hesabın var mı? giriş yap

  • sınıfa girmeyen çocuk bıçaklasaydı terörist olacaktı. ama başkan bıçaklamış. şimdi soruyorum: ne işi varmış o çocuğun sınıfın dışında?

  • bugün sabah aklıma gelip hayata geçirdiğim uygulama. 3 arkadaşıma meydan okuduktan sonra 1 semaver dolusu kaynar vaziyetteki çayı kafamdan aşağı döktüm. bu iletiyi özel güngören hastanesinden bir hemşireye yazdırıyorum, meydan okuduğum arkadaşlarımın telefonu kapalı, gözlerim ellerime aktı ekşiciler. ellerime aktı.

  • yeni bi ali atıf bir saçmalaması, kendisi diyor ki,

    --- spoiler ---

    "...ekşi sözlük reklam alan bir mecra. site trafiğini arttıran unsurlar da tanınan kişiler. ekşi sözlük yazarları yorum girdikçe, başkaları da girip okuyor, trafik artıyor. ekşi sözlük'ün sahibi de sayfaları reklam verene pazarlayıp gelir elde ediyor

    bu durumda ekşi sözlük'ün tanınan kişilere bir tür pay ödemesi gerekmez mi? çünkü ekşi sözlük bir iş modeli ve ünlüler de bu modelin malzemesi...

    alın size hukuki bir konu daha?..."

    --- spoiler ---

    hayatımda duyduğum en düz mantıkla söylenmiş söz bu olsa gerek, onu geçtim daha yazarlar olarak biz bile pay alamazken ünlülere verilsin yakarım bu sözlüğü.

  • kablelvuku tarafından (bkz: #53466324) 3 yumurtayı 2 yumurtaya düşürmeden de ticari kazanç (ya da kayıp) sağlayabileceğini öğrenmiş bir patrona sahip firma. patron öğrendiği şey için kablelvuku'ya borçlu iken, sanırım bu entry'i sildirmeye çalışıyormuş. patron'un orada lafı geçiyorsa, kablelvuku'nun da burada lafı geçiyor. orada pozisyonun yüzünden senin nazını çeken kablelvuku iken, burada da pozisyonun itibariyla sen onun nazını çekiyorsun. demek ki neymiş;

    1- insan ilişkilerini -pozisyonun ne olursa olsun- mesafeli, saygılı yürütecekmişsin, paranın ve makamın getirdiği güç ve itibarla başkalarının onuruyla, gururuyla oyun hamuruyla oynar gibi oynamayacakmışsın, zira fernando pessoa ne demiş:

    ''kimseyle alay etme, asla kimseyi gülünç duruma düşürme, kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. insan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir.''

    2- sana para/itibar kazandıran şey sadece çalışanların değil, bizzat senin tavırların imiş. an gelir, senin tek bir mimiğin, sana çalıştırdığın x işçinden daha fazla kazandırır ya da kaybettirir.

    hayat mücadele. hayat zor.

  • okuması gerçekten çok keyifli bir steven pinker kitabı, bu bir artı. ancak genelde kitaplardan böyle bir beklentim yok.

    benim kitaplardan beklentim, okuyup öğrendiklerimin ve dolaylı yoldan tecrübe ettiklerimin hayatı mümkün olduğunca anlamlandırabilmeme, olaylardaki neden sonuç ilişkilerini doğru kurmama yardımcı olmaları.

    bu kitap da hayatımızda karşımıza çıkan veya dünyada olup bittiğini duyduğumuz olayları anlamlandırabilmemize çok destek oluyor, çünkü bizzat insanı, insanın ve insanlığın gelişimini, toplumun farklı coğrafyalardaki evrelerini (ve burası çok önemli) başka kaynaklarla karşılaştırarak anlatıyor:
    “x böyle demiş; şu kısmına bu yüzden katılıyorum diğer kısmına şu yüzden katılmıyorum, aha bunlar da veriler” gibi anlatımlar var. yani kafada pek soru işareti bırakmıyor. verilerle yorumu siz de yapabilirsiniz, yani yazara bağlı kalmak zorunda değilsiniz.

    elbette correlation does not imply causation diyerek tedbiri elden bırakmamak lazım. yine de yorumlardan ziyade içinde barındırdığı veriler ve tarihten alıntılar bile oldukça bilgilendirici.

    dünyayı ve tarihi anlamak için doğru (daha çok verilere dayanan ve veriyi yorumlamayı okura bırakan), ön yargısız kaynaklar şart. bunların da çapraz okuma ile kontrol edilmeleri gerekiyor (ki bu nedenle bir şey öğrenirim diye aşırı uç yayınlara/yazarlara göz atmayı dahi seviyorum).

    işte bu kitap üstte belirttiğim gibi kendi içinde bu çapraz okumamın bir kısmını barındırıyor, bu açıdan harika.

    yeni nesillerin geniş bir dünya görüşüne ve farkındalığa sahip olmasını istediğim için, milli eğitim bakanı olsaydım liselerde okutulmasını zorunlu kılacağım kitaplardan biri olurdu.

    en azından siz çocuğunuza okutun derim :)

  • benim de başıma geldi, sonrasında tüm vücudum bir hafta boyunca ağrıdı çünkü acımasızca ev taşıttılar.

    3 kız okulun ilk günü 3 farklı öğrenci yurdundan 3 gerizekalı toplamış, birbirini tanımayan 3 gerizekalı bir kamyon eşyayı eve yerleştirdi ve yurtlarına dağıldı.

    sonraki günlerde bu 3 kız bu 3 gerizekalı ile muhatap bile olmadı. 3 gerizekalı ise arkadaş olup aynı eve çıktı.