ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
26 temmuz 2023 nagehan alçı'nın boşanma açıklaması
-
mevzu kendi hayatları olunca ne kadar da anlayışlı talepkarlar. ulan sen subay eşlerine söylediklerini ne çabuk unuttun terbiyesiz
getir'in röportaj veren kuryeyi işten çıkarması
-
işiyle ilgili en ufak bir şikayette bulunmamış, ülke ekonomisini eleştirmiş ve çok haklı bir gencin işten çıkarılma iddiası. sözlük bu genci yarı yolda bırakmaz tabii.
operasyonun ebru gündeş'in albüm virali olması
-
yakında patlayacak olan bomba...
asdfasdfas
dahi olduğun için senden bir çocuk istiyorum
-
dahi anlamındaki çocuk ayrı istenir. bi öğrenemediniz şunu!!1
oğlunun adını hayko cepkin koyan aile psikolojisi
-
+ oglumuzun adi hayko cepkin olsun necla.
- sadece hayko desek? hani soyadi zaten cepkin olacak, ondan diyorum...
patiswiss ceo'suna itibar suikasti yapılması
-
yılda 76,000 tl vergi ödeyen bir şirket için itibardan bahsedilemez
olsa olsa dükkandır o ya da vergi arsızı
bilemedim
edit: son 3 yılda ödediği vergi buymuş
evde gram huzur olmaması
-
gençlerin anlayacağı dilde yazmaya çalışacağım.
dedem, babamı ağaca bağlayıp, kemerle dövermiş.
babam bunu bize yapmadı. (ama 360 derece döne döne temiz dayağını yemişliğim vardır. her aklıma geldiğinde yeşilçam figüranlarına benzetirim kendimi. slow motion dönerek yere düşüyordum.)
evet, babam bizi ağaca bağlayıp dövmedi, çünkü kişisel işletim sistemi bunun yanlış olduğunu anlamış ancak dayağın kötü olduğunu anlayacak kadar güncelleme almamıştı.
babamlar yemek yerken, tabağa et sayılı konurmuş. mesela 2 şiş kebap yapılırsa, adam başı bir tike... babam bunu da bize yapmadı. bol bol verdi ama her yediğimiz yemek için, "beleş ekmek var yer misin?" dedi. yine aynı mesele, işletim sistemi aç yatmanın kötü olmasını anlamış ancak boğaza dizmenin yanlış olduğunu anlamamıştı.
doğuda çok çocuklu ailelere horanta denir. birey değil, aile değil, insan değil... horanta... kelimenin sertliğine dikkat lütfen. zorunlu ihtiyaçların karşılanması yeterli bir ahır ismi gibi... bu yüzden özel ihtiyaçların için para, aile içinde paylaşılan bir şey değil, şahsen kazanılması gereken, özgürlük anahtarı bir şeymiş. babam da genç yaşta çok çalışmış, çok çalışmış, çok çalışmış. öyle bokunu çıkarmış ki, saat 09:00-21:00 arası bir iş yapmış, 21:00 - 02:00 arası ek iş... geceli gündüzlü çalışmak özgürlük getirmiyor. peki ne getiriyor?
sinir,
hakkının yenildiği hissi,
dünyanın ağzına sıçma arzusu.
babamın işletim sistemi bu tempoya 15 yıl kadar dayanmış. sonra?
işte tam burası, bu başlığın tanımına geliyor. eğer, ortadoğu bataklığında ve cahilce büyüdüysen, eğer ninen, dedene göre, nazım'ın dediği gibi, öküzden sonra değerli geliyorsa, eğer lokman sayılırsa, çok genç yaşta insani şartların çok üzerinde çalışırsan çöküyorsun. bu çökme(fiziki değişimleri kapsadığı kadar) karakteri, aile değerlerini, sevginin önemini de kapsıyor.
çöküyorsun! su veren itfaiye'ye, işine yaramayan papazın kilisesine, gogen'e sana ve bana... her şeye çöküyorsun.
ben babama kızgın değilim ama benim versiyonum da ona karşı sevgi duymamayı bana öğretti. hayatımda huzurla uyuduğum ilk gece, evlendiğim gündür. gram'ı bile değerli bir şeymiş evdeki huzur. varsa kıymetini bilin dostlar.
yaran olaylar
-
sene 1997, mekan yurt odası.
odada tek bir bilgisayar var, pentium 100.
ram 8 ya da 16. (ben smyrna'nın uyarısıyla eklemek isterim ki megabyte!)
internet bağlantısı falan yok he, insanlar minesweeper'da rekor kasarak eğleniyorlar sırayla.
bir akşam odaya girdiğimde bir tedirginlik hissettim ama yorgunum zaten hiç takmadan çıktım ranzama. derken bilgisayarın sahibi geldi. birşeyler konuşuldu ve adam parladı!
"nasıl nasıl?????" diye kükreyince de kulak kabarttım, duyduğum ilk şey:
"ben 3 taneden fazlasını koymayalım demiştim, dinletemedim".
ne üçü beşi, ne koyulmuş derken eleman bana seslendi "gel bir el at da şunu halledelim".
olay şu ki minesweeper'dan sıkılmış ahali bir oyun bulmuş, oyun da 6 cd'lik (ulan devamını anlatamıycam utançtan). hepsini birden sığdıramayınca 4 tanesini cd sürücüsüne zorla sokuşturmuşlar. sonuç malum..
biz kasayı sökerken kendini savunan olayın saçmalığının hala farkında olmadan söyleniyordu, "üçer üçer koyalım demiştim ben, dinletemedim".
edit: bi de şöylesi var #16245044
ilker başbuğ
-
2006-2008 yılları arasında kara kuvvetleri komutanı 2008-2010 yılları arasında genelkurmay başkanıdır. bu iki dönemde de harp okulu kendisine bağlıdır atatürkçü subay adayları bu yıllarda kıyıma uğrarken hiç bir şey yapmamıştır, 2009 yılında harp okulları tarihinin atılma rekorunu kırıp 465 subay adayı harp okulundan atılırken ne oluyor lan burada ne yapıyorsun lan siz dememiştir. ardılları ve öncüleri o kadar kötü ki kendisi iyi gözüküyor gözünüzde kendisini fazla büyütmeyin.
trt seçim propaganda konuşmaları 2015
-
cem toker reyiz; "tüm diktatörlüklerde dalkavuklar zaten özgürdür. mesele alkışlanmayı değil yuhlanmayı özgür bırakmaktır." diyip işi bitirmiştir.
-------------------------------------
edit: cem başgan'ın ekşisözlük'te debeye girdiği gün...
(bkz: minik gülce için yardım kampanyası)
http://oyveotesi.org/