hesabın var mı? giriş yap

  • 1- oncelikle marketten, damak sevkinize gore en az 3 cesit çay alinir. tercihlerimi yazmayacagim. ulkemizde cok kaliteli cay marlalari var. ama kesinlikle lipton degil. (benim tercihim)

    2- ayrica bergomat aromasi alinir.

    2- bu çaylar buyuk bir kapta harmanlanir.

    3- daha sonra hafif hafif sallayarak toz kisminin cokmesi saglanir, bekletilir ve elenir. toz kismi atilir.

    4- kesinlikle sebeke suyu, en kaliteli olsa bile damacana suyu kullanilmaz. yorenizde damak zevkinize uygun dag suyu bulunur.

    5- oncelik bakir, sirasiyla çelik yada porselen caydanlik kullanilmalidir.

    6- iyi bir cay icin kesinlikle dogalgaz yada tüp tercih sebebi degil. eger tercih edilecekse(zorunlulukta) kisik ates olmali. ıyi bir cay suyu köz veya ateş kullanilarak kaynatilmali.

    7- yine damak zevkine gore soguk suya demleme yapilmali yada ilik su tercih edilmeli.

    8- su kaynatilirken kesinlikle boş demlik icine cay atilmamali.

    9- cay demlendikten sonra demlige kesinlikle su ilavesi yapilmamali. demlik bitince yeni cay demlenmeli

    10- demlenirken, cayin icine karanfil, seker vb seyleri kesinlikle atmamali. cok sacma zaten.

    11- demligin icindeki cay karistirilmamali, dibe cokmesi beklenmeli.

    12- bardaklar isilip ilk cay cekilmeli.

    13- cay bardaginda kasik olmamali

    14- cay sekersiz icilmeli.

  • ah çıkmış 2 mekanın. sevindim.

    mekanlardan birisi, 4 arkadaştık... 3 kişi kalktı bi kaç bişey içip. ben de son bi bira içeyim gitmeden dedim. sipariş verdim. abi bugün cumartesi, diğer arkadaşların gelmeyecekse veremem dediler. içip kalkıcam dedim. birayı verelim yolda iç mekanda tek oturamazsın dedi..

    daha önce de benzerini diğeri yapmıştı bir başka cumartesi. yine eve dönerken bi bira içeyim 10dk dedim. bana sokağın aşağısında bi boşluk gösterdi. orda ayakta içer misin demişti.

    umarım açılmaz hiç biri diyorum.
    sevgiler.

  • ağızları 30 karış açıkta bırakan cv'dir. öyle cv mi olur lan?

    yalnız bu cv ile yeme içme işine girmesi cidden ülke açısından kayıp olmuş, büyük bir üniversitede büyük bir hoca olabilirmiş. ha istese şu dakika da olur, tutan yok. demek ki adamın her şeyi hazmetmiş ilginç bir kişiliği varmış, helal olsun.

    galatasaray lisesi, boğaziçi üniversitesi, london school of economics, berkeley, brown, princeton, stanford, georgia, koç...

    insan sayarken yoruluyor.

    bunların birisine bile uğrayan (bakın okuyan demiyorum, 3 aylığına da olsa parayı bastırıp şöyle bir uğrayan) kendini eşi bulunmaz adam sayıyorken, vedat milor'un böyle mütevazı kalması takdire şayan.

    bir de bonus olarak dünya bankası diyor, dünya bankasında çaycı olmaya razı ekonomistler var lan bu dünyada!

  • dün bi yerlerde rastladığım mükemmel ötesi şarkı.

    haydi gel lenin'le ol
    orurup kolhozlardan
    bakalım kollektif çiftliğimize
    oradaki partililer
    fişlenip birer birer
    gün gelir suçlanır troçkizmle.

  • bir dönem öğretmenlik yaptım ötesini bile yaşadım. psikolojik tedavi gördüm. çocuklarınız tam olarak böyle. bugün öğretmenin kıyafetini eleştirirsiniz ancak ben derse hep önlükle giderdim. yani konu şerefsizlikse her şey bahane etmeyin bence. kimse sizin paşalarınızı, prenseslerinizi bu şekilde çekmek zorunda değil.

  • hagaten de turist sozlukculerce belirtilmesi enteresan olmu$ antalya'nin nimetlerinin.. $u anda orda ya$amasam da yillarin verdigi tecrubeyle memleketi tanitalim:

    -2-3 ay suren kopek bayiltan sicagina bir cozum getirebilirseniz, ulkenin en fantastik iklimine kendinizce sahipsiniz demektir. mart'ta yuzmeye, haziranda kayaga, aralik'ta bowlinge gidebilirsiniz. bunu yillardir diyip dururuz biz 07liler ama bir antalyali da yapmaz bunlari, o ayri bir ibneligin konusu.

    -turkiye'nin en spor yapilasi kentlerinden biridir. her mevsim gunun herhangi bir saatinde konyaaltina ko$uya veya yuzmeye gidebilirsiniz. en kotu ihtimalle "bu sogukta iyi cesaret" baki$larina maruz kalir, "ben askerligi afyon'da yaptim haci" baki$lariyla plaseye plonjonla kar$ilik verirsiniz. anti-ornek: ist.da gune$li bir pazar gunu bostanci sahil yolu veya ortakoy-sariyer hatti di$inda bir zaman-mekanda ko$tugunuzda ise herkes size deli veya kapkacci gozuyle bakar. ko$uyu birakin, tenis-basketbol vb. sporlarin kolayligina deginmiyorum bile.

    -firsat olmayabilir veya benim gibi baymi$ olabilirsiniz. ama elinizin (ayaginizin indeed) altinda onlarca superior plaj sizi beklemektedir. merkezdeki plajlardan (lara, konyaalti, buyuk/kucuk calticak, hatta beldibi, olimpos, faselis) gina mi geldi? 2 saat mesafede ka$, belek, alanya, biraz daha giderseniz fethiye sizi beklemekte. alemin en gudik yerleri olan bodrum ve ce$meye ihtiyaciniz yoktur kimi kuzeyliler gibi.

    -$ehrin trafiginin son yillarda iyice bozuldugu dogru. heryerdeki kav$ak yapimlari da can sikmakta. ama ne yaparsaniz yapin en uzak mesafeye en kalabalik gunde 1 saatte varabilirsiniz eli yuzu duzgun bir $ofor veya yaya iseniz. $ehir geni$lese bile abartili yerlere ula$madi daha sinirlari. cok modern olmasa da buyuk$ehirin nimetlerinden yararlanmak bu acidan guzeldir.

    -bir kultur $ehri olarak istanbul olamaz antalya. ama bir izmir bir ankara'yla cok rahat ba$a cikar. konser, tiyatro, opera/bale ve yerli sinemanin en hasini bulacaginiz $ehir burasidir eger ilginiz varsa. malesef universite okuyan antalyalilar pek geri gelmedikleri icin $ehrin orta-genc nufusu nispeten du$uk egitimlidir bu baglamda sanata ilgi genelde ic/di$ turistlerden gelir. onlar da sinemayi sallamadiklarindan; antalya'nin sinemalari dandiktir. sadece ali$veri$ merkezlerinde i$e yarar salonlar bulunur. onlar da ist.dakilere gore ufak tefektir.

    -$ehrin aldigi gocun haddi hesabi yoktur. ba$bakan rte gecenlerde "ist. en cok goc alan yerdir" buyurmu$. bu iyi bir atmasyondur. dogu olsun, karadeniz olsun her mekandan insan bulunur. bunun avantajlari vardir diyemem ama bu "mozaik" icinde istanbul'a nazaran suc orani du$uktur. turkcesi bozuk almancasi mukemmel cogu insan vardir. yerli/yabanci turistlere kusur -paralari varsa- edilmez. mekanlar kisa oldugu icin taksiciler sizi gunduz gunduz itmeye cali$maz.

    -eger ufakliktan beri ant'da ya$iyorsaniz, egitiminiz hic de fena olmayacaktir. gecen yil turkiye birinciliginden du$se de, antalya'nin oss ba$arisi nerdeyse son 10 yildir ilk 5'tedir. bir de saglam liselerden birine girerseniz $ukela olur. akdeniz uni. ise her bolumu ile olmasa da guzide bir egitim kurumudur.

    -alman/misir/israil/rus uluslarindan herhangi biriyle bir i$iniz, ilginiz, talebiniz varsa, ugrayacaginiz kentin plakasi 07, telefon kodu 242 olmalidir. yaz aylarinda sayilari turklerden cok oldugu icin yazin kentin ismi antalia olarak yazilir cizilir.

    yazdigim kimi avantajlarin uzantilari elbette dezavantaj olarak kar$imiza cikar. ama antalyali bir insana istanbul ve izmir di$inda hicbir turk $ehrini begendiremezsiniz. hele o toz toprak dolu ic anadolu mekanlarini.

  • 10 saniye önce denizde özgürce dolaşan palamutun, talihsiz bir şekilde tekerin altında kaldığı absürt olay.

    olay anı

    teşekkürler editi: bir çok arkadaş , video kendilerini gülümsettiği için teşekkür etti sağolsunlar. evet palamutun bu şekilde hayatını kaybetmesi hepimizi derinden üzdü ama olayın saçmalığı da gülünmeyecek gibi değil. maalesef başlıklar hep insan ölümü, hayatın zorluklarıyla doluydu biraz olsun gülelim diye attım o yüzden bazı arkadaşlar, bu kadar kasmayın salın kendinizi biraz. ben de bizi gülümseten mancınıkbaşı ibrahim abiye ve hay maşallah dediği 3 gün yaşayan video sahibine teşekkür ediyorum.

  • 6-7 yaşlarinda 1 türk 1 avrupali cocukla dixit denen oyunu oynuyoruz geçen ay tatil yöresinin birinde.

    turk cocuk surekli hile yapiyor, bizi kandirmak icin blöf bile yapiyor, acayip numaralar çekiyor. tamam bizde de öküzlük var çok gülüyoruz vs

    avrupali cocuk bi turlu anlayamiyor hile yapilmasini. biz her turda belki o da blöf yapmiştir diye oyunu ona göre oynuyoruz ama yok. cocuk her seferide dürüstçe oynuyor oyunu ve hep düşük puan aliyor tabi.

    cocuk bi turlu hileye neden gerek duyuldugunu, neden hile yapmasi gerektigini anlayamadi la. hilenin mantigi anliyor ama neden bunu yaptigimizi anlamiyor.

    adam 7 yaşinda alayimizdan ahlakli ve kaliteli bi insan cikti.