hesabın var mı? giriş yap

  • makro lenslerimle doğa harikalarını fotoğraflayıp paylaşıyorum 13 like geliyor, yediği lahmacuna limon sıkan bir de burdan çek kezbanlarının lahmacun heştegli fotoğrafları 63240 like alıyor.

    boku çıkmış fotoğraf paylaşma şeyi.

  • dönemin askerlik kanununu incelemekte yarar var. rahmetli babam da askerliğini yedek subay olarak yapmıştı, ama meslek lisesi mezunuydu. ayrıca iddia edilen üniversite mezunu olmadığı değil, 4 yıllık üniversite mezunu olmadığıdır. o yıllarda 3 yıllık üniversite mezununun yedek subay olabilmesi mümkün olabilir.

    ikna edici olmayan açıklamadır.

  • bira şişesi kapağının içinde plastik bir parça vardır.

    --- spoiler ---

    çoğu hafta pazar günü bile çalışan ve madalyaları koyacak yer bulamayan ben, dünyanın öbür ucundaki proje ortağına, whatsapp aracılığyla işle ilgili bir şey sordum. gelen cevap bir kasa bira fotoğrafıydı. çünkü günlerden cumartesiydi.

    --- spoiler ---

    o lastik parçaya, conta denir.
    o kapağa da, contalı kapak!

  • ülkede asgari ücretli, memur ve emekli sayısı ortalama %80 iken bunların fakir fukara olduğunu olduğunu beyan eden bir açıklama olmuş.
    asgari ücretli ve memurlar kazançlarını çalışarak elde ederken emekliler de yıllarca maaşlarından kesilen kesintilerle devletten emekli aylıkları alıyor. tüm bunları göz ardı eden sayın bakan bu insanlara sanki ceplerinden (bkz: sadaka) veriyormuş gibi konuşuyor.

    peki biz bunları hak ediyor muyuz, evet sonuna kadar hak ediyoruz. çünkü her halk layık olduğu şekilde yönetilir.

  • dostum dostum, guzel dostum.
    bu ne beter cizgidir bu.
    bu ne cildirtan denge?
    yaprak doker bir yanimiz, bir yanimiz bahar bahce.

  • hazırlıkta okuyoruz. liseden öyle bir ortama geçmişiz ki adapte olmak çok zor. hazırlığın camında bir baktım. isimim yazıyor. matematik bölümünden prof. dr. bilmemkimi görünüz. beni bir ter bastı. ulen koca prof. beni niye çağırsın. lisede müdür yardımcısı çağırdı mı başın belada demektir. dersi mersi unuttum defter kitap falan sınıfta kaldı. koşarak matematiğe gittim. buldum odasını hocanın. öleceğim heyecandan. neden çağırır beni koskoca profesör. hem de matematik profesörü. kapısına geldim kapı açıktı. elinde çay fincanıyla vatandaş kapıya yöneldi "buyrun" dedi. kendimi tanıttım büyük bir heyecanla sesim titreyerek. "hocam ben hazırlıktayım. beni çağırmışsınız." dedim. "estafurullah. çağırmak ne kelime. burası üniversite. kimse kimseyi çağıramaz. ben sizinle görüşmek istedim. hazırlığın sekreterini aradım onlar da ilan asmışlar. konu şu: sizin alacağınız matematik dersi ......" konuştu konuştu ben gerisini dinlemedim.

    şimdi bu hocalar bu öğrencilere böyle eğitim veriyorlar. bunu odtüde okumayan bir adam başbakan da olsa anlayamaz bilemez. nerden bilsin.