konulması kararı alınmıştır.

    yine minibüsler, kamyonlar vs. de ithal edilmeye başlanmıştır.
    cumhuriyet ilan edildiğinde istanbul'da 849 otomobil ve 189 kamyon bulunmaktadır.

    1900'lü yılların başında bizzat padişah tarafından verilen emirlerle gazetelerde haberler yayımlanmış, trafik kazalarına karşı halkın bilinçlendirilmesi amaçlanmıştır. meselâ takvim-i vekâyi'de, alkollü şekilde araç kullananlara, hızlı gidenlere, arabalardan yayalara laf atanlara vs. çeşitli cezalar verileceğine dair haberler yapılmıştır.

    1920 yılında da bu sefer bir fransızın kullandığı otomobil, hüseyin adında 14 yaşındaki bir çocuğa çarpmış ve ölümüne sebep olmuştur.
    yine aynı sene damat ferit paşa'nın makam arabası agah adındaki bir adama çarpar ve adamcağız hastanede ölür.

    üstelik 1914 yılında çıkarılan kararnamede de çeşitli önlemler alınmaya çalışılmıştır trafik kazalarına karşı.

    meselâ otomobillerin iki yılda bir muayene edilmesi kanunu tâ bu zamana dayanır.
    önünde iki, arkasında bir ışık bulunması zorunludur araçların.
    trafik yolun sağından akacaktır ve saraya ait otomobillerin sollanması yasaktır!
    en az elli metreden duyulacak bir korna bulundurmak zorunludur.

    1913 tarihinde alınan kararla da 20 yaşından küçük olan kişilere ehliyet verilmemesi kararlaştırılır.

    terakki gazetesindeki haberlere göre öğrencilerin okul ulaşımı da problem olmuştur bu yıllarda. okul servisleri tutulmuştur.
    ancak araç sürücülerinin çocukları hiç önemsemedikleri yönünde haber yapılıp bu durum haber yapılır.

    kısaca bu trafik belasına tâ başından beri çare bulamamışız millet olarak.

  • çok az kaldı..
    swinger club, nude beach, solaryum vb. giremiyoruz diye mağdur olacaklar..
    bak birkaç yıl uzaklıktayız çok az kaldı bence..

  • mehmet demirkol'un "en büyük başarın hangisi?" sorusuna verdiği cevap:
    "bence en büyük başarısı bir insanın, tembelliğine karşı koymasıdır. bunu yapan her şeyi yapar."

    hayata ve hayatına yön vermek isteyen fakat bir türlü harekete geçemeyen, kendine motivasyon sağlamak için birinin gazına ihtiyacı olan herkese semih saygıner'in röportajlarını izlemeyi tavsiye ediyorum... sen çok yaşa semih abi.