hesabın var mı? giriş yap

  • biraz önce, balkonumdan bahçede öten bir sakanın gerçek bir çipetpet duyma şerefine nail olabildim ve bunu kaydettim.

    https://soundcloud.com/user2969641/ipetpet

    kaydettiğimi defalarca dinlerken, sondan ikinci ötüşe kadar sabırsızlanıyordum çünkü, sondan ikinci ötüşü dörtlü bir çipetpet, diğerleri üçlü. evet diğerleri de çipetpet ama lezzetli çipetpet değil, amatörü eğlendirir. belki bir cibili şak şak aniya duyamadım ama bu bana yetti.

    şimdi şevket ağabey'imi daha iyi anlıyorum.

  • osman hamdi bey tarafından yapılmış cesur tablo.
    görsel
    metaforlarla dolu olduğu aşikar. verdiği mesaj kimi yorumlarla yumuşatılmaya ve çarpıtılmaya çalışılsa da bana göre çok açık.

    tabloda bir kadın var, üstelik hamile. duruşu kendinden emin, adeta bir kraliçe veya tanrıça. yerde kutsal sayılan çeşitli kitapların parçaları, üstüne oturduğu şey de kutsal ve bel hizasından aşağı tutulmasına tahammül edilemeyen kitabın konduğu rahle. kadın bir camide ve tam arkasında mihrap var. mihraba arkasını dönmüş bir kadın. yaratıcıya tapmayı reddediyor. çünkü biliyor, asıl yaratma gücü kendisinde. bu bilince vardığı için duruşu da tanrıça gibi. verdiği duygu kimilerinin hoşuna kimilerinin zoruna gitse de bence çok açık.
    bir diğer yandan kadının ressamın gözünde ne denli önemli bir yere konmak istendiğini görüyoruz. bahsedilen kutsal kendisinin sözünü erkeğin sözünün yarısı kadar değerli görürken kadın asıl kutsal benim diyor osman hamdi'nin renklerinde. ona göre kadın tüm kutsallardan üstün. kendisinin veya başkalarının kutsalları kadının hep altında kalmalı.

    tablonun asıl adı tekvin yani yaratılış. tablodaki kadının kim olduğuysa bilinmiyor. kızı olabileceğine dair şüpheler olsa da kızının hamilelik tarihleri ve tablonun yapıldığı tarih aralığı birbiriyle eşleşmiyor. kimilerine göre eşinin gençlik hali, kimilerine göre evdeki hizmetçi kız resmedilen. ayrıca tabloyu osman hamdi bey'in daha önce kendisinden resim dersi almış olduğu fransız ressam jean-léon gérôme'un tanagra isimli heykelinden esinlenerek yaptığı düşünülüyor.
    tanagra
    edit: imla

  • sanırım dünyanın en değişik insan topluluğu ekşi sözlükte yazarlık yapıyor. eğer bu kardeşlerimiz lgbt bayrağı ile poz verselerdi ekşi sözlük yalama timi onları göklere çıkarırdı. ama şimdi sokaklarda biz çok hor görüldük diye ağlayan zihniyet doğu türkistandaki zülme dur diyen gençleri kınıyor. fantastiksiniz, ironiksiniz. tebrikler çok farklı bir beyniniz var.

  • benim bu. üniversite yıllarıma kadar makarna ve menemen dışında pek bir becerim yok idi. kahvaltıda yağda sucuk kavurmaktan başka bir becerisi olmayan iki adamla eve çıkınca birden oktay usta'ya bağladım azizim. sabah kalkıyorum sucuk, akşam eve geliyorum menemen... 15 günün sonunda bakmışım 2 kg vermişim. yok dedim bu böyle olmayacak, bu iki andavalın şu ev menüsünde bir sik geliştireceği yok . gittim marketten yarım kg fasülye aldım. annemden görmüştüm, o bir gece önceden ıslatıyordu. gece yatmadan önce çocuk gibi heyecanlanarak suya koydum onları. okuldan gelmem ile birlikte heyecan ile mutfağa attım kendimi. bir yandan odaya gidip internetten tarifine bakıyorum, diğer yandan mutfağa koşup uyguluyorum. lan 45 dakika oldu, tüp harıl harıl yanıyor fasülye bana mısın demiyor. hala daha taş gibi. aradan bir 45 dakika daha geçti ve sonunda kuru fasülye halini almaya başladı. ilk deneme olmasından dolayı biraz kötü yapmışım ama sonraki denemelerimde muhteşem bir fasulyeci oldum ben. ilerleyen günlerde yanına pilav yapmaya falan da başladım, sonra mercimek çorbası, türlü, patates yemeği derken bir baktım annem gibi olmuşum.(tamamen abartı)

    yalnız dikkatimi çeken birşey oldu. alt tarafı bir fasülye yapacaz 90 dakikada ancak pişiyor. milangazın tanesi olmuş 55 lira. buna ne gaz dayanır, ne bütçe. meğersem bunun da teknolojisi varmış. tabi ne bilelim, aradım valideyi sordum. yav dedi o öyle zor pişer, sana evde kullanmadığımız düdüklü tencereyi yollayım daha kısa sürede pişirirsin. hah dedim anacım elini ayağını öpeyim yolla. düdüklü tencere teknolojisini öğrenene kadar 15 günde bir tüp bitiriyoruz. beşiktaş, milangaz patronu demirören zamanı o dört portekizli yıldızı türkiye'ye getirdi ya; hah işte o benim kuru fasülye yapmaya başladığım günlere tekabül eder.

  • başlık: komsunun kızı iş atıyor yardım lazım

    1. ya beyler ogrenciyim. komsunun bi kız var faceden kariyer.net iş linkleri atiyor. okulum var çalismak istemiorum diorum anlamior

  • "araplar beni bilirler, ben de arapları" sözleri ile tanınan ve müslüman filistin halkı için "ezilmesi gereken bir böcek" gibi küstah ifadeler kullanan ariel şaron'un eseri.
    filistinlilerin evlerini bombalamak, mülteci kamplarının üzerinden buldozerle geçmek, yüzlerce filistinli genci hiçbir gerekçe göstermeden tutuklamak ve sonra işkenceye uğratmak gibi psikopatça ve insanlık ölçüsünde değerlendirmeye alınmayacak pislikler yapılmıştır.
    ariel şaron'un gazze bölgesinin güvenliğinden sorumlu olduğu dönemde ise yüzlerce kişi suikaste uğramış, binlercesi tutuklanıp sınır dışı edilmiş, yalnız gazze'de 2 bin ev yıkılmış ve 16 bin kişi ikinci defa sürgüne gönderilmiştir. sabra ve şatilla katliamları dışında 1982'de israil'in lübnan'ı işgali esnasında birkaç hafta içinde 14 bin insan hayatını kaybetmiş (bunların 13 bini silahsız sivillerdir), yaklaşık yarım milyon insan ise evsiz kalmıştır.
    (bkz: allah belanı versin ariel saron)

    edit:kötülense de; evet, allah belanı versin ariel saron