hesabın var mı? giriş yap

  • belirttikleri şehirde yaşamayanların o şehir hakkında atıp tutmaması, yalan yanlış bilgi paylaşmaması gereken kıyaslama. istanbul'da daha önce hiç yaşamadığım için kıyaslamanın sadece berlin ile ilgili olan kısmı hakkında bilgi vermeyi doğru buluyorum.

    sürekli yükselen kiraların sonucu olarak, berlin'de 2020 mart'tan itibaren 5 sene boyunca kiralar dondurulduğu için artık 2013'den önce inşa edilmiş evlerde kira konusunda pek bir sıkıntı yaşanmayacak. tercihinize göre, nehire sıfır, mitte semtinde 60 metrekare 2 odalı sıfır yerden ısıtmalı akıllı evde 1300 euroya yaşayabilirsiniz, veya friedrichshain, prenzlauer-berg, tiergarten, moabit veya lichtenberg civarında 700-800 euro civarı 50 metrekare 2 odalı nispeten daha küçük bir evde yaşayabilirsiniz. bu hesaplamalarda elektrik, su, ısınma, internet vs. her şey dahil (warmmiete).

    süpermarket fiyatları açısından berlin almanya'nın en ucuz şehirlerinden biri. her gün evde etli yemek pişiren ve tek yaşayan birisinin ayda 200 eurodan fazla market harcaması yapması zor. fazlası zevke veya müsrifliğe girer.

    ayda max. 84 euro vererek (yıllık ödeyince 20 euro daha ucuz) şehirdeki bütün toplu taşıma araçlarını sınırsız kullanabilirsiniz.

    bugüne kadarki gözlemlerime göre berlin'de çalışan insanlar yemeklerini işyerine genelde evden getirmeyi tercih ediyorlar, haftada 1 veya 2 gün dışarıdan yiyorlar. bu durum da göz önüne alındığında öğle yemekleri için ayda 50 eurodan fazla bir harcamanız olması zor.

    aylık dışarı çıkma, gece hayatı, eğlence masrafları da ideal koşullarda 200 euroyu geçmez.

    geri kalan alışveriş, cep telefonu faturası, medya vergisi vs. gibi masraflar toplandığında da aylık ortalama 300 euro ideal.

    sonuç olarak berlin'in kalbinde, şehrin en önemli yerlerine toplu taşımayla max 30 dk. mesafede, nehire sıfır manzaralı bir dairede yaşarsanız aylık masraflarınız yaklaşık 2150 euro olur ve ayda 1350 euro para biriktirebilirsiniz. şehrin daha farklı bir kısmında yaşamayı tercih ederseniz biriktirdiğiniz para miktarı 1800 eurolara çıkabilir. paranın bu kalan kısmıyla ne yapacağınızı belirlemek size kalmış. üstelik bu maaşı alan birisi için yıllık ortalama 30 gün ücretli izin de bir bonus (bu izin miktar pazarlık yeteneğinize ve şirketin limitlerine de bağlı olarak 50-60 günlere kadar çıkabiliyor).

    bir full-time çalışan olarak, şahıs şirketiymişsiniz gibi yıllık masraflarınızı ödediğiniz gider vergisinden düşme imkanınız var. evinize homeoffice için almış olduğunuz elektronik aletlerin bedeli, toplu taşıma bedeli, konferans harcamaları, kariyer harcamaları gibi kalemleri her yılın başında vergiden düşebiliyorsunuz. üstelik evinize usta, temizlik personeli vs. hizmetler alırsanız bunları da vergiden düşebilmeniz mümkün.

    terazinin sağ tarafıyla ilgili bildiklerim bu kadar. hangi tarafın ağır bastığına siz karar verin.

  • bu konuda bilir kişi olabilirim

    istanbul'da zincir bir fast food şirketinde 10 yıl ofiste satın alma müdürlüğü yaptım

    yiyecek içecek sektöründe değişmeyen tek şey kar marjidir.
    üründen ürüne değişir %300 %500 arası olur genelde. tavuklu ve kaşarlı menüler en çok geçirilen üründür.

    yani şöyle düşünün 10 tl ye mal edilen bir ürün
    50 100 tl arası satılır.

    yıllarca neden her sokakta bir büfe açıldığını anlayın artık.
    şimdi ülkenin durumundan dolayı maliyet arttı.
    ama işletmeler %300 %500 kardan vazgeçmiyor.

    olay bundan ibaret.
    almayın aldırmayın gitmeyin demekle olmaz.
    kesin birileri gene gidecek
    kapitalist sistem budur.
    biz de bu sistemin kölesiyiz

    edit: benim yazıma cevap veren kişiler olduğu için editlemek zorunda kaldım.
    bana satın almacı diyerek zaten söze başlayanlar oldu. kamyonla gidip malı alan ben değilim.
    ben bir ürünün belirlenmesini, kalitesini, maliyetini, satış raporlarını, ve son olarak tüketiminden sorumluydum.
    şirketin büyüklüğüne göre alacağınız malzemede kiminle muhattab olacağınız belirlenir.
    ben coca-cola'nin bayi müdürüyle değil
    türkiye ve asya kıtasından sorumlu olan kişiyle görüşürdüm veya pınarın, sütaş' in plasiyeriyle değil genel müdürüyle anlaşma yapardim.
    et ve tavuk ürünlerinin tüketimi inanılmaz fazla olduğu için ve de çok hassas ürünler olduğu için direk sahibiyle görüşürdüm. öncelikle bunu belirtmek istedim çünkü bilgi sahibi olmadan konu hakkında bilgi sahibi olanlara bok atmayın. açık konuşayım bunları yazarken bile ben utandım.

    çok daha detaylı bilgi verebilirim fakat başınızı şişirmek istemiyorum.

    bir yiyecek içecek işletmesinde 2 kalem maliyet hesaplanir
    1.si ürünün ham maliyeti
    2. si ürünün hazilanma ve sunum maliyeti

    1.sini çıkartırken ürünün içine neler konulduğunu grami gramina hesaplanır.
    buna ürün reçetelemek denir
    yani her ürünün 1 reçetesi vardır.
    100 gr tavuk
    20 gr mantar
    10 gr patates
    20 gr makarna gibi
    bu ürünleri alırken verdiğiniz fiyatı koydugunuz grama bölerek cikartirsiniz

    2. maliyet "işletme maliyeti"
    ama siz patatesi tavuğu alıp direkt müşteriye vermiyorsunuz
    onu önce gidip alıyorsunuz "lojistik maliyet"
    sonra bir dükkana koyuyorsunuz "kira maliyeti"
    daha sonra onu pişiriyorsunuz " enerji maliyeti"
    sonra bu ürünü biri yapıyor birileri servis ediyor
    "personel maliyeti"
    şimdi alt alta yazdım sakın çok maliyet diye düşünmeyin.
    çünkü o dükkana 1 müşteri gelip 1 ürün satılmıyor
    personel günde onlarca kişiye bakıyor.
    kira hiç iş yapmasan veya 100 katı ciro yapsan aynı kalıyor ay içinde

    kısaca kesiyorum
    arkadaşlar iyi bir işletme öncelikle ürünün en kalitelisini alır
    personeline iyi maaş verir bu yüzden müşteriye iyi davranılır. bunlar olduğu sürece biraz da matematik bilgisiyle hayatta kalırsınız.
    çok ama çok daha detay var yazmayacağım
    ama son olarak şunu söyleyeyim
    şu anda yiyecek içecek sektöründe maliyetler arttı
    fakat işletmeler pandemiden önceki dönemden daha çok para kazanıyor.
    maliyet 2 arttiysa fiyatlar 10 zamlandi

    edit2: o kadar çok mesaj geldi ki hepsine cevap vermeye çalıştım.
    anlamadığınız çok nokta olmuş
    size şunu söyleyeyim.
    tavuk dünyası veya belirli bir ürünü alan zincir işletme sizin gibi fiyattan almaz
    mesela pazarda 80 tl olan ürünü boyle işletmeler
    30 40 tl ye alır yıllık anlaşma yapar
    mesela bir keresinde kaşar firmasıyla anlaşma yaptım yıllık olarak 22 tl
    siz o zaman kaşarı 55 tl den aliyordunuz.
    daha fazla yazmayacağım
    bir gün çok detaylı işletme maliyeti enrtysi gideceğim.

    debe editi: bu bilgileri yazarken hiç bu kadar gündem olacağını tahmin etmemiştim.
    burası (bkz: kutsal bilgi kaynağı) kim ne derse desin.
    küçük bir bilgi kırıntısı sağlayabilmek bile insanı mutlu ediyor.

  • bir kere boynuz tenine çok yakışıyor mu öncelikle kontrol edin. elin kızı/herifi gidiyor almanya fransa vs ülkelere ilk hafta her zaman seni çok özledim demelerle geçiyor. ardından oraya alıştıkça ya biliyor musun burada çok güzel yerler varmışlar başlıyor.

    maksimum 1 ay. 1 aydan sonra o mesajlaşmalar haftada bir güne düşüyor. burada bana insan gibi davranıyorlar dediği zaman hemen uzaklaşın çünkü seni birisiyle boynuzlamak istiyordur. valla ben boynuzlarımı alman bir çocuk ile sahip oldum ve şu an boynuzlarımı clear men ile yıkıyorum. boynuzlarım adeta ahenkle dans ediyor.

  • ona aslında bölge abisi olduğunuzu, bizzat feto'yu pensilvanya'da birkaç defa ziyaret ettiğinizi, aslında abd'de basılmış bir kitabı türkçe'ye çevirip rahatça diploma aldığınızı, her gece teheccüde kalktığınızı, gerçekte solak olduğunuzu ama yemeği sağ elle yediğinizi, said nursi'nin risalelerini sözlüksüz okuyabildiğinizi, hepsini geçtim bu özelliklerinizin hiçbirinden bahsetmeyi sevmediğinizi söyleyin. hüngür hüngür ağlayacaktır.