hesabın var mı? giriş yap

  • nasıl geriye gittiğimizi gösteren konferanstır. şimdi erzurum'da orucu ne bozar konferansları var herhalde.

  • bir anne-baba, çocuğunu 'acı çekmesin diye' öldürebilecek duruma gelmişse, bilin ki oğlunu kızını o kadar çok seviyor ki, artık acı çekmesine gönlü razı olamıyor demektir.

    yaşlı anam, kalp krizi geçirip ameliyat oldu ve yoğun bakımda uzun süre yattı. artık kapalı yerde kalmak nasıl bir acı verdiyse, yanına her girişimde, "oğlum beni bi 5 dakika dışarı çıkar etrafı göreyim, ne olur!" diye yalvarır oldu. doktorlara söyledim, 'olmaz' dediler, 'yapamayız, ölürse sorumluluk bizde olur', dediler. ben de mecburen boyun eğdim. annem, 1 hafta sonra öldü.

    şimdi düşünüyorum da, keşke son kez çıkartabilseydim, şöyle doya doya gökyüzünü seyrettirebilseydim, o gün de ölseydi. işte çaresizlik.

    'o duruma düşmeden anlaşılamayacak bir olay' kanımca.

    debe editi: ilk debe'mi, canım anneme armağan ediyorum. huzur içinde uyusun.

  • dünya biyosferinin aslında bilinçsiz bir şekilde dünyadaki koşulları yaşama en uygun olacak seviyede düzenlediğini öne süren hipotez. temelde üç ana konu üzerinden yola çıkar.

    1- yaşamın başlangıcından bu yana güneşten dünyamıza gelen enerjinin artmasına rağmen gezegenin ısısının sabit (var olan yaşamın korunmasına uygun sıcaklık aralığında) kalması.
    2- atmosferdeki gaz dağılımının zamanla değişken olması gerekirken yine yaşamın korunmasına uygun olacak seviyelerde kalması.
    3- denizlerdeki tuzluluk oranının değişken olması gerekirken %3.5 gibi bir rakamda sabit kalması.

    yukarıdaki 3 madde bilimsel kanıtlarla desteklenmişlerdir. açıklaması en basit olan 1. ve 2. maddeyi şöyle açabiliriz:
    gezegenin ısısını kontrol altında tutan en büyük etkenlerden birisi karbondioksit, metan gibi sera gazlarıdır. örneğin atmosferdeki karbondioksit oranı arttığında gezegen buna direkt tepki verir. karbondioksit kullanan canlıların biyo kütlesinde artış olur. aşağıdaki görsel üzerinden gezegen çapında son 30 küsür yıl boyunca bitki popülasyonundaki değişimi görebilirsiniz. renkler yeşil tonlarına doğru ilerledikçe artış, kırmızı tonlara ilerledikçe azalışı simgeliyor:
    imgur
    hızlıresim
    yukarıdaki görsel 8 farklı ülkenin 24 enstitüsünden 32 biliminsanının, nasa-modis ve noaa-avhrr uydularından aldıkları verilerle oluşturulmuştur. buradan görebileceğiniz üzere en başta insan etkisi sebebiyle atmosferimizdeki karbon miktarındaki ciddi artışlar nedeniyle doğal olarak bu karbonu kullanan canlıların popülasyonunda bir artış görürüz. bu durum hem gezegen sıcaklığını hem de atmosferdeki oksijen miktarını otomatik olarak dengeler.

    hipotezin ortaya atılmasındaki başlıca sebeplerden birisi dünya dışı yaşam arayışında bir ölçü birimi olarak kullanılmak istenmesidir. biliyorsunuz ki uzak diyarlardaki gezegenlerin atmosferleri üzerinde, yansıttıkları ışığın dalga boyuna bakarak bir fikir sahibi olabiliyoruz. uzun soluklu bir çalışma neticesinde bir gezegenin atmosferindeki maddelerin değişimini ölçüp gezegenimizdeki değişimlerle karşılaştırırsak o gezegende yaşam olup olmadığına dair fikir sahibi olabiliriz.

    buraya kadar, bu anlamıyla gaia hipotezi, olaylara doğrudan bilimsel bir yaklaşımda bulunur. hatta belki kuram olmasından bile söz edebiliriz. ancak bu iddanın hipotez olarak kalmasındaki başlıca nedenlerden birisi, hipotezin sonradan dünyadaki tüm canlıların oluşturduğu biyosferin ve içinde/üstünde bulunduğu maddenin, kısaca tüm gezegenin kolektif zekaya sahip dev bir süper organizma olduğunu önerecek şekilde genişletilmesidir. bu organizmanın adı gaia'dır. gaia tıpkı bir insanı oluşturan hücreler topluluğu gibi, bir biri ile bağımlı ya da bağımsız bütün canlıların hep beraber oluşturduğu şeyin toplamıdır. sinir sistemi, dolaşım sistemi gibi çok hücreli canlılarda bulunan özelliklere sahiptir. mesela hipotezde akdeniz'in gaia'nın karaciğer gibi işlevi olan bir organı olduğu önerilir.

    abiyogenezi açıklamaya çalışan hipotezlerin çoğu gezegendeki yaşamın tek bir canlıdan türediğini önerir. bu hipotezlerin içinde ilk canlının tek bir hücre olmadığını, hücre çeperi diye adlandırdığımız yapının oluşmasından önce bütün okyanusların kendi kendini çoğaltan moleküllerin toplamından oluşan tek bir canlı olduğunu önerenler de vardır. gaia hipotezi bu tip hipotezlerden de destek alır.

    bu bakış açısı bilim insanları arasında dikkat çekse de yeterli seviyede destekçi bulamamıştır. biyologların çoğu bakış açısını teolojik bulur. bir takım biyologlar ise doğal seleksiyon prensiplerine karşı olduğunu savunurlar. hipotezi ortaya atan james lovelock ve geliştiren lynn margulis'in bakış açıları bilimsel olsa bile hipotez, bilim insanı olmayan, bilimsel kavramları tam olarak anlayamamış veya olaya tamamen romantik yaklaşan insanlarca teolojik bir yapıya sürüklenmektedir. bu durum da hipotez ile daha az bilim insanının ilgilenmesine neden olan bir zincirleme reaksiyon yaratır.

  • yaptığım iş turizm üzerine olunca pandemide durmak zorunda kaldık. düzeldi, düzelecek derken 800 bin tl alacağımı tahsil edemeden 7 ay içinde battım. sağolsun bankalarda borç borç deyince evi arabayı sattım borçları ödedim üzerimde sadece 4 bin tl para kaldı :)) bu parayla ne yapılır derken zaten yok zaten yok hep hevesim olan ahşapla uğraşayim dedim. ufak bir kaç malzeme aldıktan sonra ya şunu da alayım bunu da alayım diye diye eldeki bütün parayıda gerekli malzemeler için harcadım ve bir arkadaşımın boş olan dükkanında öyle kendi halimde takılıp askılık, lambader derken evime ve arkadaşlarıma ufak tefek ahşap ürünler yapmaya başladim. bir ay sonra evine askılık yaptığım bir arkadaşım arayıp "nogi, bir arkadaşım var iç mimar senin yaptığın ürünleri gösterdim çok beğendi birkaç ürün istiyor yapabilir misin? diye sordu. uzatmayayım onun istediği ürünleri yaptıktan sonra bir arkadaşı daha arayıp bizede böyle bir ürün lazım yapabilir misiniz acaba ? diye aradı. bunu da yapayım bunu da yapabilirim derken ufak ufak iş yapmaya başladım.bir kaç aya kalmadı işi baya baya profesyonelliğe döktüm. hayat o kadar garip ki tam bittim dediğin anda karşına yeniden mücadele etmen için bir olay çıkarıyor. sanırım orada pes etmeden tekrar başlayabilmek önemli ve bende öyle yaptım. bir matkap bir ufak testere ile başladığım bu işte 120 m2 bir atölye açtım. içimdeki duygu o kadar acayip ki anlatamam. e bundan bize ne derseniz haklı olarak sadece paylaşmak istedim. olur da yolunuz düşerse bir kahveye beklerim ve sosyal medyadan anlayan arkadaşlar varsa beraber çalışmayı çok isterim :) umarım hayat her insanın karşısına vazgeçtim dediği anda yeni güzel şeylerle çıkar... hepinize teşekkür ederim imla hatalarımdan dolayı özür dilerim bütün fularlı ekşi sözlük yazarlarından... birkaç örnek için

    1
    https://www.hizliresim.com/mw9qh8h
    3
    4
    5
    6
    7
    8
    9