hesabın var mı? giriş yap

  • kendisi hakkında cia resmi sitesinde nüfusa ve çeşitli dağılımlara yönelik detaylı bilgiler verilmiştir.

    uyruk:

    ad olarak : liechtensteiner(s)
    sıfat olarak: liechtenstein

    etnik gruplar:

    lihtenştaynlı 65.6%, diğer 34.4% (2000 genel nüfus sayımına göre)

    diller:

    almanca (resmi), almanca lehçe

    din:

    katolik (resmi) 76.2%, protestan 7%, belirsiz 10.6%, diğer 6.2% (haziran 2002)

    nüfus:

    37,009 (temmuz 2013 tahmini değer)

    dünyadaki ülke sıralaması : 213

    yaş dağılımı:

    0-14 yaş: 15.9% (erkek 3,101/kadın 2,785)
    15-24 yaş: 11.7% (erkek 2,183/kadın 2,149)
    25-54 yaş: 43.6% (erkek 8,026/kadın 8,110)
    55-64 yaş: 13.4% (erkek 2,466/kadın 2,478)
    65 yaş ve üzeri: 15.4% (erkek 2,570/kadın 3,141) (2013 tahmini değerler)

    ülke yaş ortalaması:

    toplam ortalama: 42.1 yaş
    erkek: 41.1 yaş
    kadın: 43.1 yaş (2013 tahmini değerler)

    nüfus büyüme oranı:

    0.81% (2013 tahmini değerler)

    diğer ülkelere göre nüfus büyüme hızı sıralaması: 134

    doğum oranı:

    10.67 doğum/1,000 kişide (2013 tahmini değerler)

    diğer ülkelere göre nüfus büyüme sırası: 182

    ölüm oranı:

    6.89 ölüm/1,000 kişide (2013 tahmini değerler)

    diğer ülkelere göre nüfus azalma sırası: 135

    net göç alımı:

    4.35 göçmen/1,000 kişide (2013 tahmini değerler)

    dünyadaki göç alan ülke sırası: 25

    şehirleşme oranı:

    şehirli kesim: tüm nüfusun %14'ü (2010)
    şehirleşme hızı: yılda 0.9% (2010-15 tahmini)

    önemli şehirler ve nüfusları:

    vaduz (başkent) 5,000 (2009)

    cinsiyet dağılımı:

    doğmakta olan: 1.26 erkek(ler)/kız
    0-14 yaş: 1.09 erkek(ler)/kadın
    15-24 yaş: 1.04 erkek(ler)/kadın
    25-54 yaş: 0.99 erkek(ler)/kadın
    55-64 yaş: 1 erkek(ler)/kadın
    65 yaş ve üzeri: 0.81 erkek(ler)/kadın
    genel dağılım: 0.98 erkek(ler)/kadın (2013 tahmini)

    ölü doğum oranları:

    toplam: 4.36 ölüm/1,000 canlı doğum

    bu ölümlerin dünya ülke sıralaması: 192

    erkek: 4.64 ölüm/1,000 canlı doğum
    kız: 4 ölüm/1,000 canlı doğum (2013 tahmini)

    ülkede ortalama insan ömrü:

    genel ortalama: 81.59 yaş

    dünya insan ömrü sıralaması: 12

    erkek ömrü: 79.45 yaş
    kadın ömrü: 84.29 yaş (2013 tahmini)

    doğurganlık oranı:

    1.69 çocuk kadın başına (2013 tahmini)

    dünya doğurganlık ülke sıralaması: 171

    hiv/aids - yetişkinlerdeki yaygınlık: bulunmuyor

    hiv/aids taşıyan vatandaş: bulunmuyor

    hiv/aids'ten dolayı ölüm: yok

    eğitime ayrılan gelir:

    milli gelirin %2.1'i (2008)

    eğitim gideri dünya sıralaması: 165

    okur-yazarlık:

    tanım: 10 yaş üzeri kimseler yazıp okuyabiliyor
    okur-yazar oranı: %100
    erkek: %100
    kadın: %100

    mecburi eğitim süresi ortalaması (ilk ve orta öğretim):

    genel ortalama: 12 yıl
    erkek: 13 yıl
    kadın: 12 yıl (2008)

    eveeet sevgili minikler lihtenştayn'ı cia amcamızın katkılarıyla daha yakından tanımış olduk.*

  • yahu fanatizm gözleri yine kör etmiş. fenerbahcenin hometownu olan kadıköyün belediyesi maç sebebiyle trafik sorununa dikkat çekmek istemiş. yok kadiköyde gsliler yaşamıyor muymuş yok oy filân yokmuş. cus artık ya.

    neyin fanatizmi yapacağına şaşırır olmuş insanlar. bi relax bi sakin. kizacaginiza oturun yoga filân yapın bi ruhunuz dinlensin

  • kesinlikle yanlış önermedir. tabii ki ben de isterim kitaplar birkaç yayınevinin tekelinden çıksın, herkes bassın, rekabet olsun, daha çok kişi ekmek yesin bu işten. bu mutlaka fiyatları da biraz olsun düşürecektir. ama yine de şimdiki fiyatlar kabul edilemez seviyelerde değildir. açıklayayım:

    kitap da bir nevi boş zamanları değerlendirme aracıdır. örneğin gidip 2 bira içseniz geçireceğiniz 3-4 saat için 30-40 lira para ödersiniz. ya da güzel bir yemek yiyeyim derseniz size yine 25-30 liraya patlar. maç izlemeye gitseniz yediğiniz içtiğiniz derken yine 20 liraya falan gelir. yani güzel zaman geçirmek gidişi gelişi derken saati 25 liradan aşağıya patlamıyor.

    peki diyelim gidip 26 liraya çevirisinin de iyi olduğunu bildiğim şu kitabı aldınız. 550 sayfayı eğer inanılmaz bir okuma alışkanlığınız yoksa 10 saatten önce bitirmeniz zor. saati kaç liraya geldi? 2,6 tl. üstelik aldığınız şey tükenen bir şey de değildi. iyi bir kitap seçtiyseniz tekrar tekrar dönüp okuyabilir ya da başkalarıyla paylaşabilirsiniz. indi mi maliyet yarıya? ( ayrıca internette veya sahaflarda bu fiyatın da yarısına okunabilir ikinci el kitaplar bulmak mümkün.)

    yani kısacası sevdiğiniz bir şeyin saatine 2,65 tl vermek size pahalı geliyorsa ya çok çok yoksulsunuz ya da daha yüksek ihtimalle kitap okumakla falan işiniz yok bunu temize çıkaracak bir bahane arıyorsunuz. ama bu devirde okumak istedikten sonra kitaba ulaşmak çok kolay. internette bedava lan en basitinden. bedava ve çok yeni kitaplar haricinde bulamayacağın kitap da yok. indirirsin biraz gözün yorulur ama kendin için yine de faydalı bir iş yapmış olursun. ya da basarsın televizyonunun bilgisayarının düğmesine birkaç saat takılır, uyuşmuş beyninle gider yatarsın. seçim senin.

  • eczanede üç çalışan yanyana oturuyor diye para cezası yazıldı. metrodan inen mavi saçlı hanfendi biraz nefes almak icin maskeyi çenesinden 10 saniye indirdi ceza yazıldı. motorsiklet sürücüsü maske takmadığı için durdurulup ceza yazıldı. bankta yanyana oturan iki vatandaşa sosyal mesafeyi ihlal ettiği gerekçesiyle ceza yazıldı. küçük bir çocuk babasıyla beraber bankaya gittiği için "babana söyle 900 lira fazla çeksin" diye polis espri yapıp ona da ceza yazdı. 30 yaşında bir adam evine en yakın fırından değil de iki sokak ötedeki fırından ekmek almaya gittiği için suiistimall ettiği gerekçesiyle o da ceza yedi. yanan evini maskesiz izlediği için bile ceza yiyen oldu. sokakta yaşayan adama sokağa çıkma yasağı ihlalinden bile ceza uygulandı.

    özetle en ufak hatada devlet baba ensemize yapıştı ama aynı devletimiz ak parti kongrelerine hiçbir şey yapamadı. her ilden otobüs dolusu maskesiz yüzlerce insan şarkı söyleye söyleye toplandı gıkı çıkmadı.

    reisimiz aldı mikrofonu "nağme olsam tellerine, kurban olam yollarına. ardahan, hoş geldin" dedi. ardahanlilar hoşbuldukkkk deyip virüsü kaptığı gibi memleketine gitti.

    "senin gibi yari olan neyler ayvayı narı. artvin, hoş geldin" dedi. artvinliler de aldı memleketine gitti.

    "beyleri sözlerin eri, ışıldar zeytin gözleri. kilis, sen de hoşgeldin" dedi. kilis de hoş bulduk deyip aldı virüsü gitti.

    "alem düşman kesilse, gönül senden vazgeçmez. adıyaman, sen de hoşgeldin" dedi. adıyaman da eyvallah dedi çekti gitti.

    özetle 81 ilimizin insanı o hınca hınç kalabalıkta hoşbulduk diyerek çekti gitti.

    çay ocaklarının kapatıldığı, kahvelerin aylardır açılmadığı, halısahada top dahil oynanmadığı dönemde ağzı maskesiz yüzlerce insan hoşbulduk, hoşbulduk, hüloooo dedi gitti.

    "unutmayalım ki bu virüs bir kişiden tüm dünyaya yayıldı" diyen sağlık bakanımız fahrettin koca dahil kimse buna sesini çıkaramadı. hatta erdoğan; "işte salonun hali. bakın bir kongre yapıyoruz, salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz ve salon lebaleb dolu” diyerek aklımızla dalga geçti. yetmedi bir sonra ki ankara kongresinde "sizleri kar yağışının tüm mikropları temizlediği anlamlı buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum" diyerek her fırsatta övdüğü duble yollar gibi aklımızla da duble dalga geçti ve risksiz denilen mavi yerler dahil tüm ülke kısa zamanda kankırmızı oldu.

    yani bu yönetim biçimiyle 55 bin değil, 155 bin vaka olsa bu sayı çok azdır. olan esnafa, olan emekçiye oluyor maalesef olay budur. lafı hiç uzatmaya gerek yok.

    "sen menfaatime dokunmayan, zengin iş yerlerime bulaşmayan, ashâbıma yapışmayan korona,
    sen de hoşgeldin..."

  • tarsus'ta ikamet eden bir yazarın olay yerine gidip bilgi alması, olmadı gizli gizli içeri girmesi, vurulursa da hayatının son saniyelerinde telefondan entry girerek bizi bilgilendirmesi gerekiyor.

    bu gerçekleşirse kendisi ayrıca ilk ekşi sözlük şehidi olarak anılacaktır. birkaç yüzyıl sonra ekşi dininde aziz olarak bile kabul edilebilir. önemli bir mertebe. hatırlatmak isterim.

  • 7 haziran mhp (nickten de anlasiliyor sanirim)

    1 kasim chp

    arkadas.. sustuk sustukta artik buramiza kadar geldi. sen kiytirik halinde hicbir sey yapmadan 3. parti olmussun, milletvekili sayin 4. partiyle ayni.

    kilicdar ayagina gelmis, basbakanlik teklif etmis, 1 sene sursun 6 ay sursun onemi yok. yapsana ya koalisyonu, al bakanliklari ac eski defterleri. kimin ne yolsuzlugu varsa acima birak yargiya hesap versinler.

    bu kadar pislik aciga cikinca don millete, yeniden oy iste.

    ama yok. sen ne yaptin haci? anca kulustur arabada ferdi tayfur dinle.

    sirketim olsa ve benim calisanim olsan 50 kere kovmustum seni.

    3 nesillik gelenegi bozma pahasina da olsa oy moy yok sana. kusura bakma.

  • konya’da bu röportajı veren kuryenin, getir firması tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarılması olayı.

    kaynak1 kaynak2 kaynak3

    getir? neden işten çıkardınız çocuğu? söyledikerinde 1 cümle değil 1 kelime yanlış var mı? resmi bir açıklama yapacak mısınız?

    (bkz: getir)

    (bkz: getir boykotu)

    dipçe-1: 12.11.2021 tarihli getir açıklaması

    dipçe-2: 12.11.2021 tarihli (getir açıklamasından sonra) kurye açıklaması : "evet getir beni işten attı".

    dipçe-3: bugün bir getir kuryesi arkadaşı yakaladım konuştum.
    ben: - abicim sosyal medyada sizin 14 saat çalıştığınız söyleniyor doğru mu? 7-8 saat mesainiz olduğunu söyleyenler var??
    kurye: - silktirsinler abi onlar, sabah 8, akşam 1 çalışıyouz. 12 saat zaten çalışmak zorundasın. 12 saatten sonrası artı senin için. bizler esnafız, bağkurlu gibi düşün abi.
    ben: sigortanız? kaza maza yapsanız n'oluyor?
    kurye: - abi bu gördüğün depo da bir esnafın. bu adamda getir'den franchising alıyor. bizlerde bu depo sahibine esnaf olarak hizmet veriyoruz öyle düşün. bağkur sigortamızı kendimiz yatırıyoruz. kaza mı yaptın. motorun tüm masrafları bana ait. öldüm parçalandım getir'in hiç bir sorumluluğu yok. adamlar tüm düzeni kurmuşlar. bize bir şey olsa getir en ufak bir sorumluluğu yok.
    ben: - peki kazancın nasıl yeterli mi?
    kurye: - abi 13-14 saat çalışıp 10 bin lira alsan n'olacak. hayatın silkiliyor haftanın 7 günü.