hesabın var mı? giriş yap

  • saat 23.29 editi: arkadaşlar çok şükür kız babasına kavuştu sağ salim bulundu. herkesin çabasına ve emeğine binlerce kez tesekkurler. var olun.

    saat 17.33 editi: babası şöyle demiş: arkadaşlar son olarak istanbul kirazlı metrosda görülmüş sonrasında soğanlık ta. atm den para çekilmiş atım adım takip ediyorum ama bulamadım ben şuan maltepe tarafından karşıya geçecem aramaya kirali soğanlık bölgesinde olanlar dikkatli olsunlar lütfen

    saat 14.00 editi: hala bulamadık, kayıp durumda :(

    saat 01.35 editi: üstündeki kıyafetler: siyah tişört siyah pantolon ve siyah kapşonlu giymiş kapsonun iç kısmı gri, siyah kol kısımlarında beyaz yazılar var kolej hırkası gibi düşünün.görsel
    sosyal medya paylasmak icin görsel de yapılmış https://www.hizliresim.com/qtkzskb

    saat 00.38 editi: arkadaslar hala haber yok ne yazık ki. inşallah bulucaz el birliğiyle
    twitterda da daha çok yayabiliriz https://twitter.com/…tatus/1679234843190624256?s=46

    konuyu up yaparsanız çok sevinirim. aciliyeti vardır.
    acil olduğu için açıyorum. yasaksa modlardan izin rica ediyorum.

    dün saat 17 gibi arkadaşlarıyla buluşmak için evden çıkmış henüz cevap alınamadı kendisinden.

    istanbul maltepe civarlarındaydı en son. gören veya çevrede olan varsa yardımcı olursa çok seviniriz.

    ayşenur kınar - 12 yaşında
    iletişim : +90 532 377 90 39
    görsel

    görsel açılmazla linkle görsel de ekledim.
    https://www.hizliresim.com/lcb8lhp
    https://www.hizliresim.com/gu79pqj

    yeni görsel
    https://www.hizliresim.com/lcb8lhp

  • her türlü zırvadan "işlem ücreti" diye paralarımızı tırtıklayan bankalardan birinin genel müdürünün yeni buluşu !

    yapı kredi bankası genel müdürü sanırım. bu sabah radyoda duydum.
    yaklaşık şöyle bişey:

    "bugün atmlerden para çekmek ücretsiz ama gelecekte bu ücretli olabilir, müşteriye verilen her hizmetin maliyeti var..."

    bak sen !

    o halde, ben sana hiç yük olmayayım güzel kardeşim...maliyetini artırmayayım, derhal ilişiğimi keseyim sizin grupla.

    yazının bundan sonrası genel olarak tüm finans ve banka şirketleri içindir sayın okur:

    siz, ne doymaz bişeysiniz ki

    istemediğim halde sms le kart borcunuz şu kadar diye mesaj gönderip, 50 kuruşluk sms için,
    ben de akbank kredi kart ekstreme baktım an itibariyle, gecikme bildirim ücreti 3,15 tl
    internet şubelerinden yapılan her işlem için,
    atmlerden kartsız çekilen paralar için,
    akla gelmeyen nice detaylar için
    2-3-5-10 lira gibi ücretlendirip çatır çatır cebimizden alıyorsunuz !

    --- tam bu arada not ----
    bir suser arkadaş uyardı : bu smslerin bankaya maliyeti 3 kuruş diye...
    yani kardeşim neymiş ?
    3 kuruşluk sms gönderirsin,
    vatandaştan 3,15 tl alırsın !

    bir koyup 105 almak yani !
    evet bu da bir entry konusu olsun.

    --- parantez kapa ----

    insanları borç sarmalına dolayıp, gelecek aylarını, yıllarını ipotekleyip, ödedikleri paranın her daim bir kısmını faiz adı altında yiyerek, dönem sonunda kocaman kocaman kârlar açıklamaya utanmıyorsunuz !

    bak sayın okur, öyle küçümseme...

    bir bankanın 10 milyon mudisi olsa,
    bunların yarısına, geciken kredi kart ödemesiyle ilgili bir sms gönderseler,

    olmaz ama mesela adedi 0,03 tl olan sms bu bankaya 300 bin tlye mal olur !

    peki bizim hesaba ne kadar geçiriyorlar ?
    sms le haber verme bedeli (ya da bunun gibi bişey) 3-5 tl !

    yani 5 milyon x 3 tl = 15 milyon tl !

    bir ayda sadece bir küçüçük detaydan, bankanın iç ettiği para !

    küçümsediğimiz bu 3 liralar, yıl sonunda utanmadan açıkladıkları ;

    "bak ! bankamız şu kadar milyar tl kâr etti ! işte bu kadar güvenilir, sağlam bankayız !"

    argümanının özetidir sayın okur.

    özetle önerim şudur:

    1. olabildiğince az bankayla hatta kişisel bişeyseniz (ne bileyim şirketlerin felan yoksa) tek bankayla çalışın

    böylece ay boyunca mali işlemleriniz daha büyük olacağından, bankaya karşı daha güçlü konumda olursunuz...
    şöyle ki,

    2000 tl kazanıyorsun, 5 bankadan kartın var. esasen bu bi maharet değil, yapmayın, almayın bu kadar kart.
    her birinden azar azar harcıyorsun.
    yıllık üyelik bedeli geçirmeye kalktıklarında "kapat hesabımı kardeşim !" dediğinde
    5'i birden pek ciddiye almayabilir.

    ama çalıştığın tek bankaya kapa kardeşim kartı, başka banka mı yok gider onunla çalışırım dersen tavuk gibi yolmazlar.

    2. küçük paraların peşine düşün !

    trilyonluk banka senin 50 kuruşunun, 3 liranın peşine düşüyorsa...cebindeki paranın peşindeyse, sen neden cebini korumayasın ?

    ne diyor banka genel müdürü ?

    "babamın oğlu musun ? masrafı ödersin !"

    bak seeen...

    salaklık etmeyin, bu bankalara 3 kuruş 5 kuruş paralarınızı kaptırmayın !

    bu arada bak sevgili uyanık genel müdür !
    sana buradan sesleniyorum:

    parayı biz çekerken değil, yatırırken ücret alırsan daha kısa zamanda daha çok kazanırsın !

    zîra insanımız genelde para çekmiyor atmden. yatırıyor...mütemadiyen kart borcu, fatura felan diye.
    üstelik parça parça yatırıyor.

    hesabın tamamını kapatamıyor gariban, maaşını aldıkça, oradan buradan buldukça gömüyor atmye.

    benden söylemesi doyumsuz kanka ! pardon banka !

  • daha dur insafsız, adamlar çözeceğiz demiş. üstünden bir gün bile geçmeden rezalet başlığı açılır mı? insanlık olarak biraz tırt bir hale geldiğimizi düşünmekteyim.

  • özellikle şu kısmının altını çizmek isterim:

    "montrö, karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. montrö, türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir."

    akp bir şekilde bu sözleşmeyi iptal edecek veya baypas edecek bir adım atarsa suriye'de amerikayla bir olup güney sınırımızı yol geçen hanına çevirmesine benzer ama 100 katı daha vahim sonuçları olacak olaylara zemin hazırlamış olur.

  • temelinde küçük teknik-taktik hareketler bulunan yöntemlerdir.

    termostat şart bebeyim. ayarlıyosun istediğin sıcaklığa, altına düşünce yanmaya başlıyor. kombiyi her defasında açıp kapatmaktan çok daha mantıklı/hesaplı. tabi termostatı gidip de evin en soğuk odasına koyma. ha bi de evin içi 100 derece olsun diye de yardırma.

    evlenmeden önce en elzem şey diye koştura koştura aldığın klimanın sadece soğutma işlevi yok canım. aynı zamanda ısıtabiliyor da!evet! evde çoluk çocuk yok, bir edi bir büdü isen, işten eve 8de gelip yatacağın saate kadar geçen iki üç saatlik sürede çalıştır klimanı, seyret televizyonunu. zaten termostatın var, ev tamamen de soğumuyor. git kendine kaz tüyü bir de yorgan al, gece de sıcacık uyu.

    zannettiğin gibi sadece oturduğun odadaki petekleri açıp, diğer odalardaki petekleri kapatmak karlı değil. hem suyun sirkülasyonunu bozar hem de ısınan tek oda bütün evin soğukluğunu gidermeye çalıştıkça kombi daha çok çalışır. dünya para verip aldığın pres kapının altına sünger yapıştırırsın soğuk üfürüyo diye.

    tekzende, koçtaşta filan üzeri alüminyum folyoya benzeyen tabaka yalıtım süngerleri var, alıyorsun, kesip petekle duvar arasına yerleştiriyorsun, hop sana yalıtım.

    mal gibi evde yazlık pijamalarla, kısa kolluyla, şortla dolaşma. adam gibi uzun uzun kışlık kıyafetler/pijamalar giy. sen tut evde gecelikle dolaş, üşüyorum diye kombiye aban, sonra vay efendim faturam kol gibi.

    kombinin yıllık bakımını ihmal etme. tozunu toprağını temizlesinler, ayarlarını yapsınlar, suyunu bassınlar. 4-5 senede bir peteklerin içlerini temizlet. o su dolaşa dolaşa parmak kadar kireç biriktiriyor peteklerin içinde, sonra bekle ki petekler ısınacak, sonra da seni ısıtacak.

    odayı büyütmek içeri aldığın balkonun duvarları ve tabanında yalıtım yok şekerim, onlar iç mekana göre inşa edilmedi, sonra "şurdan şurdan bi soğukluk geliyo sanki" der bakarsın. yalıtımını tamamla.

    (eğer imkan varsa) ısıcam ve bina yalıtımı, sıcaklığı içeride tutmada çok büyük pay sahibi.

    not: işbu entrydeki bazı maddeler çocuklu aileler için geçerli olmayabilir.

  • erdal bakkal: sen de şu çocuğu doğuracaksan doğur artık nurten ya. biraz şey yapmıyorsun gibi geliyor, bilmiyorum.
    nurten: hayırdır, ne oldu? acelen ne sabırsız bakkal.
    erdal bakkal: ya kaç ay geçti doğmadı bir türlü çocuk ya. bir an evvel doğsun bu kadar da bekletilmez ki insan.
    nurten: dört aylık çocuğun doğduğunu duydun mu hiç sen erdal?
    erdal bakkal: bilmiyorum nurten yav ama biraz ağırdan alıyorsun, böyle savsaklıyorsun gibi geliyor acele et biraz. *

  • açılın kaptanım. hiç muz taşımadım ancak ekvadordan gelen muz 1 haftada falan gelmez. 20 gün rahat sürer. o muzlar da yemyeşilken koparılır ve yüklenir. senin evine girene kadar geçen süreyi de ele alırsak minimum 25 gün önce koparılmış muzu yersin.

    afrikaya gittiğimiz zaman orada gemiye yanaşan kayıklardan meyve sebze satan yerlilerden alışveriş yapardık. yeşil olan muzu hızlı tüketmek istiyorsan güneşe koyarsın. max 1 haftaya olgunlaşırdı. gemide gelirken muz güneşi pek görmez ancak ülkeye giriş yaptıktan sonra dağıtım yerlerinde ne kadar güneşte beklediği soru işareti. ayrıca bide bunun marketlerde bekleme süresi var. yani evine gelen muz büyük ihtimalle fazla güneşte bekledi gemiden ayrıldıktan sonraki bir durakta. bu durak genellikle market olur.

    edit: ayrıca muzu buzdolabına koyarsan beneklenme yapar. yine hızlı tüketmen gerekir. eğer muz tam olgunlaşmamışsa ve hemen tüketmeyeceksen poşetinin ağzını güzelce bağla, havasını al ve oda sıcaklığında güneş görmeyen bir yere koy. uzun süre dayanır.

  • sadece oyun eglence icin degil bir cok alanda kullanilabilecek olan bir teknolojidir. bu teknolojinin gelecekte yogunlukla kullanilacagini tahmin ettigim alanlardan biri de psikoloji. bu teknoloji bir cok terapide cok etkili bir sekile kullanilabilir ve 1800'lerde kullanilip son zamanalarda pek kullanilmayan hipnozun yerini alabilir.

    cok agir olmamakla beraber anksiyete veya stres yasayan bir insana virtual reality vererek onu bir anda dunyanin bir ucuna, o anda bulundugu yerden cok daha huzurlu bir yere yollayabilirsiniz. bunun icin bir suru relaxation uygulamasi mevcut olmakla beraber youtube'da da bu is icin kullanilabilecek virtual reality uyumlu videolar mevcut.

    dusunsene bir seye cok kizmissin veya stres duyuyorsun, virtual reality'i takiyorsun, bir anda hawaii sahillerindesin. karsinda mavi ve turkuaz dalgalar geliyor, bembeyaz kumlarin uzerinde uzaniyorsun, gokyuzu masmavi ve parlak, icin bir anda huzurla doluyor. zaten hipnoz tedavisinin altinda yatan fikir de insanlari rahatlarak o anda olduklari yerden alip bambaska bir yere gondermek ve kafalarini bosaltmak.

    https://www.youtube.com/watch?v=ev2piwywikw

    daha gercekci bir deneyim icin (simdilik) koku isi aromali mumla, ruzgar isi de hafif hava ufleyen vantilatorle yapilabilir ama gelecekte virtual reality'e bu ozellikler de gelecek. yine de bunu tam anlamiyla yasayabilmek icin mevcut virtual reality aletlerinin daha da gelismesi, cozunurluklerinin daha gercekci hale gelmesi filan gereliyor. bir de aletin biraz daha hafif olmasi gerekiyor yoksa anksiyete nobeti geciren birinin kafasina kocaman aleti takmak isi daha da zora sokabilir.

    bu sadece anksiyete ve stres degil ayni zamanda fiziksel agri ve aciyi dindirmede de kullanilabilir. gunumuzde ameliyat sonrasi duyulan acilar ve kronik agrilarda agri kesici ilac kullaniliyor ama hipnoz tedavisinin de oldukca etkili ve basarili oldugu biliniyor. ayni zamanda yoga ve gevseme (relaxation) tedavilerinin de faydali oldugu biliniyor.

    bu tur tedaviler kolayca kisilestirilebilir. mesela bazi insanlar plaj manzarasini sever, digerleri selale manzarasini sever, baskalari gece yildizlari izlemeyi sever, olmadi kuzey isiklarini sevenler var. kisi neyi seviyor ve neden hoslaniyorsa ona ozel bir program ayarlanabilir. surekli kuslarin ucustugu ve sakidigi bir orman goruntusu de buna benzer bir etkiyi yapabilir. izlanda, norvec, alaska, yeni zelanda, gronland, iskocya, avustralya, oregon (urun yerlestirme) gibi guzel manzarali yerlerden her turlu huzur ve keyif verici manzara virtual reality'de terapi unsuru olarak kullanilabilir. isi daha da abartmak isteyenler uzayda, ay'in yuzeyinde veya bulutlarin uzerinde dolasabilir ve tum stres ve kaygilarini dunyada birakabilirler.

    disarida deli dalgalar, gelip duvarlari yalar: https://www.youtube.com/watch?v=co_ifjawmha

    bunlar videoyla da olur ama amac beyinde hipnoza benzer etkiler yapmak ve daha net sonuclar almaksa bunun icin virtual reality faydali olacaktir.

    olay virtual reality'nin sizi ille de o anda oldugunuz yerden farkli bir yere goturmesi de degil. bulundugunuz yerde kalip baska bir zamana da gidebilirsiniz. mesela kisin soguk ve bogucu havadan biktiniz ve yazin gunesli civil civil gunlerini ozlediniz. belki kisin kasveti sizi depresyona soktu ve gunde 1 saat virtual reality ile gunes terapisi size iyi gelecek. belki aksam 2 saat trafikte cebellestikten sonra eve gelip ayaklarinizi soyle bir uzatip gecen yaz tatilde gittiginiz yerlere bedeninizi goturmeden yeniden gideceksiniz.

    bunun disinda uzun otobus ve ucak yolculuklarinda mide bulantisi duyan insanlar, cesitli ilaclarin yan etkisiyle bas donmesi yasayanlar, kronik basagrisi ve migren yasayan insanlar, bir sakatliktan ciktigi icin fiziksel terapi goren insanlar da bu teknolojinin faydasini goreceklerdir. bu teknoloji cesitli fobilerin tedavisinde de kullanilabilir. bunun disinda yuksek tansiyon, strese bagli ulser ve strese bagli kalp hastaliklarini tamamen iyilestirip geciremese bile en azindan konrtol altina almaya yardimci olur.

    virtual reality sizi o anda nereye gitmek istiyorsaniz oraya goturup bir cok deneyimi yasatabilir. gelecekte konserler de buyuk ihtimalle virtual reality uzerinden yapilacak ve bir cok insan oturdugu yerden metallica konserine gidebilecek. maclar, tiyatrolar, opera, bale gibi sosyal etkinlikler de bu sekilde halledilebilecek. ha bunun getirdigi belli basli riskler de var. insanlar disari cikip sosyallesmezse ciftlesemez ve neslimizin devami saglanamaz. her seyde oldugu gibi bunu da abartmamak ve bokunu cikartmamak lazim. bu teknolojinin yakin zamanda psikolojik terapilerde kullanilacagini ve cok etkili olacagini tahmin ediyorum.

    bunun disinda gordugu tedaviler yuzunden haftalarca belki aylarca hastanede yatan ve disariyi goremedigi icin moral bozuklugu yasayan hastalara virtual reality ilac gibi gelecek. doktorlar ve hemsireler fiziksel hastalik yasayan insanlarla ilgilenirken isin moral kismiyla fazla ilgilenemiyor ve kisiler de hastaliga yogunlastigi icin haftalarca bir odada tikilip kalmanin morallerine verdigi zarari ve bu zararin da iyilesme evresini kotu etkilediginin farkina varilamiyor. bu tur durumlarda virtual reality faydali olabilir.

    yalniz benim gibi yarim saat fps tarzi oyun oynayinca bas donmesi (motion sickness) yasiyorsaniz virtual reality teknolojisini kullanmak icin biraz daha bekleyeceksiniz veya dikkatli kullanacaksiniz, mesela bir manzaraya bakarken kafayi yavas yavas kipirdatacaksiniz. motion sickness neden oluyor? vucut sabitken onumuzdeki goruntu surekli hareket halinde ve degisken olunca beyin vucudun hareket edip etmedigi konusunda karisiklik yasiyor ve nasil tepki verecegini bilemiyor. en azindan benim denk gelebildigim en mantikli aciklama bu.

    yukarida dedigim gibi bu henuz tamamlanmis, kemale ermis bir teknoloji degil ve hala uretimi ve gelistirilmesi devam ediyor. su anki versiyonlar bu dediklerimi gerceklestirme konusunda tam anlamiyla yeterli olmayabilir ama son 25 yilda dunyada gordugumuz teknolojik gelismelerin gittigi yone bakacak olursak bu teknolojin de 5-10 yil icinde nerelere varacagini az cok tahmin edebiliyoruz. baska bir entry'imde bugun intel, google, facebook gibi silikon vadisi sirketlerinin yatirim yaptigi 5 teknolojiden bahsetmistim, onlari tekrar ederek yazimi tamamlayayim: 1) data science (veri bilimleri), 2) artificial intelligence (yapay zeka), 3) machine learning (makine ogrenmesi), 4) virtual reality (sanal gerceklik), 5) cloud computing (bulut gibi bir sey, kafayi takmayin kafayi yersiniz).

    not: youtube'da virtual reality destekli videolari aratirken filter'a tiklayip "180vr" secenegini secebilirsiniz veya arama kutusunda yaptiginiz aramaya bu ifadeyi ekleyebilirsiniz.

    edit: bu kadar yazi yazmisim bu konuda yapilan akademik arastirmalardan bahsetmemisim. yazida bunun gelecekte gerceklesecegi gibi bir hava yaratmisim ama bu zaten halihazirda akademisyenler tarafindan test edilen ve kullanilan bir yontem. aslinda yaziyi bastan yeniden yazmam gerekirdi ama buradan itibaren devam ediyorum.

    2004 yilinda "scientific american" mecmuasinda yayinlanan bir yaziya gore washington universitesinde vucudu yanmis ve kronik aci ceken insanlar uzerinde virtual reality terapisi denemis. arastirmada virtual reality terapisi goren yanik magdurlari daha az aci cektiklerini veya en azindan terapi sirasinda cektikleri acinin onemli bir kismini unuttuklarini veya daha kolayca gormezden gelebildiklerini soylemisler. dikkatinizi cekerim bu arastirma 14 sene once virtual reality teknolojisi bugunku kadar gelismemisken ve goruntu kalitesi bugunku kadar yuksek degilken gerceklesmis. o zamanlarda en buyuk sorunlardan biri virtual reality teknolojisinin asiri derecede pahali olmasiymis ama son zamanlarda bu fiyatlarda da iyilesmeler gozlemlendigi icin bu teknoloji 5-10 yil icinde evlere girebilir.

    yine ayni universitenin (washington universitesi) yaptigi ve yine ayni makalede yayinlanan bir arastirmada virtual reality'nin beyni nasil etkiledigi daha iyi test edilmis. gonullu deneklere elektrikle isitilan epeyce sicak bir maddeyle kisa sureli olarak dokunulmus ve beyinde aci duyusunu yoneten kisimlardaki (insula, talamus, somatosensory cortex ve anterior cingulate cortex) hareketlenmeler fmri yardimiyla olculmus. ayni zamanda gonullulere anket yapilmis. virtual reality kullanilan deneklerde hem beyindeki aci sinyalleri daha dusuk gelmis hem de aci cektiklerine dair yapilan anket verileri daha dusuk gelmis. bu arastirmada snowworld adi verilen ve grafikleri 3 boyutlu bir oyunu andiran bir aplikasyon kullanilmis. arastirmadan kisa bir sure sonra arastirmaya katilanlara yeniden anket yapilmis ve virtual reality verilenler cektikleri aciyi hatirlamazken diger gruptakiler hatirlamaya devam etmisler.

    guney avustralya universitesinde fizyoterapi goren serebral palsi hastalarinin bir kismina virtual reality aletleri verilmis ve terapi sirasinda daha az aci cektikleri, kendilerine terapistler tarafindan verilen gorevleri daha kolay yerine getirdikleri ve daha hizli iyilesme gosterdikleri gozlemlenmis. ispanya'da orumcek fobisi olan insanlarda virtual reality kullanilarak yapilan terapilerden sonra %80'e varan oranlarda iyilesmeler gozlemlenmis. bu arada bulabildigim fobi tedavisinde virtual reality kullanan en eski arastirma 1992 yilinda yapilmis (ucus ve yukseklik korkusunu gidermek icin) ve o zamanki teknolojiyle bile oldukca iyi sonuclar elde edilmis. gunumuzde virtual reality teknolojisi hem gelisip hem de daha ucuz hale geldigi icin bu tur terapilerin kullanimi giderek artacak ve insanlar bazi terapilere evde de devam edebilecekler. bence buradaki asil devrim de burada.

    11 eyluldeki saldirilardan sonra post-travmatik stres bozuklugu ve depresyon yasayan ve klasik psikolojik terapilere cevap vermeyen new york'lu bir denek uzerinde yapilan 9 haftalik virtual reality tedavisi sonrasi depresyon skorunda %83, stres skorunda %90 dusus saglandi. her ne kadar bu deneyde sadece bir denek kullanilmis olsa da daha sonra irak savasindan donen askerler uzerinde ayni yontem tekrarlanarak basarili sonuclar elde edildi. isin ilginc tarafi bu terapi yontemi sadece yeni travma yasayanlar uzerinde degil, uzun yillardir travmasini yasiyan insanlarda da etkili oluyordu. ornegin 1970'lerde vietnam'dan donen ve 30 yil boyunca post travmatik stres bozuklugu semptomlari gorulen bazi eski ve artik yasini basini almis ve hayattan yillar once kusmus amerikan askerlerinde virtual reality terapisi sonrasi %90 oranlarinda iyilesmeler farkedildi.

  • ben de işyerimi sgk’ya şikayet etmiştim ve bilgilerimin gizli tutulmasını istemiştim. ertesi gün “sen bizi şikayet etmişsin.” diyerek işten kovdular.

    kvkk neden işlevsiz bırakılıyor anlamıyorum. sizi ifşa ettikleri kişi sizin başınıza bir iş açsa sizin bilgilerinizi paylaşan polis görevden alınmalıdır. ama bilgiyi gizli tutması gereken memur neden “aha bu ihbar etti seni.” diye kişiyi gösterir? bizim can ve mal güvenliğimizden sorumlu meslek erbabı değil mi bu insanlar?