hesabın var mı? giriş yap

  • yunanistan'ın bozulan ekonomisinin damga vurduğu maç. dudağı kanayan yunanlı oyuncuya yokluktan sadece pamuktan bıyık takabildiler. adam levent kırca'ya döndü, ordan oraya koşup duruyor yazık. bir müslüman da çıkıp bepanthene merhem sürelim demedi, inanılır gibi değil arkadaş...

  • "uyumak güzel de, kitle halinde uyuyunca sıkıntı oluyor. "
    sözünü hiç unutmayacağım güzel insan.

    üzdün abi. allah rahmet eylesin.

  • (bkz: saturn)'ün 62 uydusundan biri. üstü tamamen buz kaplı ve yüzeyi kraterle dolu. ilk başlarda ölü bir uydu sanılmış. fakat güney kutbundaki pürüssüzlük dikkatten kaçmamış. cassini'nin kameraları yüzeydeki yarıklardan su buzlarının fışkırdığını tespit etmiş. güney kutbundaki pürüssüzlüğün nedeni de buymuş. ardından gezegende organik molekülller, karbon taşıyan molekül ve azot taşıyan moleküller tespit edilmiş. ama en ilginci tuz minerali de barındırıyormuş! yani o bahsettiğim yüzeyden fışkıran su buzları, donmuş deniz suyuymuş. bu olaydan sonra gezegenin donmuş yüzeyinde daha derin bir araştırmadan sonra yer çekimi verisi yüzeyin altında sıvı suyun varlığını ortaya çıkarmış.
    enseladus'un kabuğunun altında 32 km boyunca uzanan bir okyanus var. gerçekten araştırılmaya değer, ilginç bir yer enseladus, ayrıca bu okyanusun tabanında hidrotermal bacalar olduğu düşünülüyor, yani su soğuk değil sıcak olabilir, çünkü küçük nano-silika parçacıklarına rastlamışlar ve nano-silika sadece sıcak bir ortamda oluşabiliyormus.

  • uzunca bir süre bu güzelliği yaşayabildik.

    gece haydarpaşadan trene bininir, tren gebze taraflarına geldiğinde yemekli vagon açılmıştır sesi gelir.

    yemekli vagona geçersin, örtülü masalar, her masaya 4 kişi düşer, kimse tek ya da 2 kişi oturmaz yoksa trene yetmez o vagon. selam verip oturursun bir masaya ya da senin masana gelirler.

    gece bir de dolunay varsa dışarıda, o patates kızartması, o sigara böreği ne lezzetli gelir o yolda rakının yanında. sohbet muhabbet, tren raylarının sesi, arada diğer trene yol vermek için durmalar.

    sonra ankaraya yaklaşırken, vagonun sıcağından iyice mayışmışsın, vagona dönüyorsun, tabi o sıralar sigara içiliyor kapalı mekanda, son bir sigara tellendiriyorsun, sıcacık vagonda koltuga oturup 2-3 saat kestırıyorsun. sonra sincandan, polatlıdan christiano ronaldolar binmeye başlarken uyanıyorsun, ağzın kurumuş açık yatmaktan, kana kana su içiyorsun, son yarım saat, geçiyorsun yemekli vagona yine, bi tost bi çay. hoşgeldim ankara.

  • daha önce söyledim mi bilmiyorum ama

    baba oluyorum lan yazarlar :)) oğlum büyüyünce buraları hep okuyacak. o yüzden terbiyeli yazın. sıçtırtmayın bacağınıza.

  • bunu çok yakınlarım hariç kimseye anlatmadım. burada zaten kim olduğumuz belli olmadığı için yazmamda bir sorun yok.

    yıl 2010, amerika'nın alaska eyaletindeyim*

    orada yaşamaya başlayalı yaklaşık iki ay olmuştu. şehrin yaşam tarzına artık alışmıştık. mesela sokakta yürüyen bir tek insan yoktu. sadece biz türkler yaya idik, herkes arabayla geziyor.

    birgün marketten çıktım bisikletimi bağladığım yere doğru ağır ağır yürüyorum. arabanın birinde şoför koltuğunun yanında bi tane yaşlı adam oturuyordu, adam aynı dedem. ama bukadar benzer yani. kendimi ona bakmaktan alamadım çünkü aşırı benziyor. o da bana bakıyor. artık o kadar uzun bakıştık ki adam elini yavaş yavaş kaldırıp bana selam verdi. yavaş yavaş diyorum çünkü galiba adam felçliydi, felçli tanıdığı olanlar bilir, hani ilkokulda hoca parmak uçlarımıza cetvelle vururdu ya, parmaklarımızı birleştirirdik, hah işte eli öyleydi. o şekildeki elini yavaşça başına kaldırarak selam verdi ve gülümsedi.

    ben iyice heyecanlandım çünkü benim dedem de felçli. adamın yanına gitmek istedim ama hasta olduğu için birileri adama zarar vereceğimi düşünür diye çekindim ve gitmedim. arkama baka baka gittim ve adam da hiç gözünü benden çekmedi.

    türkiye ile aramızda 11 saat var. yani alaskada sabahken türkiyede akşam oluyor. ben ertesi gün sabah yani türkiyede akşamken bizimkileri türkiyeyi aradım, normal konuştuk ettik. dedemin öldüğünü söylediler. ne zaman dedim dün dediler. yani benim o markette dışarıda o adamla selamlaştığım an.

    dedem yaklaşık 25 sene felçli yattı, yatalaktı yani. çok zor yıllar geçirdi. ben dedemin normal halini hiç göremedim. bir kere bile sohbet edemedik yani adam zaten yatalak. ama hep sıcaklık hissederdim adamcağıza. severdim yani.

    lafın özü bu olay bana pek tesadüf gibi gelmedi. dedemin zaten hayatımızda bir yeri yoktu ki hatırladım özledim aklıma geldi ölümü de ona denk geldi desem. adamın öldüğü anda benim birini ona sanki oymuş gibi benzetmem, elin amerikalısıyla vedalaşır gibi selamlaşmamız bana gülümsemesi kaybolana kadar birbirimize bakmamız..

    dedemin kafamdaki görüntüsü hep o adamın görüntüsüdür, diğer hallerine dair gariptir ama hiç bir anı yok. hep o gülümseyip bana selam verdiği anı hatırlıyorum.

  • özel sektör mü? azıcık daha kpss mi kassam? peki ya yüksek lisansa ne dersin piremses? çalışırken yüksek lisans mı? yoksa direkt öyp ile olaya mı dalsam? sahada mı geliştirsem kendimi? klinik deneyim mi? daha yeni mezun oldum cv'ye ne yazayım lan? anca stajları yazarım. yer mi ki? denicez. ha? efendim anne söyle? ne evliliği anne bir dur. yurtdışına kapak mı atsam? şöyle çok çirkin olmayan mayışlı biriyle evlenip oturumu alıp vınn. efendim anne? çükünü kestiriveririz anne nolcak. neyse ne diyodum hah yurtdışı. anaa yurtiçi kargodan mezuniyet elbisem gelecekti. dur ariyim onu bi. hangi şehre gitsem? tamam her yerde para var da şöyle gezip eğlenebileyim de. yaşım 23 lan. akşam eve gelip kucağımda meyve tabağıyla dizi mi izlicem sanki. şehir önemli şehir. a-a! bu ne lan. kulağımdan bişey geliyo. bu sızıntı ne? aha. beynim aktı...

    işte bu sikko bunalımların alevlendiği dönemlerin yaş adıdır 23.

  • "15 yildir boyle bir sey yasanmamis"mis...

    arkadas 16 yildir yasandi mi?
    peki ya 17 yildir?

    ulan ben 30 yildir bu ulkede lokal elektrik kesintilerini gordum de, ulke genelinde elektrik kesildigini ilk kez goruyorum.

    bunun ne kadar onemli oldugunun farkinda misiniz?
    ulke milli guvenliginin tehlikede oldugunun faskinda misiniz?
    su durumda bir cok savunma mekanizmasinin devre disi kaldiginin farkinda misiniz?
    tabii ki degilsiniz.
    olsaydiniz "15 yildir bidi bidi..." diye sacmalama geregi duymazdiniz.

    (bkz: haarp) projesi. adamlar savas durumunda, enerji bombasi ile bir sehrin tum enerji kaynagini devre disi birakarak, radar sistemlerinden, hava savunma sistemlerine kadar her seyi devre disi birakacak teknoloji gelistiriyorlar.
    neden?
    sen daha ne oldugunu anlayamadan, ucak bile kaldiramadan kafana cokebilsin diye.

    21. yyda ulke genelinde elektrik kesiliyor...
    saka gibi derler ya,
    saka degil, trajik...