hesabın var mı? giriş yap

  • oyunda bulunan m4, ak ve awp dışındaki silahların kullanımına ağlayanları anlayamıyorum. madem sadece o silahların kullanılmasını istiyorlar, topluluk sunucularını, aim haritalarını niye tercih etmiyorlar? mag-7 kullanırsın "omg noob". sg, aug kullanırsın, "omg noob". scar, g3 sesi duyduğunu anda "omg noob" diye buyurur bu ağlak oyuncular. ulan noob'sa niye öldürmüyorsun, madem noob al awp öldür.

  • uçak korkusunun genelde nedeni alışılmışın dışına çıkılması durumundan geliyor. yani, bir kere kontrol sende değil. araç olsa tren olsa kurtulma şansın var. uçak düşerse yok gibi bir şey. tamam, uçak daha güvenli ama bir kere işler ters gitti mi şansın çok az.

    bu nedenle meseleyi alışılmış kılmak gerekiyor. böylelikle korkunun üstesinden gelinebilir. madde madde kendi yöntemimi yazayım.

    1) öncelikle kazaların çoğu kalkış ve iniş sırasında olur. bunun dışında uçağın en yüksek konumda bulunduğu, yolculuğun büyük kısmını alan periyot çok daha güvenlidir.

    2) uçakta ikaz lambaları çok şey anlatır. eğer bir tehlike durumu yoksa emniyet kemeri işareti görmezsiniz. kalkış ve iniş sırasında prosedür gereği (güvenlik gereği) bu işareti görürsünüz.

    emniyet kemeri işareti olmadığı zamanda uçağı etkileyen bir riskten de bahsetmek mümkün olmaz. bu nedenle ikaz ışığı yanmıyorsa rahat olun.

    3) eğer türbülans varsa ve uçağı etkileyecek boyuttaysa kaptan uçağın rotasını değiştirebilir. eğer etkileyecek boyutta değilse endişe etmeye de gerek yok. emniyet kemerinizi takıp devam edersiniz.

    4) unutmayın ki sizin için ekstrem olan bir olay uçuş ekibi için günlük bir aktivite.

    5) genelde ön sıraları tercih edin. yine koridor tarafı daha makul olacaktır. orta koltuklardan ve arka sıralardan kaçının.

    6) acil çıkış koltukları ayak mesafesi nedeniyle sevilir ama siz uçaktan korkan birisi olduğunuz için bence tercih etmeyin. binlerce metre yüksekte giderken hemen yanınızda bir kapı ve kapı kolu görmek sinir bozucu olabiliyor.

    7) ve bence altın tavsiye. uçuştan önce uçuş kodunuzu not edin. tk283 gibi bir ibare olacaktır. sonra flightradar gibi bir siteden premium üyelik alın. (haftalık 15tl gibi bir fiyattı en son)

    devamında uçuş kodunuzu yazın ve incelemeye başlayın. makine gibi işleyen bir sistem göreceksiniz.

    aynı uçak aynı hatta yaptığı seferler karşınıza çıkacaktır. bu insanı rahatlatan bir eylem. sizin için uçağa binmek özgün ve zorlayıcı bir deneyim olabilir ama uçağın kendisi ekibiyle birlikte bu hattı zaten hafta içinde en az üç kez gidip gelmiştir.

    hatta tek tek o haftaki, geçen haftaki uçuş kayıtlarına bakın. birbirinin kopyası bir uçuş yüksekliği, uçuş hızı grafiği göreceksiniz.

    dilerseniz bunu not dahi edebilirsiniz:

    30 dakika sonra maksimum yüksekliğe çıkacak, 45 dakika sonra hızı biraz azaltacak, 75 dakika sonra inişe geçecek gibi.

    böylelikle siz uçarken dakikası dakikasına ne olacağını bilirsiniz. zira uçak önceki seferlerinde dakikası dakikasına bu şekilde uçmuştur.

    uçaklar aslında trenlere benziyor. ekstrem bir durum olmadıkça aynı rotada aynı süratta aynı hız ve yükseklik değişmeleri ile ilerliyor.

  • oyuncu profesyonelce uyguladığı oyun içi sertliğinin ve oyun içi çirkefliğinin yanında hakemin görmediği anlarda oyun dışı çirkefliğe de mi başvuruyor? öyleyse güney amerikalı.

    oyuncu profesyonelce oyun içi sertlik uygularken bu sertliği pozisyon içinde çirkeflikle de mi süslüyor? öyleyse avrupanın akdeniz kıyılarından, muhtemel portekiz veya italyan pasaportlu.

    oyuncu profesyonel olmanın verdiği sorumluluğun ve futbol kurallarının izin verdiği ölçüdeki sertliğin dışına çıkmıyor mu? öyleyse orta veya kuzey avrupalı.

    oyuncu bütün profesyonel görüntüsüne rağmen, aniden dellenip, tüm dünyanın izlediği bir maçta hakeme kramponunu sallama potansiyelini mi barındırıyor? o zaman anadolu çocuğu. sen, ben, biz. vakti zamanında tarhana içtiği belli. sıcak, içten ve samimi.

  • dikkat ettiyseniz böyle cümle kuran aşko kuşko kızlar hep mutlu. benim gibi karşısındaki insanı yormak istemeyen,zorlamayan güçlü kızların anasından emdiği süt burnundan geliyor. başka sözüm yok sayın hakim.

  • yalnızken ağlayan insan vicdan sahibi, samimi ve duygusal kişidir. gözyaşlarını sömürüye dönüştürmeden kendi kendini rahatlatır. güçlü insanlara özgü davranış biçimidir.

    selam olsun onlara, yalnız geldik zaten dünyaya. mutluluğu paylaş, acıları kendin yaşa.

  • müstakbel eşimle evlenmek için yanına taşındığımda içinde bir adet eş kişisi, çift kişilik yatak, kablolu tv bağlanmış bir adet antika bilgisayar ve üç çatalla gelen evdi bizimkisi. bir de dışarda yeme artık demem sebebiyle bir yıl kadar önce aldığı ve hiç kullanmadığı uyduruk tencere tava seti vardı ki ben ciddi bir ev aşçısıyım. alet edevat lazım diye çemkirmedim. öyle evlendik, bir yandan tayin bekleyerek.

    garaj üstü, buralarda kaynana dairesi denen bir artı bir minnicik bir evimsi. bazan o da yeter, en azından ihtiyaçlarınız netleşene kadar. yani bir kere evleniyorum diyerek sanki bir daha hiç vaktiniz, naktiniz olmayacakmış gibi ihtiyacım var mı yok mu diye düşünmeden her bir şeyi alıp kendinize yüklenmeyin. mühim olan sizsiniz ve sizin içinde bulunduğunuz şartlar. bana kendi çevremden manyakmısın diyenler de çıktı, hiç canımı sıkmadım. kendileri " eviniz mülk, çıkar kiracıyı otur. bahçedeki bit kadar evin neresine sığacaksınız. bir kere gelin oluyorsun, ne istiyorsan aldır ilerde nazın geçmez. hem yarın çocuğunuz olacak, bık bık vıdı " diye rengarenk yumurtalar yumurtladılar, aldırmadım. tayin gelse, başka yere taşınsak eve zurt diye kiracıyı kim bulacak. altı üstü iki kişi olan bizim için alınmış kervanlar dolusu eşyayı taşıma derdine kim düşecek. ne güzel içinde oturanı var zaten, biz ufak yerden ve gerekirse sadece birbirimizle başlarız ortak hayatımıza diye düşündüm.

    şimdi bakıyorum, iyi ki öyle alel acele ev dayayıp döşememişim. tayin olmadı ama çok daha güzel bir ev bulduk burda. knik arm ve karlı dağları yuva bilmiş insanların ışıkları uzaktan göz kırpıyor bu uğurlu eve. kapalı havalarda bulutlar altımızda kalıyor ve güneş altın başını gösterdiğinde öyle güzel süzülüyor ki ışıklar. kocaman pencerelerden yıldızları izleyerek battaniyelerin altında dürüm yapıyoruz kendimizi uzun kış gecelerinde. yeni taşındık, küçük evde geçen süre zarfında ihtiyaçlar oldukça listeledim ve çoğunu sakin zamanda, çok daha uygun fiyatlara alıp kutularında muhafaza ettim. buna rağmen hala televizyonumuz yok, salonda ışıl ışıl bir noel ağacı ve tombik bir kanepe var sadece. bu sadelik çok hoşuma gidiyor. yeniden evlenmiş gibiyiz. minik evimizi boyadım, şimdi kiraya vereceğiz. onu bunu, hemen şimdi istemek yerine mali kaynaklarımızı düzenlemişim iyi ki.

    yani evlenirken onca telaş arasında güzel huzurunuzu bozmayın, maddi manevi kendinizi cendereye sokmayın. yuva kuruyorsunuz ve madem ömürlük bir yol, uzunca zamanınız var ihtiyaçlarınızı temin etmek için.

    o yüzden eşya derdine düşmeden önce iki gönül bir olun, samanlığı seyran edin gitsin. gerisi kendiliğinden gelir.

  • gülecez diye açtık,fasfakir çocuklar, derme çatma tezgahta ozenle birseyler yapan gariban bir sokak satıcısı.(amcam ugrasiyor guzel yapıyo)
    videoyu acmayın,malesef iç burkucu.