ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
japonlar : " biri yapabiliyorsa, ben de yapabilirim. hiç kimse yapamıyosa, ben yapmalıyım. "
türkler : " biri yapabiliyorsa ben neden yapayım. hiç kimse yapamıyorsa, ben nasıl yapayım. "
uzun kollu üzerine t-shirt giyilen karanlık dönem
-
benim gözümde havalı insanın belirtisiydi bu halen daha böyle olabilir hatta. zannımca kötü olmayan dönemdir.
%99.9'u dindar olan bir ülkede mini şort giymek
türkiye'de haksızca alınan legal masraflar
-
başlığı tam toparlayamasam da içerikte toparlıycam. burda kastettiğim genellikle devlet kurumları tarafından alınan haksız paralardır. bunlar kanunen legaldir ama vicdanen haksız alınan paralardır.
- misal, motosikletlerden alınan köprü ve otoyol ücretleri. bunlar otomobillerle aynıdır ancak bir motosiklet bir otomobilin 4 te biri kadar yer kaplar. otoyola verdiği hasar da diğer motorlu araçlara göre çok daha azdır. buna rağmen devlet baba keser hesabı, ödetir paşa paşa otomobil geçiş parası kadar parayı.
- yurt dışı çıkış harcı da buna örnektir. devletin, "sen yurt dışına çıkıyorsan sende para çoktur, az da bize ver hele" demesidir. hesapta legaldir ama haksızlıktır.
- beynelmilel ehliyet mevzusu var örneğin. ingiltere'de 5.5 pound'a alınan belge, yurdumuzda turing kurumuna verilen yetki nedeniyle sadece o kurumdan verilebilmekte ve bunun için de 415 tl alınmaktadır.
- pasaport bedeli de benzer şekildedir. avrupa birliği ülkelerinin, nerdeyse tüm dünyayı vizesiz gezmeye yarayan kıymetli pasaportları kuş kadar bedelle halka verilirken bizim her yere vize almamızı gerektiren pasaportumuz için 400-500 lira paralar alınmaktadır.
bunları daha sayayım desem sayfalar dolar. hesapta hepsi legaldir bu masrafların ancak vicdanlara sığmayan, mantığı olmayan, ucubik paralardır bunlar. gün gelir de ödemeyiz inşallah bunları.
vücut geliştirme ile ilgili yanılgılar
-
yanılgı: vücut geliştirirsem herkesi döverim.
gerçek: ağzıma sıçtılar.
4 mart 2020 engin özkoç açıklamaları
-
konuşmasını şuan izliyorum ve yazmak için yarıda kestim. hayatımda gördüğüm en yürekli insanlardan biri. helal olsun.
düğün yerine wedding demek
-
9 ay sonra da baby shower fotolarını instagramda paylaşıcak insan eylemi
27 ocak 2022 amazon.com.tr memnuniyeti
-
türkiyeyi isveçe çeviren şirket.
asch deneyi
-
sosyal psikoloji derslerinde tüm amfinin ağzını açık bıraktıracak birkaç deneydendir. diğeri için (bkz: milgram deneyi)
norm etkisine güzel bir örnek olan deneyde gerçek 1 katılımcı 3 ya da 4 tane ise işbirlikçi vardır. işbirlikçi sayısının fazla olmasının daha sonra yapılan deneylerde etkisiz olduğu görülmüştür. bir masa etrafına oturan işbirlikçilere ve gerçek katılımcıya 3 tane birbirinden farklı uzunluklarda çizgi gösterilir ve dördüncü çizginin diğer 3 çizgiden hangisiyle aynı uzunlukta olduğunu söylemeleri istenir. bu deneyde gözlemlenmek istenen gerçek katılımcının doğru cevap vermesi üzerinde grup etkisinin ne boyutlarda olduğudur. asch deneyi defalarca tekrarlamış ve sonunda görmüştür ki gerçek katılımcılar işbirlikçilerin verdikleri yanlış cevaplara inanmasalar bile gruba aykırı davranmaktan kaçınıyorlar.
işbirlikçilerden yalnızca biri (kalın camlı gözlük kullanıyor olsa dahi) gruptan farklı bir cevap verdiğinde gerçek katılımcının da doğru cevabı verme oranının arttığı görülmüş.
mesai saatlerinde dışarıda dolaşan kalabalık
-
çalışmaya başladığımdan beri dün sanırım ilk kez öğleden sonra dışarıdaydım (hepimiz hafta içi öğleden sonralarımızı satıyoruz ama dün benimki bi şekilde elimde kaldı. para etmedi dün öğleden sonram). öğrenciyken de fark etmiştim bi gariplik olduğunu ama çok da şeyimdeydi o zamanlar. neyse işte bi şekilde bi sebepten mesai saatleri dahilinde dışarda olursan görüyorsun, sokakta bayağı bi kalabalık var. hani sadece üniversite öğrencileri, yaşlı emekli teyzeler amcalar filan değil. bayağı böyle kafelerde oturan, tavla oynayan, sokakta boş boş sigara içen, gaste okuyan 25-60 yaş arası bi güruh. kim bunlar abi? hepsi mi işsiz? bütün beşiktaş, bütün taksim iş arayıp da bulamıyo mu? pardon ama bu ihtimal hiç inandırıcı değil. e napıyo bunlar? ve ben neden haftada 6 gün eşşek gibi çalışıyorum? ve güzel güneşli istanbul öğlenlerini çıldırasıya yaşayan bu insanlar bu şansı nasıl bulabiliyo? ne yerler ne içerler kim bunlar ya? okmeydanı'nda trafik vardı abi saat 3?! bi biz miyiz anasını satiym sabahtan akşama kadar kendini ofise tıkan. yüz elli bin tane soru işareti çıktı kafamda. çalışamıyorum dağıldım.
bibok anlamadığım kalabalık.
31 ekim 2014 galatasaray kasımpaşa maçı
-
taraftarın koreografisi süper.
kirmizi fon üstüne sarı renklerde galatasaray yazmışlar tribüne. *
gerci 3-5 bozan insan var ama.
ek: devre arasi tv caps
edit: imla.
yaran fıkralar
-
doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış.
bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış.
kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kurkunu giyer ve koy meydanına gelirmiş.
yanında da en yakın yardımcısı haso. ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış:
“-ula hasso, ahali bakiy mi?”
hasso yanıtverirmiş:
“-evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir.”
ağa çişiyle karin üzerine imzasını atarmış, “abdullah cizrelioğlu” sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:
“-hala bakirler mi lo?”
“-he ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler.”
her sene ayni tören sürermiş. aradan 7 yıl geçmiş. ağa yine kar tuttuktan sonra çıkmış koy meydanına.
sormuş hasso’ya:
“-ahali bakir mi?”
“-he ağam bakirler, kopekler, kediler bile camdadir.
ağa adini yazmaya başlamış “abdullah” diye. “cizreli” demiş ki, kalakalmış, çünkü yas gereği prostat.
halka rezil olmak var..alçak sesle hasso’ya sormuş:
“-bakirler mi?”
“-he ağam bakirler de, sen ne diye durdin ki ogle?
ağa çaresiz
“-ula gel yanıma, arkanı don ahaliye, tamamla sunu.” diye emretmiş.
hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın
kulağına eğilmiş :
“-ağam..” demiş haso..,
“-kırk yıldir kafama vurdin salak dedin, sırtima vurdun aptal dedin. he bu kulun okumayı yazmayı sökemedi ki, ucunu tut da yazının devamını sen yaz…
yanımızdakileri eğitmezsek, tutacağımız gün yakındır.