ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
ön bilgi: kisaltma kablosu, zorlu center'a gidecektir. eğer köprü trafiği açıksa direkt gidecek, değilse, altunizade metrobüs durağına gidecektir.
kisaltma kablosu: merhaba abi. kolay gelsin
taksici: sağol kardeşim. buyur.
kablo: abi 1. köprü hakkında bilgin var mı?
taksici: 1. köprü 1974 yılında yapıldı ve temeli süleyman demirel tarafından atıldı canım kardeşim.
kablo: ahauhaaeuaheaeuhaeuhahahaahaha
yaran facebook durum güncellemeleri
-
şarjın kablosu oynamış, %100 beklerken bir baktım %7. evladını kartal kaçırmış fatma girik gibi perişanım şu an..
sierra leone
-
1787'de, britanya'daki azat edilmiş kölelerin yaşaması için koloni olarak kurulan ülke. bu da kölelik kalkmasına rağmen siyahların britanya'da pek de hoş karşılanmadığının göstergesi.
biraz geriye, 1706'ya, gidersek; dönemin ''lord chief justice''i olan john holt'un, ingiltere'ye gelen siyahların özgür olduklarını bildirmesiyle bir nevi köleliğe karşı bir karar aldığını söyleyebiliriz. buna rağmen britanya dışındaki ingiliz bölgelerinde, yani kolonilerde, kölelik devam ediyordu. ancak 1772 yılında, somersett's case olarak bilinen dava sonucunda siyahların hakları tanınmaya başlandı. bu davada ''efendisi'' tarafından ingiltere'ye getirilen james somersett, kaçmaya çalışıp yakalanınca jamaika'ya gönderilmek üzere gemiye bindirilir. bu olay lord mansfield'ın kulağına gider ve mansfield hüküm vermek üzere tarafları mahkemeye çağırır. davada somersett'in mülk değil, özgür bir birey olduğu, ingiltere'deki hiçbir kölenin zorla ülke dışına çıkarılamayacağı hükmü verilir.
yasalar köleliği yasaklamasına ve köleliğe karşı olmasına rağmen kölelik devam eder, ingilizler pek de yasaları takmaz. ancak yine de bu süreçte köleler yavaş yavaş özgürlük kazanır. en başta da bahsettiğim gibi, bu özgür kalmış köleler de afrika'ya gönderilir, sierra leone kurulur.
ingiltere'deki bu kölelik belirsizliği 1807'de köle ticaretinin, 1833'te birkaç bölge dışında köleliğin yasaklanmasıyla sona ermiştir. kalan bölgeler 1843'te bu kanunlara dahil edilmiştir.
sierra leone ise 1961'e kadar ingiliz himayesinde, bu tarihten sonra da bağımsız bir devlet olarak sömürülmüştür. insanların köle olmadığı yıllarda ülke halinde köle gibi kullanılmıştır, kullanılmaya da devam ediyor.
pişmiş tavuk almaya giden vatandaşa 4 bin tl ceza
-
adana demirspor'un şampiyonluğunu kutlamaya gidiyorum deseydi ceza almayacak bir vatandaşın aldığı cezadır.
ötv kalkarsa arabamın değeri düşer
-
300bin tl’lik bir araban var.
almak istediğin araba 500 bin tl. senin maaşın sabit, 10 bin tl. 20 ay çalışman lazım.
ötv düşerse arabanın değeri 150 bin tl olur diye korkuyorsun.
almak istediğin araba da 250 bin tl’ye düşüyor.
10 ay çalışarak alabiliyorsun.
31 aralık 2014 yeniçerinin noel baba'yı kovalaması
-
antalya doğumlu adamın, ordu eliyle büyütülmüş balkan kökenli ortodoks yetimler tarafından kovalanması.
parliament ve marlboro'nun fiyatının düşmesi
-
sigara içmeyenlere kapak olan indirimlerdir .sonunda kar edeceğimizi biliyorduk ...
1967'de istanbul
-
pırıl pırıl, muhteşem görüntüler.
görüntülerin en önemli detayı şu:
taksim meydanı 50 yıl önce bugünkünden herhalde 50 kat filan daha güzel. neredeyse uygar bir şehir meydanına benziyor.
edit: ayrıca gerçekten de ortalıkta tek bir türbanlının olmadığı, ülkenin balkan ülkesi havasında olduğu görüntüler. o günden bugüne bakınca dubai'ye dönmüşüz hissi geliyor insana.
edit2: bunun nesi gg yahu? şaşırdınız iyice. ülkenin geldiği hali sevmek zorunda mıyız lan?
the office
-
burada bazen "daha izlemedim, izleyeceğim" yazanları okuyunca kıskanıyorum.
dwight'ın jim'e arabanın arka koltuğunda oturmanın kendisine sağlayacağı avantajları anlattığı sahnede yaşananlar gibi bir sürü sahnede sanki 6. kez tekrar yapmamışım gibi gülüyor olsam da, şu diziye yeni başlamış olmak daha önce hiç girilmemiş bi ormana girmek, daha önce adım atılmamış bi toprağa basmak gibi hissettirirdi. bunun kıymetini bilin. şanslısınız.
hasan hüseyin korkmazgil
-
1982 yılında güründe ağır ceza mahkemesi başkanı iken "memnu haklarını" (yasaklı haklarını) iade ettiğim (geri verdiğim) koca şair.
bu onur bana yeter...
(bkz: memnu hakların iadesi)
thy'nin başarısız plüton trollemesi
-
dondurma isteyen cocuguna "evde karpuz var soguk soguk" diyen anne cagrisimi yapmistir.
çocuklarla girilen trajikomik diyaloglar
-
istiklal caddesinde, dokuz on yaşlarında, büyük olasılıkla tinerci, iki çocukla konuşan polis, birine sorar: "nerede oturuyorsun sen, evin nerede senin?"
çocuk: "evim filan yok, orada burada uyuyorum" der.
polis öbürüne döner "peki, sen?"
ikinci çocuk: "komşuyuz!"
(bkz: sokak çocukları)(bkz: umut çocukları)
motor işi sakat abi
-
şu anki aklım olsa zencinin dalına biner, motora binmezdim. bir senedir sürünüyorum, iki ameliyat oldum, üçüncüsünü ağustosta olacağım. dizin altından kaval kemiğini ucu üç parça oldu kazada. buna da şükür, yürüyorum tekrar.